Ortadoğu'nun küçük fakat İsrail'e komşu olduğu için stratejik öneme sahip ülkelerinden Ürdün'de meydanlar ve sokaklar bir süredir hareketli.
Vergi yasasına karşı düzenlenen yoğun protestolar Başbakan Hani El-Mulki'yi istifaya sevk etti.
El-Mulki'nin istifasını kabul eden Kral Abdullah, Eğitim Bakanı Ömer Er-Razzaz'ı yeni hükümeti kurmakla görevlendirdi.
Hükümetin istifasına rağmen gösteriler devam ediyor.
Ürdün, yeterli gelir kaynaklarına sahip olmadığı için dış yardımlara bağımlı olan bir ülke.
Buna bir de hayat pahalılığı, yolsuzluklar ve kötü yönetim eklenince halkın sokağa inmesi kaçınılmaz hale geliyor.
Fakat Ürdün'deki gösterilerle ilgili ortaya atılan bir iddia kafaları karıştırdı.
O iddia şu:
“Ürdün Kralı Abdullah, Filistin davasını tasfiyeyi hedefleyen “Yüzyılın Anlaşması” projesini onaylamadığı için cezalandırılıyor.”
Bu iddianın gündeme gelmesine neden olanlardan Muhammed El-Baradey, Twitter hesabında, “Ürdün'ün Filistin davasının tasfiye edilmesine karşı çıktığı için cezalandırıldığı iddiası doğru mu?” diye sordu.
Mısır'daki darbe sürecinde kritik rol oynayan El-Baradey, bu sorunun ardından da “Allah'tan bu seviyeye ulaşmamamızı dilerim. Arap dünyasında daha çok bölünmenin hepimizin sonunun başlangıcı olabileceğini hâlâ idrak etmedik mi?” dedi.
Katar eski Başbakanı Hamed Bin Casim Es-Sani de yine Twitter aracılığıyla yaptığı açıklamada, Ürdün'deki gösterilerin arkasında yakınlarındaki bazı ülkelerin parmağı olduğunu ve Yüzyılın Anlaşması'nı kabul etmesi için Amman'a baskı yapıldığını öne sürdü.
Tüm bu iddialar, daha önce bazı Arap ülkelerinin liderlerinin kendisine “Kudüs konusunda bize uy, biz de sana yardım edelim” dediklerini açıklayan Ürdün Kralı'nın sözlerini hatırlattı.
Hatta Arap yazarlardan Kral Abdullah'ın Erdoğan'ın çağrısıyla İstanbul'da gerçekleştirilen İslam İşbirliği Teşkilatı toplantısına katıldığı için cezalandırıldığını söyleyenler dahi oldu.
Bu arada, İsrail gazetelerinden Yediot Ahranot'un Pazar günkü sayısında yer alan bir haberde de aynı iddia gündeme getirildi.
Suudi Arabistan'ın Ürdün'e destek olmayı bıraktığı ve Ürdün'ün ne pahasına olursa olsun korunması için İsrail'in Amerika'ya yaptığı baskının da azaldığı öne sürüldü.
Haberde ayrıca, Kral Abdullah'ın üç kardeşiyle birlikte Türkiye'ye gittiği ve Erdoğan'a göz kırparak kendisiyle birlikte yürümeye hazır olduğunu söylediği, Ürdün Kralı'nın Erdoğan'ın sağında görülmesinin Amerika, İsrail ve Suudi Arabistan'ı öfkelendirdiği iddia edildi.
ABD Başkanı Donald Trump'ın Filistin davasını tasfiye projesine Ürdün'ün sıcak bakmadığı ve bu nedenle baskılara maruz kaldığı bir gerçek.
Bir diğer gerçek ise Ürdün halkının çektiği ekonomik sıkıntılar.
Kral Abdullah'a bir mesaj verilmek istenmiş olabilir.
Fakat şunu da unutmamak gerekiyor:
Yüzyılın Anlaşması'na karşı çıktığı için Ürdün'ü cezalandırdığı söylenenlerin hepsi Arap Baharı devrimlerine karşı ülkeler.
Hiçbiri Amman'daki rejimin halk tarafından değiştirilmesini istemez.
İsrail'in de, Ürdün'ün istikrarının, güvenliği için ne derece önemli olduğunu ve olası bir karmaşanın kendisi için büyük tehdit teşkil edeceğini bilmemesi mümkün değil.
Buna rağmen “kısa süreli kontrollü bir gerginlik” ile Kral Abdullah'a gözdağı vermek istiyor olabilirler.
