Dolar

34,8967

Euro

36,7727

Altın

3.007,54

Bist

10.058,63

Nasihate gözaltı

7 Yıl Önce Güncellendi

2018-07-14 09:32:11

Nasihate gözaltı

Önceki gün Arap sokağının gündeminde Suudi Arabistanlı âlim Sefer El-Havali ve üç oğlunun gözaltına alındıkları haberi vardı.

Kısa süre önce de El-Havali'nin “Müslümanlar ve Batı Uygarlığı” isimli bir kitap yazdığı, 3 bin sayfalık kitabının sonunda âlimlere, davetçilere ve ülkeyi yöneten Suud ailesine nasihatler yönelttiği konuşuluyordu.

Dolayısıyla gözaltı haberi şaşırtıcı olmadı.

Sefer El-Havali, Selman El-Avde gibi Suudi Arabistan'da “Es-Sahve” (Uyanış) adı verilen akımın önde gelen isimlerinden.

Her iki âlim de geçmişte Saddam'ın Kuveyt'i işgaline karşı Amerika'dan askeri yardım alınmasını eleştirdiği için uzun süre hapis yatmıştı.

Selman El-Avde, geçen yıl Eylül ayında Katar krizinin sona erdiğini zannedip Twitter'daki hesabında sevincini dile getirmesi üzerine gözaltına alındı ve hâlâ hapiste.

Sefer El-Havali'nin gözaltına alınmasına sebep olan kitaba gelince…

Günümüz teknolojisi ve iletişim araçları sansürü neredeyse imkânsız hale getiriyor.

El-Havali'nin son kitabı herhangi bir yayınevi tarafından basımı yapılmadan internette yayınlandı.

Dileyen herkes kitaba rahatlıkla ulaşabiliyor.

Kitapta yazılanlara bakınca yazarının neden gözaltına alındığını anlamak zor değil.

Örneğin; Suudi Arabistan'ın politikaları, geçmişte ve bugün Arap ülkelerindeki eli kanlı diktatörlere yaptığı yardımlar eleştiriliyor.

Söz konusu yardımların doğrudan o ülkelerin halklarına yapılması halinde daha yararlı olacağı belirtiliyor.

Kitapta ayrıca Riyad'ın Müslümanlara savaş açan Batı ülkelerine milyarlarca dolar ödemesine yönelik eleştiriler de var.

Sefer El-Havali, ABD Başkanı Donald Trump'la yapılan anlaşmalar için şöyle yazmış:

“Trump ve şirketlerine -hediyelerin dışında- verilen milyarlar Müslümanların davaları ve esirlerinin kurtarılması için harcansaydı, dünyevi siyaset açısından dahi daha hayırlı olurdu.”

Bu cümleler bir yazarın Suudi Arabistan'da gözaltına alınması için yeter.

Fakat Sefer El-Havali, kitabında daha fazlasını yapmış ve “çok büyük bir suç” daha işlemiş.

Birleşik Arap Emirlikleri'ni ve Abdülfettah Es-Sisi'yi eleştirmiş.

BAE'nin Yahudilerin tüm taleplerini yerine getirmeye hazır olduğunu belirtmiş ve şöyle demiş:

“Siyasi gözlemcilerden ve keskin görüş sahiplerinden hiç kimsenin Es-Sisi'nin, BAE'nin ve Mahmud Abbas'ın, aynı şekilde Arap yöneticilerinin çoğunun bir şekilde Amerika'ya tâbi olduklarından şüphe duyduğunu sanmıyorum.”

Bir başka paragrafta ise Yahudilerin Mescid-i Aksa'yı yıkarak yerine Süleyman Mabedi'ni inşa etme planlarına işaret ederek şunları yazmış:

“Bizler bunu hak ediyoruz. Çünkü sustuk ve kötülüğe karşı çıkmadık. Ahiret yerine dünya hayatına razı olduk. Geriye sadece Süleyman Mabedi'nin inşası kaldı. Onu da örneğin Kudüslülerden evlerini satın alıp Yahudilere veren BAE mi inşa edecek? Ya da Neom projesi başarılı olsun diye Akdeniz'le Akabe Körfezi arasında kanal açarak Suudi Arabistan mı inşa edecek?”

Sefer El-Havali, Suud ailesine nasihat ederek, halkın sessizliğini yanlış değerlendirmemeleri yönünde uyarıda bulunuyor ve insanların memnun oldukları için değil, “demir yumruk” politikasından korktukları için sustuklarını söylüyor.

Fakat göz ardı ettiği bir nokta var.

Demokrasiyle yönetilmeyen ülkelerde halkın görüşünün önemi olmaz.

Diktatör yönetimleri destekleyen yüzde 20 ilâ 30 arası bir azınlık her zaman çıkar.

Dışarının desteğiyle birlikte o azınlığın memnuniyeti söz konusu yönetimlere yeter.

SON VİDEO HABER

İHH'dan Suriye'deki fırınlar için un desteği çağrısı

Haber Ara