AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, gündeme ilişkin açıklamalar yaptı:
Ankara saldırısı seçime ilerleyişimize atılmış bir bomba olarak değerlendirilmeli.
Mülteci akını başladığı zaman uçuşa yasak bölge ve güvenli bölgenin oluşturulmasını dillendirdi ama destek bulmadı. Türkiye ölümden kaçan insanları misafir ediyor. Mülteci akını artık Suriye'den kaçarak artık Avrupa kapılarına dayandığında geçmişte duyarlılık göstermemelerinin hata olduğunu ortaya çıkardı.
Türkiye hiçbir şekilde Suriye konusunda tek başına hareket etmedi. Ama sonuç alınamayınca Suriye Dostları ve Cenevre Konferansı ile hareket edildi. Gelinen noktada artık mülteci meselesi Türkiye'nin meselesi olmaktan çıkmıştır. 800 milyon dolar harcama yaparken bunu onurla,gururla yapıyor. Türkiye'den imkanları çok daha iyi olan ülkelerde 20 bin kişiyi alabilir miyiz tartışmaları sürüyor. Sayın Merkel'in ziyareti ile Almanya merkezli olarak bu konuya yeni bir duyarlılıkla yaklaşılacağı konusunda bir ilerleme ışığı görülüyor.
Terör meselesi sadece Türkiye'nin meselesi değil. Türkiye'yi tehdit eden terör Avrupa başkentlerini de tehdit eder.
Suriye politikasında bir farklılık yok. Esad'ın kalıcı olduğu hiçbir formül Türkiye açısından kabul edilemez. Eli kana bulaşmış birisinin gelecek inşa etmesi mümkün değil. Türkiye'nin aradığı formül Suriye halkının karar sahibi olacağı bir yönetim modeli ortaya çıkmasıdır. "Esad'ın kalıcı olduğu bir formüle Türkiye razıdır" demek söz konusu değil. Suriye halkının geleceğini kuracak olan meşru muhalefettir. Her bir devletin orada bir örgütü desteklediği bir yaklaşım Suriye halkının geleceği için barış ve istikrarı kurmaya hizmet etmez. AK Parti'de bir görüş değişikliği varmış gibi bir algı ortaya çıktığı için bu izahata gerek duydum.
Yurtdışında oy kullanacak vatandaşlarımız hangi partiye oy verirlerse versinler ama oy kullansınlar. Bu seçimlerin hiçbir tartışmaya mahal bırakmaksızın gerçekleştirmenin büyük bir başarı olduğunun altını çizmek için katılımın yüksek olmasını arzu ediyoruz, gerek yurtdışında gerek yurt içinde.
ESAD'IN RUSYA ZİYARETİ
Esad ilk defa Suriye topraklarının dışına çıkıyor. Bu Esad'ın kendi ülkesinden böyle büyük bir katliam şebekesini yönetirken yurtdışına çıkabilmesini uluslararası toplum düşünmelidir. Siyasi çözüm gerektiğini biz de ifade ediyoruz. Ama Esad'a bir meşruiyet görüntüsü vermek şeklinde bir sonuçları olursa tabii ki bu oradaki halkın meşru mücadelesine zarar vermiş olur. Dün Sayın Cumhurbaşkanımız da bilgi aldı.
En büyük arzularımızdan biri Türkiye'nin çağdaş bir anayasa yapmasıdır. Ekonomik, demokratik gelişmeler çok önemli ama anayasa konusunda çağdaş normalara kavuşmalıyız. 400 vekil meselesi de gerek Cumhurbaşkanımız gerek Başbakanımız tarafından yeni anayasa ile ilgili temenniler için söylenmiştir. Bununla ilgili polemik konusu yapanlar olursa bunu kendilerine sorarsınız.
KILIÇDAROĞLU'NUN 'OSLO' İDDİASINA YANIT
İktidar her rejimde var ama muhalefet sadece demokrasilerde var. Kamuoyunun önüne çıkmalı bunun altında imzalar var, şu sözler verilmiş demelidir. Bu kadar büyük bir iddianın bu kadar ileri bir tezin sahibinin ispat edemiyorsa istifa etmesi gereklidir. Türkiye 30-40 yıldır bu işlerle uğraşıyor.
Her iktidar döneminde bunlar denenmiştir. Ama uzun zamandır bu tartışma sürüyor. Oslo belgelerini gördük diye, ama bunun altında eziliyorlar. Yaptığımız hiçbir işin altında ezilmiyoruz. Ama devlet ve millet adına taviz verdiğimiz iddia ediliyorsa hemen bir basın toplantısı ile bunu açıklasınlar gereğini yaparız. Ben bu belgeleri gördüm deyip ispat söz konusu değilse, bu iddiayı öne süren kişilerin ne yapması gerektiğini kamuoyunun takdirine bırakıyoruz. Madem ki TBMM önemli kurum, mecliste bulunan her partinin bu sorumluluğu taşıması gerekir. Açıklasınlar, hep beraber görelim. Çok açık bir şekilde çağrı yapıyorum. İspatlasınlar, ispatlamıyorlarsa gereğini yapsınlar.
BAHÇELİ'NİN 5'İNCİ PARTİ İDDİASI
7 Haziran'da bir şekilde MHP'nin iktidarın parçası olması gibi bir denklem ortaya çıktı. Sayın Bahçeli bir hayır siyaseti ortaya koydu. Sayın Bahçeli'nin MHP'yi iktidar yapma gibi bir derdi yok. Böyle bir şeyi söylemek siyasi falcılık. Bizimle rekabet edemeyenler ya vesayetten bir şey umdular ya da komplodan bir şey umdular.
