Dolar

34,8744

Euro

36,7427

Altın

3.038,47

Bist

10.139,77

1917 Rus Devrimi

Ekim Devrimi, Bolşevik Devrimi , Rus Devrimi (Rusça: Октябрьская революция / Oktyabrskaya revolyutsiya) ya da Büyük Sosyalist Ekim Devrimi, ayrıca bilinen adı ile Ekim Ayaklanması, Rusya’da Jülyen takvimi'ne göre 25 Ekim 1917'de, (Miladi takvime göre 7 Kasım 1917) Petrograd'daki geçici hükümetin devrilerek iktidarın Lenin önderliğindeki Bolşeviklere geçmesini sağlayan, dünyada ilk ve en büyük sosyalist devletin Sovyetler Birliği'nin kurulmasına yol açan olaydır.

8 Yıl Önce Güncellendi

2017-11-08 09:45:09

1917 Rus Devrimi

Ekim Devrimi olarak da anılan 1917 Rus Devrimi, Vladimir Lenin tarafından “ekmek, barış, özgürlük” sloganı altında 1905 Rus Devrimi'nin devamı niteliğinde olmuş ve Petrograd (Petersburg) şehrinde ilk kıvılcımlarını yaymaya başlamıştır. 1905 Devrimi tamamıyla halk iradesiyle başlatılmışken, Ekim Devrimi, bir parti düşüncesiyle başlatılmıştır

DEVRİMİN İLK AYAK SESLERİ

Diktatörlük ve mutlak yönetim şeklinin hâkim olduğu, Çar sistemiyle yönetilen Rusya büyük bir ekonomik çöküş ve buhran yaşadığı bir dönemden geçiyordu. Bu sebeple Rus halkının çoğunluğunun işsizler ve köylülerden oluşması ülkenin bu kötü gidişatının göstergesiydi. Yokluk ve sefaletin devam etmesi sonucu halk 1905'de ayaklanarak bu duruma tepkisini gösterdi. Fakat 1905 Devrimi'nin ardından durumlar eskisinden daha kötü bir hal aldı ve Petersburg ve Moskova'da, İşçi Sovyetleri kuruldu. Ülke hali hazırda Rus-Japon Savaşı ile askeri olarak büyük darbe almışken  iç siyasi hayatta da 1905 Devrimi ile büyük altüst oluşlar yaşamaya başladı. 1905 Devrimi sonrası Çar bazı önlemler alarak yasama meclisi olan Duma'yı kurup halka bazı özgürlükler tanıdı. Bu yöntem çok faydalı olmadı ve hatta Çar'dan yönetimin alınmasına sebep oldu. I. Dünya Savaşı'na katılan Rusya, sefaletin son demine ulaşmıştı ve yokluk içinde yaşamaya devam ediyordu. Rus halkı barış istiyordu fakat hükumet bunu destekledi ve I. Dünya Savaşı'na devam etme kararı aldı.

RUSYA'DA MONARŞİ YIKLIYOR

23 Şubat'ta (Gregoryen takvime göre 8 Mart) Petrograd işçileri iktidarı ve mevcut düzeni protesto eden bir gösteri yaptı. Kadınların çoğunlukta olduğu gösterilerde “ kahrolsun istibdat, ekmek ve adalet istiyoruz” sloganları atıldı. Çar, ordusunu ve Kazak askerleri gösterileri bastırmak için görevlendirdi. Ancak subayların halkın üzerine ateş edilmesi yönündeki emrine savaştan yorgun düşmüş askerler silahlarını subayların üzerine doğrultarak cevap verdi. Kazak birlikleri de halkla çatışmayı reddetti. İsyanın büyümesi üzerine Çar II. Nikolay kardeşi Mihail lehine tahttan feragat etti. Ancak Prens Mihail devrimci hareketlenmeden korkarak tahtı devralmayı reddetmesiyle Rusya'da monarşi rejimi yıkıldı. 350 yıllık Çarlık yönetimi ve 300 yıllık Romanov hanedanı da tarihe karıştı. Ancak seçim sisteminin asillere tanıdığı oy hakkı sebebiyle Duma'da çoğunlukta olan Çar taraftarı milletvekilleri hızlı davranarak Prens Lvov başkanlığında geçici hükümeti kurdu ve yönetimi sahiplenmeye çalıştı. Tabii işçi, köylü ve askerlerin Sovyetleri de alternatif bir iktidar olarak ortaya çıktı. Artık bölünmüş toplumu temsil eden iki ayrı hükümet mevcuttu. Resmi olarak iktidarı devralan burjuva hükümeti, aristokratları, fabrikatörleri, din adamlarını ve Çar yanlısı subayları temsil ederken, yoksul halk kitlelerini, işçi ve köylüleri Sovyetler temsil etmekteydi. İki organ ve destekçileri arasındaki çatışma Bolşeviklerin iktidar olmasına kadar süren belirsizlik ortamında yaşanan kaos ve kargaşanın temel sebebi oldu. Bolşevik Devrimi ile birlikte burjuva hükümeti saf dışı bırakılarak mutlak iktidar Sovyetlere verildi.

