Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Aşağılık katiller!

7 Yıl Önce Güncellendi

2018-10-08 08:59:32

Aşağılık katiller!

Cemal Kaşıkçı'nın Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğunda işkenceyle öldürüldüğü haberi gündeme düştüğünden bu yana hem çok üzgünüm hem de oldukça öfkeliyim.

Değerli bir meslektaşımızı kaybettik.

Fakat ülkemizde böyle bir operasyonun yapılabilmiş olması, buna cüret edebilmeleri, iki güne bir Trump'tan hakaret işiten ve sineye çeken insanların İstanbul'un göbeğinde Türkiye sevdalısı ünlü bir gazeteciyi vahşice katletmeleri kabul edilebilir değil.

Kaşıkçı, Suudi Arabistanlı resmi trollerin hedefindeydi ve sosyal medyada ağır hakaretlere maruz kalıyordu.

Türk asıllı olmasıyla dalga geçiyorlardı.

Buna rağmen edebini ve itidalli tavrını hiç bozmadı.

Suudi Arabistanlı resmi görevliler tarafından yönlendirilen Twitter hesapları Temmuz'da ikimizi birlikte hedef almıştı.

Kaşıkçı'nın “Kudüs'teki Amerikan Büyükelçiliği binasını Türk şirketinin inşa ettiği haberi doğruysa, bu Erdoğan'ın ve Türkiye'nin Kudüs'e destek için yaptığı tüm soylu şeyleri yakar” yazdığı tweeti alıp Photoshop veya başka bir programla altına benim Kaşıkçı'ya, “Kes sesini ey Cemal! Türkiye'nin işine karışma” dediğimi öne süren sahte bir cevap eklemişlerdi.

Güya o tweeti yazdıktan sonra silmiştim ve ekran görüntüsü alınmıştı.

Elbette saygı duyduğum bir yazar olan Kaşıkçı'ya öyle bir cevap yazmamış ve o tweeti atmamıştım.

Şirket de zaten iddianın asılsız olduğunu açıkladı ve Suudi Arabistanlı yazar takipçileriyle o açıklamayı da paylaşmıştı.

Kaşıkçı yapılanın farkındaydı.

Sahte tweet görüntüsünü ilk kimin dolaşıma soktuğunu bana özel mesaj olarak yazdı ve yalanlamamı rica etti.

Ayrıca söz konusu hesabı Twitter'a şikâyet etmeyi önerdi.

Twitter'daki o hesabın sahibi muhtemelen Suudi Arabistan istihbaratı tarafından devşirilmiş bir Iraklıya aitti ve ben o hesabı zaten bloklamıştım.

Kaşıkçı'ya verdiğim iddia edilen sahte cevabı yalanladım.

Sonra da Twitter'a şikâyette bulundum.

Twitter şikâyetimi reddetti.

Bir başkası adına sahte tweet üretmek yayın politikalarına aykırı değilmiş.

Kaşıkçı'nın şikâyetine de aynı cevabı vermişler.

O sahte tweeti hâlâ kullanıyorlar.

Çünkü karşımızda, her türlü kötülüğü yapabilecek insanlar var.

Şimdi de Cemal Kaşıkçı'yı katlettikleri yetmezmiş gibi utanmadan suçu Türkiye'nin üzerine atmaya çalışıyorlar.

Üzgünüm ve öfkeliyim.

Bu noktaya nasıl gelindi?

Sanki biraz da biz yüz verdik.

Aylardır Türkiye aleyhine en çirkin propagandayı yürüttüler.

Sustuk.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'a iğrenç hakaretlerde bulundular.

Tepki göstermedik.

Katar'daki Türk üssünü düşman ilan ettiler ve kapatılmasını istediler.

Duymamış gibi yaptık.

Suriye'de PKK'yı desteklediler.

Görmezden geldik.

Eminim, bu korkunç cinayeti planlarken yine Türkiye'nin sessiz kalacağını düşündüler.

Ne yazık ki Arap sokağındaki birçok kişi de aynı görüşte.

Türkiye gayet olgun ve akıllıca davranarak Müslüman bir bölge ülkesiyle gerginlik yaşanmasını istemiyor.

Fakat karşı taraf bunu acizlik olarak algılıyor ve daha azgın bir şekilde saldırıyor.

Ellerinde petrol parası ve arkalarında Trump ve Netanyahu oldukça her şeyi yapabileceklerine inanıyorlar.

İşlediği korkunç cinayetler en ufak bir şüpheye yer kalmayacak şekilde belgelenen Beşşar El-Esed'in korunup kollanmasından cesaret alıyorlar.

Suudi Arabistan rejimine yakın isimlerden gazeteci Halid El-Matrafi, Cemal Kaşıkçı'nın öldürüldüğünü Perşembe günü öğle saatlerinde yaptığı bir paylaşımla vermişti.

El-Matrafi, Twitter hesabında, “Kaşıkçı'nın ortadan kaybolması Suudi Arabistanlı Muhammed El-Muferreh'in Türkiye'de şüpheli bir şekilde ölümünü akla getiriyor” yazmıştı.

El-Muferreh, rejime muhalif bir isimdi ve “Suudi Arabistan Ümmet Partisi” isimli harekete öncülük ediyordu.

Kuveyt Ümmet Partisi Genel Başkanı Hâkim El-Mutayri, 17 Aralık 2014'te İstanbul'da bir hastanede hayatını kaybeden El-Muferreh'in zehirlendiğini ve suikasta kurban gittiğini açıklamıştı.

O dosyanın da yeniden açılması isabetli olur.

Bu kez Ankara'nın gereğini yapacağını ümit ediyorum.

Çünkü kırmızı çizgi çoktan aşıldı.

SON VİDEO HABER

Suriye'deki dehşeti anlattı: İşkenceden derimiz yüzülüyordu

Haber Ara