Suudi Arabistan medyası, Katar'ı ana kıtadan ayırarak adaya dönüştürecek bir kanal projesi olduğunu ve projenin bir yıl içinde hayata geçirileceğini yazdı.
Konuyla ilgili haberlerde kanalın 60 kilometre uzunluğunda, 200 metre genişliğinde ve 20 metre derinliğinde olacağı öne sürüldü.
Bu haberi ilk okuduğumda kendi kendime şöyle dedim:
“Herhalde kanalı açtıktan sonra hep birlikte ayaklarıyla iterek Katar'ı Suudi Arabistan'dan uzaklaştıracaklar!”
Suudi Arabistan o kanalı açınca Katar yine orada kalacak.
Yani bir gemiye dönüşüp uzaklaşıp gitmeyecek.
O zaman bu projenin mantığı ne?
Katar'dan gelecek bir askeri kara harekâtını önlemek mi?
Yoksa Katarlıların sınırı geçip gizlice Suudi Arabistan'a girmelerine ve olası bir mülteci akınına karşı tedbir mi alınıyor?
Açılacak kanal Basra Körfezi'ndeki yoğun gemi trafiğini mi rahatlatacak yoksa gemiler için yolu mu kısaltacak?
Şayet Suudi Arabistan medyasının duyurduğu projenin amacı Katar'ı cezalandırmak ise kanalın açılmasından Katar nasıl bir zarar görecek?
Suudi Arabistan sınırı ve hava sahası Katar'a zaten aylardır kapalı.
Yani amaç ülkenin dünyayla kara bağlantısını kesmekse bunun için kanal inşasına gerek yok.
Söz konusu “çılgın kanal” iki ülkeyi birbirinden ayıracak şekilde tam sınıra inşa edilecekse bir yakası Suudi Arabistan'a ve diğer yakası Katar'a ait olacak demektir.
Katarlılar böyle bir şeye herhalde sevinirler.
Fakat anladığım kadarıyla kanal tümüyle Suudi Arabistan topraklarında, sınırdan yaklaşık bir kilometre içeride olacak.
Kanalın batı yakasında oteller ve turistik tesisler yer alırken, doğu yakası ise askeri güvenlik bölgesi olarak kullanılacak.
Tabii kanal gerçekten inşa edilirse…
Çünkü Suudi Arabistan medyasının yaklaşık iki buçuk yıl önce duyurduğu bir başka kanal projesi daha vardı.
“Suudi Arabistan Yüzyılı”nın kanalı olacağı ileri sürülen “Selman Kanalı”…
18 Nisan 2016'da Suudi Arabistan Okaz gazetesinin sitesinde konuyla ilgili yayınlanan haberin üst başlığı şöyle diyor:
“Mühendislik araştırması nükleer, sanayi ve zirai kentler tesis edileceğini ortaya çıkardı.”
Haberin başlığı ise şu şekilde:
“Suudi Yüzyılı Projesi… Körfez'i Arap Denizi'ne bağlayacak kanal Hürmüz'e alternatif olacak.”
Okaz'ın haberinde, bir kısmı Yemen topraklarından geçecek kanal projesinin hayata geçirilmesi için tüm hazırlıkların tamamlandığı öne sürülüyor.
Haberde ayrıca Hürmüz Boğazı'nın İran tarafından kapatılması ihtimaline karşı petrol sevkiyatının kesintisiz olarak devam etmesini sağlaması planlanan kanal boyunca 10 adet nükleer santral inşa edileceği yazıyor.
Bir veya iki değil, tam 10 nükleer santral…
Sabq haber sitesinde 2 Eylül 2015'te yayınlanan haberde de Riyad'daki “Arap Yüzyılı” Araştırma Merkezi Başkanı Saad Bin Ömer'in “Selman Kanalı” adı verilen proje hakkındaki görüşlerine yer veriliyor.
Bin Ömer, 630 kilometresi Suudi Arabistan sınırları içinde ve 320 kilometresi Yemen topraklarında inşa edilecek kanalın beş yılda tamamlanacağını açıklıyor.
Eylül 2015'ten bu yana iki buçuk yıl geçti.
“Selman Kanalı”nın yarısının tamamlanmış olması gerekir.
Fakat gerçekte çivi dahi çakılmış değil.
“Katar sınırına kanal” haberini okurken iki noktayı göz önünde bulundurmak gerekir:
Birincisi, Suudi Arabistan yönetimi bu tür haberlerle halka gaz vermeyi sever.
Hatırlarsanız bir süre önce de animasyonla Tahran'da rejimi devirmişti.
İkincisi ise Katar'a bir şey yapamamanın verdiği kin ve öfke.
O duygular işte bu tür haberlerle dışa vuruluyor.