LENİN HAREKETE GEÇİYOR

Lenin ilk olarak 1903 yılında katıldığı Roma Kongresi'nde devrim yaratacak düşüncelerini dile getirmişti. Lenin ve düşüncelerini destekleyen bir topluluk oluşmuştu ve bu topluluğa “Bolşevik” adı verildi. 1905 yılında ortaya çıkan adaletsizlik, açlık ve yokluğa karşı bir ayaklanma yapıldı fakat bu girişim başarısızlıkla sonuçlandı. Diğer ülkeler demokrasi ile yönetilirken Rus Çarlık Sistemi yani ülkenin mutlak yönetim şeklinde bir değişiklik olmadı. Diktatörlüğün maksimum derecelere ulaştığı bu dönem Çarlık Rusya'nın itibarını ve saygınlığını ziyadesiyle yok etmişti. Yasama Meclisi Duma'nın kurulmasının ardından Çar tahtından indirildi ve yerine geçici hükümet olan “Krenski Hükümeti” kuruldu.  Bu sırada İsviçre'de bulunan Lenin partinin Rusya'daki merkezine geçici hükümete destek verilmemesi gerektiğini, işçi ve köylülerin ancak Sovyetlerin tam iktidarı ile zafer kazanacağını belirten mektup gönderdi. Zaten geçici hükümet de halkın isteklerine cevap vermekten uzaktı. Tarım reformu, günlük çalışma süresinin kısaltılması gibi taleplerin hiçbiri gerçekleşmedi. Şubat Devrimi'nin çıkış sebeplerinden birisi olan halktaki barış isteği dikkate alınmadı. 20 ve 21 Nisan'da geçici hükümetin savaşa devam etme kararı iç savaşı da beraberinde getirdi. Bu tarihlerde Lenin ve düşünceleri işçi sınıfı tarafından hala destek görmediği için ayaklanma başlatılmadı. Hükumet, Bolşeviklerin eylem ve gösterilerini yasaklamıştı. Yasağın ardından 18 Haziran'da Bolşevik taraftarları bir eylem yaptı. Bunun üzerine de 4 Temmuz'da çıkan iç savaşla birlikte geçici hükumet Bolşevikleri yok etmek için birçok saldırı düzenlemeye başladı.

DEVRİME AYLAR KALA: TEMMUZ GÜNLERİ

Temmuz ayının ilk günlerine gelindiği zaman yönetim tamamen kötü ellere geçmiş ve iç savaş giderek kızışmıştı. Barışın tamamen bitmesi ile birlikte Lenin ve yandaşları hakkında tutuklama emri verilmiş, Lenin çıkan bu tutuklama emriyle birlikte Finlandiya'ya kaçmıştı. Yapılan bir gizli toplantıda Troçki ve yandaşları Bolşevik Partisi'ne katıldı, bunun üzerine Lenin Petersburg'a geri döndü ve 10 Ekim'de yaptığı toplantıda silahlı ayaklanma için planlar yapmaya başladı. Dönemin Genel Kurmay Başkanı olan Kornilov, komünistlerin ve Sovyetlerin yok edilmesi gerektiğini söyleyerek Bolşeviklere karşı birçok saldırı planı hazırlamıştı. Kornilov'un tek amacı askeri bir diktatörlük yaratıp ülkenin yönetimini ele geçirmekti. Kornilov yaptığı planları geçici hükümetle paylaştı; fakat Krenski tarafından destek alamadı. Buna rağmen Kornilov Petersburg'daki Bolşevik'lerin üzerine askeri birlik yolladı. Halk Bolşeviklere destek çıktı ve gelen saldırıya aynı sertlikte ve ciddiyette cevap verdi. Bu direniş ile birlikte Bolşevik taraftarları büyük bir artış göstermeye başladı.

