Ahed Et-Temimi'nin “Filistin direnişinin sembolü” ilan edilmesine gösterilen tepkilerin bir nedeni de babasının Suriye devrimiyle ilgili açıklamaları.
İsrail askerlerinin geçen yıl 19 Aralık'ta gözaltına aldığı Ahed Et-Temimi'nin ve annesinin yaklaşık sekiz ay sonra serbest bırakılması dünya medyasında geniş yankı buldu.
Bunda biraz da Filistinli genç kızın ta çocukluk yıllarından gelen şöhretinin rol oynadığını söylemek yanlış olmaz.
2012'de ağabeyi gözaltına alındığında İsrail askerlerine karşı gösterdiği tavır nedeniyle İstanbul'da "Hanzala Cesaret Ödülü"ne layık görülen Ahed, o günden bu yana “Filistinli cesur kız” olarak tanınıyor.
Ahed Et-Temimi için “Filistin direnişinin sembolü” diyen pek çok kişi var.
Filistin Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas da onlardan biri.
Fakat bu yaklaşım ve Filistinli genç kıza gösterilen yoğun ilgi Arap sokağında büyük bir tartışmayı alevlendirdi.
Ahed Et-Temimi'nin “Filistin direnişinin sembolü” olarak gösterilmesine yönelik eleştirileri birkaç başlık altında toplamak mümkün.
Filistinli kadın esirlere yönelik ayrımcılığa ve İsrail zindanlarında tutulan diğer kadın esirlerin İslami kimlikleri dolayısıyla yok sayılmalarına ciddi tepki var.
Filistinli genç kızın başının açık olması değil, diğer kadın esirlerin başörtülü oldukları için görmezden gelinmesi eleştiriliyor.
Bu konuda çok ilginç bir durum da yaşanıyor.
Kılık kıyafetleri Batılılara benzemeyen Filistinli kadın esirlerin maruz kaldığı ayrımcılığa tepki gösterenler, Ahed Et-Temimi hayranları tarafından ayrımcılık yapmakla suçlanarak linç ediliyor.
Bir diğer tartışma da “silahlı direniş” ve “barışçıl direniş” ekseninde devam ediyor.
Filistin'de bir grup, İsrail'e karşı direnişin sadece barışçıl eylemlerle yapılması gerektiğini savunuyor.
Bu görüşün taraftarlarına göre Filistinliler, İsrail askerlerine yönelik olsa bile silahlı direniş eylemlerinden kaçınmalı.
“Şiddet” ve “terör” olarak gördükleri o tür eylemleri açıkça kınamaktan da çekinmiyorlar.
Kimilerine göre barışçıl eylemlerde kendini gösteren Ahed Et-Temimi “direnişin sembolü” olarak öne çıkarılarak silahlı direniş şeytanlaştırılmaya çalışılıyor.
Abbas'ın Filistinli genç kızı kabulünde yaptığı "Barışçıl halk direnişi, işgalcilerin kibrine karşı koymak ve barbarlığını dünyaya göstermek için en iyi silahtır" açıklamasına dikkat çekiliyor.
Ahed Et-Temimi'nin “Filistin direnişinin sembolü” ilan edilmesine gösterilen tepkilerin bir nedeni de babasının Suriye devrimiyle ilgili açıklamaları.
Şebbihayla aynı dili konuşan ve Beşşar El-Esed'i savunan Basim Et-Temimi'ye göre, Suriye'de rejime karşı savaşan muhalifler, “cihat nikâhı” peşinde koşan “teröristler” ve “paralı askerler”.
Ailenin tümünün ve Ahed Et-Temimi'nin de aynı görüşte olduğu söyleniyor.
Filistin yanlısı ve İsrail karşıtı karikatürleriyle tanınan Brezilyalı solcu karikatürist Carlos Latuff, bir ara Türkiye'de İslami kesimin gözdesiydi.
AK Parti'ye yakın gazetelerde karikatürleri yayınlanıyordu.
Sonra Carlos Latuff, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Türkiye'yle ilgili iğrenç karikatürlere imza attı.
Bir de Leyla Halid vardı, “Filistin direnişinin sembolü” olarak görülen…
HDP'nin kongresine katılarak PKK'ya destek verdi.
İsrail'in Filistinlilere yaptığını Türkiye'nin de Kürtlere yaptığını söyledi.
Umarım Carlos Latuff ve Leyla Halid örneklerinde yaşanan hayal kırıklığı Ahed Et-Temimi'de yaşanmaz.
Yine de ölçülü olmakta fayda var.
Filistinli yazar Yasir Ez-Zeatira'nın konuyla ilgili görüşüyle yazıyı noktalayalım.
Şöyle diyor Ez-Zeatira:
“Ahed Et-Temimi hiç şüphesiz övgüyü hak ediyor. Fakat bazılarının kendisine gösterdiği özel ilgi asla masum değil. Bu ilgi, Ahed'den önce direniş yolunda mücadele veren birçok kadının ve erkeğin tepkisine yol açıyor. Daha da önemlisi direnişin belirli bir türünü yücelterek diğer türlerini aşağılıyor. İşgale karşı direniş hangi vesileyle olursa olsun övünmeyi hak eden bir kahramanlıktır.”
