İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırıları protesto etmek ve Gazze halkına uygulanan ablukayı deniz yoluyla kırmak amacıyla yola çıkan Mavi Marmara gemisi, 31 Mayıs 2010 tarihinde sabah erken saatlerde uluslararası sularda işgal ordusunun saldırısına uğradı.
Gemisinde çeşitli ülkelerden onlarca aktivist vardı.
“Mavi Marmara Katliamı” olarak tarihe geçen saldırıda İsrail askerlerinin açtığı ateş sonucu 10 Türk vatandaşı şehit oldu.
Gazze'ye doğru yola çıkan Mavi Marmara gemisi Gazze Limanı'na ulaşamasa da tüm dünyanın dikkatini Gazze halkının çektiği sıkıntılara çekmeyi başardı ve Filistinlilere haklı davalarında yalnız olmadıklarını gösterdi.
Mavi Marmara gemisi çürümeye terk edilse de Mavi Marmara ruhu Gazze sahillerinde yaşamaya devam ediyor.
O gün Gazze Limanı'nda Mavi Marmara'nın gelmesini dört gözle bekleyen Filistinliler, her yıl Toprak Günü olarak andıkları 30 Mart'tan bu yana Gazze Şeridi sınırında gösteri yapıyor.
Filistin davasını tasfiye projesini ve Amerika'nın Kudüs'ü işgal rejiminin başkenti ilan etmesini protesto için “Büyük Dönüş Yürüyüşü” adıyla gerçekleştirilen gösterilerin bir hedefi de İsrail ve Mısır tarafından uygulanan ablukayı kırmak.
Mavi Marmara katliamının 8'inci yıl dönümü öncesinde dün Gazze Limanı'ndan tekneler ilk deniz seferi için törenle Akdeniz'e açıldı.
“Özgürlük Gemileri” ismiyle yola çıkan teknelerde çoğu hasta, yaralı ve öğrencilerden oluşan 22 Filistinli vardı.
Ablukadan en çok etkilenenler Gazze Şeridi'nde yeterli tıbbi imkânlar bulunmadığı için dışarıda tedavi olmaları gerekenler ve yabancı ülkelerde eğitim gören öğrenciler.
Gazzelilerin dünyayla bağlantı için herhangi bir ülkeden geçmeleri gerekmiyor.
Yani aslında ne İsrail'e muhtaçlar ne de Mısır'a.
Çünkü Akdeniz'e açılan kapıları var.
Fakat işgal rejimi Gazze Şeridi'ne denizden de abluka uyguladığı için o kapıyı kullanamıyorlar.
Dünkü etkinliğin amacı Gazze halkının dünyayla bağlantısını sağlayacak bir deniz yolu hattına sahip olma hakkına dikkat çekmekti.
İsrail ordusu Gazze Limanı'nı geçtiğimiz günlerde iki kez bombaladı.
Fakat Gazzeliler Özgürlük Gemileri etkinliğinden vazgeçmedi.
Gazze Ablukasını Kırma Heyeti sözcüsü Ethem Ebu Silmiyye'ye “İsrail'in teknelere müdahale etmesini beklemiyor musunuz?” diye sordum.
İşgal güçlerinin müdahale etmesini beklediklerini fakat herhangi bir çatışma olmaması için gerekli önlemleri aldıklarını söyledi ve Türkiye'nin Özgürlük Gemileri'ni korumasını istediklerini açıkladı.
Gazze Limanı'ndan yola çıkan tekneler dün Limasol'a doğru yol alırken İsrail ordusu da Gazze Şeridi'nde direniş güçlerine ait birçok alana hava saldırıları düzenledi.
Önceki gün işgal ordusunun düzenlediği hava saldırısında Filistinli bir direnişçi hayatını kaybetmiş ve bir kişi de yaralanmıştı.
İşgal güçleri o saldırıdan sonra dün sabah Gazze sınırındaki Yahudi yerleşkelerine doğru 28 havan mermisi atıldığını öne sürdü.
Bu satırların yazıldığı saatlerde teknelerin sahilden yaklaşık on mil uzaklaştıkları ve işgal ordusuna ait dört hücumbotun tekneleri kuşattığı bildiriliyordu.
İsrail medyası işgal ordusunun teknelere müdahaleye hazırlandığını yazmıştı.
Özgürlük Gemileri'nin yolculuğu tamamlamasına büyük ihtimalle izin verilmeyecek.
Fakat Gazze Şeridi'ne uygulanan abluka Allah'ın izniyle bir gün mutlaka kırılacak ve Gazzeliler de kara, deniz ve hava yoluyla diledikleri ülkeye yolculuk yapabilecekler.
