Yenilik ve Adalet Biriliği Partisi (BIG) Genel Başkan Yardımcısı İsmet Mısırlıoğlu, 9 Mayıs 2020 tarihli yazısında, Almanya'da Türkiye düşmanlığını ve Türkiye'nin adını güzel işlerde duymak istemediğini yazdı. Almanya'nın Türkiye'yi sürekli hedef tahtasında görmek istediklerine de dikkat çekti. İşte Mısırlıoğlu'nun konuya ilişkin yazısı:
Almanya, 23 Mart tarihi itibarıyla koronavirüse karşı resmen önlem almaya başladı. Okullar, çocuk yuvaları, lokantalar, mağazalar ve bir çok işyeri kapatıldı.
Başbakan Angela Merkel'in o günlerde yaptığı korku ve panik havasının oluşmasını sağlayan konuşması halkta farklı endişeler oluşmasına yol açtı.
Herkes kendi can derdine düştü. Küçük dertler unutuldu. Düşmanlıklar ileride tekrar indirilmek üzere üst raflara yerleştirildi.
Bu zaman zarfında yapılan anketlerde ırkçı AfD partisinin oylarında ciddi düşüşler gözlemlendi.
Önceki kamuoyu araştırmalrında İkinci parti konumuna kadar yükselen Almanya İçin Alternatif Partisi, bir anda yüzde 8"lere varan oy kayıpları yaşadı.
Merkel başkanlığındaki Hristiyan Demokrat ve Sosyal Demokrat koalisyon hükümeti Covid-19'a karşı aldığı sert önlemlerle halk nezdinde imaj tazeliyor, aşırı sağa pabuç bırakmak istemiyordu.
Tüm bu gelişmelerin paralelinde Alman medyası da ciddi şekilde konu sıkıntısı yaşıyordu.
Basın yayın organlarının ağırlıklı ana konuları koronaydı. Buna güzel örnek olarak haftalık Spiegel dergisinin son sayılarındaki kapak konuları gösterilebilir. Tüm dünyada özellikle gelişmiş ülkelerde hayat durunca yazacak başka bir konu da bulamıyorlardı.
Gündemi değiştirmek ve kamuoyunu farklı konularla meşgul etmek gerekiyordu. Bu durumda Almanya'nın kronik hastalığı haline gelen Türkiye düşmanlığı ne güne duruyordu?
Böylece iki ay boyunca dondurulan siyasi hayat yeniden canlandırılabilirdi.
Almanya'nın resmi yayın organı Deutsche Welle ilginç bir haber yaparak tüm okların Türkiye'ye çevrilmesini sağladı. Profesör lakaplı Onur Başer adında bir "uzmanın" görüşlerine başvurdu. Onun ağzından Türkiye'de korona vaka sayısının 32 milyonu bulacağını, ölümlerin ise 150 ile 600 bin bandında seyredeceğini duyurdu. Sorumsuzca ve art niyetle yapılan bu haber, Türkiye'nin tüm dünyada örnek olarak gösterilen korona mücadelesini gölgelemek amacından başka bir niyet taşımıyordu. Nihayetinde geldiğimiz son noktada Almanya'daki ölüm sayıları Türkiye'ninkinden iki misli daha fazla.
Prof. Onur Başer, bu ısmarlama haberden sonra söylediklerinin çarpıtıldığını iddia ederek Deutsche Welle'yi suçladı. Yazılanların kendi sözleri olmadığını belirten Başer, işin boyutunun nerelere varacağını gördükten sonra çark etti ve Türkiye sağlık sisteminin takdire şayan işler yaptığını söyledi.
Almanya'da son günlerde altan alta korona önlemlerine karşı protesto eylemleri çoğalıyor.
Stuttgart başta olmak üzere Berlin, Hamburg ve doğu eyaletlerinde göstericiler hükümeti, demokratik hakların gasp edilmesiyle suçluyor.
Söylemlerine alanlarında uzman akademisyenler de destek veriyor.
Gazeteci ve sosyal medya aktivisti Ken Jebsens'in halkı mücadeleye davet eden videoları 3 mılyona yakın kişi tarafından merakla izleniyor.
Siyaset ve medya şimdilik onları ciddiye almak istemiyor. Ters tepebilir korkusu var.
Buna karşılık yine Türkiye gündemiyle dikkatler farklı alanlara çekikiyor.
Almanya'da bu haftaya kadar koruyucu maske sıkıntısı yaşanıyordu. Bunu çok iyi bilen Türkiye, Hannover'e 200 bin koruyucu kıyafetin yanında 40 bin maske gönderdi.
Tüm yardımlar bir törenle teslim edilecekti.
Federal hükümetin ortağı Sosyal Demokrat Parti, Türkiye'nin Hannover bölgesine tıbbi malzeme yardımı için düzenlenen törene karşı çıktı. Maske teslim töreni yaşananlar sonrası iptal edildi. Hannover'in SPD'li eski belediye başkanı ve terör örgütü PKK gösterilerinde konuşmalarıyla tanınan Herbert Schmalstieg, eleştirel açıklamalar yaparak Türkiye'den bağış alınmaması gerektiğini savundu. Tören iptaline rağmen maskeler teslim edildi.
Buna benzer bir olay da bir kaç hafta önce Kuzey Ren Vestfalya eyaletinde yaşanmış Almanya Dışişleri Bakan'ı Maas, Türkiye'den maske alınmasına karşı çıkmıştı. Eyalet başbakanın itirazından sonra maskelerin ülkeye girişine müsade edilmişti.
Almanya, Türkiye'nin adını güzel işlerde duymak istemiyor. 2004'den beri süregelen siyasi ve medyatik düşmanlığı bir şekilde sürdürmekten yana. 2019''dan sonra ilişkilerde göreceli olumlu gelişmeler olmasına rağmen, Almanya'da bazı güç odakları Türkiye'yi sürekli hedef tahtasında görmek istiyor.
İsmet Mısırlıoğlu
Berlin, 9 Mayıs 2020
