Son birkaç gündür sosyal medyada Türkiye aleyhine yoğun bir kampanya yürütülüyor ve yaz tatilinde Türkiye'ye gitmeme çağrıları yapılıyor.
“Türk turizmini boykot” etiketi altında Twitter'da yapılan paylaşımlarda bu yaz tatillerini Türkiye'de geçirmeyi planlayan Araplar ve özellikle de Körfez ülkeleri vatandaşları etkilenerek vazgeçirilmeye çalışılıyor.
Türkiye'yi karalama ve turizmine darbe vurma amacı güden kampanyaya yakından baktığımızda karşımıza yine Birleşik Arap Emirlikleri çıkıyor.
Suudi Arabistan'daki güçlü BAE lobisi de Türk turizmini boykot çağrılarına destek veriyor.
Twitter'da yapılan paylaşımlar ve hazırlanan videolar, karalama kampanyasının birkaç sosyal medya kullanıcısının işi olmadığının kanıtı. Alelacele de olsa bir hazırlık yapılmış.
Ülkemizde turistlerin dolandırıldıkları ve can güvenliklerinin olmadığı, Türklerin yabancılara ve özellikle Araplar'a kötü davrandıkları iddialarından tutun sözde Ermeni soykırımına kadar Türkiye ve Türkler aleyhine doğru yanlış ne varsa kullanıyorlar.
Kendi ülkeleri Kudüs'ü ve Mescid-i Aksa'yı Yahudiler'e bırakma pahasına İsrail'le ilişkilerini geliştirme peşinde koşarken, Türkiye ve İsrail arasında diplomatik ilişki olduğu için Türk turizminin boykot edilmesi gerektiğini söyleme yüzsüzlüğünde dahi bulunuyorlar.
Hem de Türkiye'nin İslam dünyası Kudüs'ü kaybetmesin diye yoğun çaba sarf ettiği bir dönemde bunu yapıyorlar.
“Çamur at, tutmazsa da izi kalır” diye düşünüyor olmalılar.
Türkiye tarihinin en önemli seçimlerinden birine giderken ve ABD Doları üzerinden ekonomisine operasyon çekilirken yürütülen bu kampanyanın öncelikli hedefinin sanal bir şekilde oluşturulmaya çalışılan negatif havaya katkıda bulunmak olduğunu tahmin etmek zor değil.
Akıllarınca Türk ekonomisine bir darbe de kendileri vurmak istiyorlar. Ekonomimizin Körfez ülkelerinden gelecek turistlere bağlı olduğunu sanacak kadar da cahiller.
Ayrıca, Türkiye'ye yönelik içlerinde büyüttükleri kin ve düşmanlığı bu şekilde kusarak bir tür rahatlama yaşıyorlar. Hükümetlerinden resmi bir yasak gelmediği sürece BAE'nin Türk turizmi aleyhindeki kampanyasının Araplar üzerinde kayda değer bir etkisi olmaz. Çünkü ülkemize gelen Arap turistler söylenenlerin birçoğunun asılsız olduğunu ve Türkiye'de turistler için hiçbir güvenlik tehdidi bulunmadığını biliyorlar.
Sağda solda yaşanan birkaç kötü muamelenin ve olumsuz örneğin de her ülkede yaşanabileceğinin farkındalar.
Ne Türkiye'de ev alanların evlerini satmaya ne de bu yaz tatili İstanbul'da, Bursa'da, Rize'de, Trabzon'da geçirmek isteyenlerin planlarında değişiklik yapmaya niyetleri var.
Daha da ötesi BAE'nin yürüttüğü kampanyaya karşılık Türk Lirası'nı destekleme çağrıları yapılıyor.
24 Haziran'da yapılacak seçimlerin sonuçlarını etkilemeye yönelik bir oyun döndüğünün herkes farkında. Arap sokağında birçok kişi bu oyunda BAE'nin de parmağı olduğuna inanıyor ve şu soruyu soruyor:
“Türkiye neden sessiz kalıyor ve herhangi bir karşılık vermiyor?”
Türk turizmini boykot çağrılarının etkisi dikkate değer boyutta olmasa da, BAE tarafından yürütülen bu tür kampanyaların Arap toplumlarına sistematik bir şekilde “Türkiye düşmanlığı” pompaladığını ve bunun ileride ülkemiz için tehlike teşkil edebilecek olmasını göz ardı edemeyiz.
BAE'ye artık bir şekilde haddini bildirmek gerekiyor.