SSCB KURULUYOR

Lenin 7 Ekim'de silahlı ayaklanma planları hazırlarken partideki bazı kişiler bunu dışarı sızdırdılar. Buna rağmen 24 Ekim tarihinde Lenin önderliğinde ayaklanma başlatıldı ve başarıyla sonuçlandı. Rusya Sovyetler Kongresi'ndeki 670 delegenin yaklaşık olarak yarısına karşılık gelen 300'ü Bolşevik, 100 kadarı da Sosyalist-Devrimci Parti üyesi Sol SR olduğundan kongredeki çoğunluk Aleksandr Kerenski hükümetinin devrilmesini onayladı. Kışlık Sarayın alınma haberi kongreye ulaştığında iktidarın İşçi, Asker ve Köylü Vekilleri Sovyeti olarak alındığı ilan edildi ve Ekim Devrimi onaylandı. Bolşevik lider Lenin kongrede iktidarın alınmasına yönelik kısa bir konuşma yaptı:

"Yoldaşlar, Bolşeviklerin ısrarla savunduğu işçi ve köylü devrimi gerçekleşmiştir."

26 Ekim tarihinde de Lenin'in başkanlık edeceği Sovyetler Hükümeti kuruldu. Lenin ilk olarak Troçki'yi Dışişleri Bakanı olarak görevlendirdi ve ilk adım olarak Rusya'nın I. Dünya Savaşı'ndan acilen çekilmesi ve çöken ekonomisinin düzeltilmesi için önlemler almaya başladı. Bu amaç doğrultusunda Troçki, Brest-Litovski Antlaşmasını imzalayarak Rusya'yı I. Dünya Savaşından çekti.

DEVRİM SONRASI İÇ SAVAŞ

Bu olayların devamında Bolşeviklere karşı olan monarşi yanlısı Beyaz Ordu, Bolşeviklere karşı iç savaş başlattı. 1917-1922 yılları arasında Rusya'da uzun bir iç savaş ortaya çıktı. Ayaklanma planları yapıldığı sıralarda Sovyet yanlıları olan Menşevik ve SR'lar ayaklanmaya destek vermediler. Eylül ve Ekim aylarında Moskova ve Petrograd sanayi işçileri, maden işçileri, demir sanayicileri, petrol işçileri, demir yolu işçileri birçok grev yapıp ve Lenin'i desteklediler. Kornilov'un saldırılarına karşılık olarak tüm Rusya yönetiminin Sovyetlere verilmesini onayladı ve destekledi. Yeni hükümet iş başına geçtiği yıllarda baş gösteren iç savaşta  Lenin iç savaşa destek olan bazı yandaşlarını kendisine ve devrimine ihanet ettiği gerekçesiyle öldürttü. Bu sayede verdiği tüm sözlerin arkasında durmayı da başardı.

SSCB'DE STALİN DÖNEMİ

1924 yılında Lenin hastalandı ve kısa süre içerisinde de hayatını kaybetti. Akla ilk gelen soru “hükümetin başına kim geçecek?” sorusu oldu. O dönemde iktidarda olan tek parti Sovyetler Birliği Komünist Partisi'ydi. İç savaş döneminde Lenin ve Stalin arasında çok samimi sohbetler gerçekleşmişti. Lenin ölmeden önce Stalin'in kesinlikle hükümetin başına geçebilecek kadar güvenilir olmadığını belirtmişti fakat bunu kimse önemsememişti. Lenin'e göre iktidar Sol Bolşeviklere verilmeliydi. İç savaş esnasında Troçki Kızıl Ordunun komutasını üstlendi ve Stalin'i destekledi. Stalin'in yeni ekonomik politikadan vazgeçilmesi gerektiğini söylemesi üzerine Troçki taraf değiştirdi. Troçki'nin muhalefete geçmesiyle birlikte Stalin 1928 yılında Troçki'nin tüm gücünü elinden aldı ve onu sürgün etti.

Haber Ara