Gazze Şeridi sınırında önceki gün Büyük Dönüş Yürüyüşü kapsamında gerçekleştirilen gösterilere İsrail askerlerinin açtığı ateşle şehit olan Filistinli kardeşlerimize Allah'tan rahmet, ailelerine ve kahraman Filistin halkına başsağlığı, yaralılara da acil şifalar dilerim.
Filistin davasına, Kudüs'e ve Mescid-i Aksa'ya kurulan komployu boşa çıkarmak için Pazartesi günü kadın, erkek, yaşlı, genç, çocuk hep birlikte sınıra akın eden Gazzeliler, kelimenin tam anlamıyla tarih yazdı.
Gazze Şeridi sınırında, “Yüzyılın Anlaşması” adı verilen ve gerçekte “Yüzyılın İhaneti” olan projenin hayata geçirilmesini önlemek için verilmesi gereken kapsamlı mücadelenin fitili ateşlendi.
Şimdi İslam dünyasına o yangını büyütüp işgalciler ve işbirlikçileri için cehenneme dönüştürmek düşüyor.
Gazze Şeridi sınırındaki gösteriler dünyanın dört bir yanına yayılmalı ki dost-düşman cümle âlem Filistin halkının yalnız olmadığını bilsin.
Bu arada şunu unutmamak gerekiyor:
Filistin davasını tasfiye ve Kudüs'ü Yahudileştirme projesi sadece Netanyahu'ya ve Trump'a ait değil.
Bu projenin başka ortakları da var.
Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan gibi…
Hatta “Bunların desteği olmasaydı Trump Kudüs'ü İsrail'in başkenti ilan etmeye ve ABD Büyükelçiliğini Kudüs'e taşımaya asla cesaret edemezdi” desek yanlış olmaz.
Dolayısıyla İslam dünyasının her yanına dalga dalga yayılacak öfke, sadece Trump'a ve Netanyahu'ya değil diğerlerine de yönelmeli.
Arap Baharı sürecinde diktatörlere karşı meydanları dolduran Arap gençliğinin en büyük yanlışlarından biri, bir diktatöre karşı çıkarken o diktatörün destekçisi diğer diktatörlere alkış tutmak veya en azından sessiz kalmak oldu.
Karşılarındaki cephede kimlerin yer aldığını göremediler ya da görmek istemediler.
Gazze Şeridi sınırında onlarca Filistinli can verirken Batı Yaka'da gösterilere izin vermeyen ve İsrail'i korumak için büyük çaba sarf eden Filistin Yönetimi, önceki günkü katliamın bir numaralı ortağı.
İsrail ve Mısır'ın ablukası yetmiyormuş gibi aylardır Gazze halkına cezai yaptırımlar uygulayan Mahmud Abbas, onca şehitten sonra söz konusu yaptırımları kaldırmak yerine yas ilan etmekle yetindi.
Filistinlilerin ve özellikle Batı Yaka'da yaşayan direniş taraftarlarının artık şu gerçeğin farkına varmaları gerekiyor:
İşgalciyi koruyan kişi dini, milleti, cinsiyeti ne olursa olsun işgalcidir.
İşgalciye polislik yapanı aşmadan işgalciye ulaşamazsın.
“Vatan haini” diye bir gerçek olduğunu göz ardı edersen işgale teslim olursun.
Bu nedenle Filistinlilerin ne yapıp edip Batı Yaka'daki güvenlik koordinasyonuna son vermeleri gerekiyor.
Korkarım ki Müslümanlar olarak topyekûn bir saldırıyla karşı karşıya olduğumuzun henüz farkında değiliz.
Dağınık ve geçici tepkiler yerine geniş çaplı ve daha etkili bir mücadele stratejisine ihtiyacımız var.
Türkiye'nin tepkisi ve İslam İşbirliği Teşkilatı'nı acil toplantıya çağırması önemli bir adım.
Fakat Trump'ın işbirlikçisi ülkelerin toplantıya düşük seviyede katılacaklarını şimdiden söyleyebilirim.
Daha da ötesi Türkiye'nin Kudüs ve Gazze konusundaki girişimlerinden mutlaka rahatsız olacaklar ve çeşitli bahanelerle o girişimleri boşa çıkarmaya çalışacaklar.
Hiç beklemediğimiz yerlerden saldırıya geçebilirler.
Trump'la birlikte hazırladıkları “bölgeyi yeniden dizayn” planının Arap Baharı'ndaki tavrı sebebiyle zaten kin duydukları Türkiye tarafından bozulmasını istemezler.
Her ihtimale hazırlıklı olmalıyız.
