ABD Başkanı Donald Trump, henüz Beyaz Saray'a yerleşmeden çok önce, 1988'de Amerikalı ünlü talk show sunucusu Oprah Winfrey'a bir gün başkanlık koltuğuna oturursa ne yapacağını anlatırken şöyle demişti:
“Müttefiklerimizin bizimle ittifakın bedelini ödemeleri gerekir. Kuveyt'te en fakir insan bile krallar gibi yaşıyor. Buna rağmen bedelini ödemiyorlar. Petrollerini satabilmelerini biz sağlıyoruz. Gelirlerinin yüzde 25'ini niçin bize ödemiyorlar?”
2016 seçimlerinde Cumhuriyetçi Parti'den başkan adayı olduğunda da aynı görüşteydi.
Seçim kampanyası sırasında Körfez ülkelerinin paradan başka hiçbir şeye sahip olmadıklarını söyledi ve Amerika'nın 19 trilyon dolar borcu olduğunu belirterek, bu borcu Körfez ülkelerine ödeteceğini açıkladı.
ABD Başkanı, Körfez ülkelerine yönelik bu bakışının yıllar sonra da değişmediğini her fırsatta göstermeye devam ediyor.
Sosyal paylaşım sitelerinden Twitter'ı etkili bir şekilde kullanan Trump, Suudi Arabistan ziyareti sırasında silah satışı anlaşmalarına imza attıktan sonra Twitter hesabında şunu yazdı:
“Ortadoğu'dan Amerika'ya yüzlerce milyar dolar getiriyorum. Bu iş, iş ve iş demek.”
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed Bin Selman'ın geçenlerde Amerika'ya yaptığı ziyaret sırasında ABD Başkanı'nın petrol zengini Körfez ülkelerine “sağılacak inek” gözüyle baktığı bir kez daha ortaya çıktı.
Beyaz Saray'daki görüşmede Trump, daha önce hiç görülmemiş bir şey yaptı.
Amerika'nın Suudi Arabistan'a sattığı silahları ve kazandığı paraları karton panolar üzerinde fotoğraflarla ve çizelgelerle gösterdi.
Trump ayrıca Prens Muhammed Bin Selman'ın Amerika'daki temasları sürerken yaptığı açıklamada, Suriye'den çıkma planı üzerinde çalıştıklarını söyleyerek, “Suudi Arabistan bizim Suriye'de kalmamızı istiyorsa parasını ödemesi gerekecek” dedi.
ABD Başkanı, Salı günü Beyaz Saray'da Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'la birlikte düzenlediği ortak basın toplantısında, Ortadoğu'ya 18 yılda 7 trilyon dolar harcadıklarını, karşılığında neredeyse hiçbir şey alamadıklarını söyledi ve ekledi:
“Çok zengin olanlar da dâhil bölgedeki bazı ülkeleri koruyoruz. Şimdi ortaya çıkıp orada olanlar için ödeme yapmalılar."
Ayrıca Ortadoğu'daki bazı ülkelerin Amerikan himayesi olmadan bir hafta dahi ayakta kalamayacağını iddia etti.
Trump'ın daha önceki açıklamaları göz önüne alınınca, Amerika'ya ödeme yapmasını istediği ülkelerin başında Suudi Arabistan'ın geldiğini açıkça görülür.
Buna rağmen Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Adil El-Cubeyr, ABD Başkanı'nın Katar'ı kastettiğini ima etti.
El-Cubeyr, diplomatik teamülleri bir kenara bırakarak, "Eğer ABD Katar'daki üssünü geri çekerse Katar rejimi bir haftadan kısa sürede düşer” dedi ve ABD'nin Suriye'deki masrafını Katar'ın ödemesi gerektiğini söyledi.
Daha önceki bir açıklamasında “Suudi Arabistan bizim Suriye'de kalmamızı istiyorsa parasını ödemesi gerekecek” diyerek açıkça ülke ismi veren Trump'ın salı günkü sözleriyle Katar'ı kastettiğini zannetmek için epey bir anlayış kıtlığına sahip olmak gerek.
Ayrıca Amerika'nın Suriye'de kalmasını ısrarla isteyenin Suudi Arabistan olduğu unutulmamalı.
Gerçek şu ki, ABD Başkanı Donald Trump ayrım yapmadan petrol zengini Körfez ülkelerinin hepsine aynı gözle bakıyor ve Amerika'nın Ortadoğu'ndaki projelerinin faturalarını hep birlikte ödemelerini istiyor.
Yüklü silah anlaşmalarıyla herkes kendi payına düşeni ödüyor.
Tabii İsrail hariç…