Arap dünyasının en büyük medya gruplarından MBC, bünyesindeki kanallarda yayınlanmakta olan Türk dizilerinin yayınını durdurdu.
Hatta dizilerin geçmişte yayınlanan bölümlerinin kanalların internet sitelerindeki videoları da kaldırıldı.
MBC, Dubai'den yayın yapsa da Suudi Arabistan'a ait bir medya grubu.
Kim ne derse desin ve hangi gerekçeyi ileri sürerse sürsün, hiçbir şey bu kararın tamamen siyasi bir karar olduğu gerçeğini değiştirmez.
Yani karar, medya grubu yönetiminin kendi kararı değil.
Daha yukarıdan gelen bir emirle alınmış bir karar.
Hatta açıklamaların satır aralarından Türk dizilerini boykot kararının tek bir medya grubuna ait olmadığını, birkaç ülkenin birlikte aldığı ortak bir karar olduğunu anlıyoruz.
MBC Group Sözcüsü Mazen Hayek'in Birleşik Arap Emirlikleri'nde İngilizce yayınlanan The National gazetesine yaptığı açıklamada, “MBC de dahil olmak üzere birçok Arap ülkesinde Türk dizilerinin yayından kaldırılmasına yönelik bazı medya gruplarını ilgilendiren bir karar alındı” demesi de bunu gösteriyor.
Yani Türk dizilerini boykotun en azından Suudi Arabistan ve BAE'nin kararı olduğunu söyleyebiliriz.
Hatta bu ikiliye Bahreyn'i de ekleyebiliriz.
MBC'nin son adımına gerekçe olarak konunun ekonomik boyutuna, Türk dizilerinin sektörde giderek daha çok büyümesine ve pastadan aldığı büyük paya dikkat çekiliyor.
Fakat kararı sadece bu gerekçeye bağlamak yanlış olur.
Ayrıca Türk dizilerinin kazancının büyümesine katkıda bulunmama kararı yine bir siyasi gerekçeye, “Türkiye'ye daha fazla para kazandırmayalım” düşüncesine dayanıyor.
Şayet amaç rekabet olsaydı, alternatif Arap dizileri çekilmeden Türk dizileri alelacele yayından kaldırmazdı.
Yayınlanan eski bölümlerin kanallara ait sitelerden dahi kaldırılmasının sebebi çok daha farklı.
Türk dizilerinin boykot edilmelerinin asıl sebebi dizilerin Türkiye'yi sevdirdiği ve bunun bir tür “kültür istilası” olduğu inancı.
Diriliş Ertuğrul ve benzeri dizilerin Arap sokağında da büyük bir beğeniyle izlendiğini biliyoruz.
Osmanlı fobisi olanların bu durumdan rahatsız olmaları gayet normal.
Bizim Türk kültürünü, örf ve ananelerini, aile yapımızı yansıtmıyor diye eleştirdiğimiz dizilerin bile Arapların Türkiye'ye sevgisini artırdığı ve Türk turizmine büyük katkısı olduğu düşünülüyor.
MBC kanallarından Türk dizilerini yayınlamamasını isteyenler, o dizileri seyredenlerin ilk fırsatta tatil için Türkiye'ye koştuklarına inanıyor.
Kararın Türkiye'nin yumuşak gücünün etkisini kırmaya yönelik bir hamle olduğu açık.
Cumhurbaşkanı Erdoğan liderliğindeki Türkiye, birçok alanda elde ettiği eşsiz başarılarla Arap gençliğine örnek oluyor.
Bu durumdan hoşnut olmayan ülkeler zaten uzun bir süredir sosyal medya aracılığıyla Türkiye'yi ve Erdoğan'ı karalama kampanyası yürütüyordu.
Türk dizilerini boykot adımıyla Türkiye'ye karşı yürütülen soğuk savaşa yeni bir boyut eklendi.
Bu arada ilginç bir gelişme daha yaşandı.
Mısırlı kadın gazeteci Lemis El-Hadidi, Kahire'yi ziyaret eden Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed Bin Selman'ın bölgede “şer üçgeni” olarak Türkiye, İran ve terör örgütlerini saydığını öne sürdü.
Darbe yanlısı gazeteci, Muhammed Bin Selman'ın ayrıca “Erdoğan'ın yönettiği Osmanlılar, Müslüman Kardeşler'i de kullanarak halifeliği yeniden getirmek istiyor” dediğini iddia etti.
Suudi Arabistan'dan henüz El-Hadidi'nin açıklamalarına herhangi bir yalanlama gelmedi.
Tüm bu gelişmeler Riyad'ın Türkiye rahatsızlığını daha açık ve yüksek sesle dile getirmeye karar verdiğini gösteriyor.