Türkiye'nin Zeytin Dalı Harekâtı'yla Afrin'i teröristlerden temizlemek için harekete geçmesiyle birlikte rekabet halinde olduğumuz bölgesel aktörler de bu adımdan duydukları rahatsızlıkları doğrudan ya da dolaylı olarak dile getirmeye başladı.
Harekâtın başarısının muhtemel yansımalarından kaygı duyan o aktörlerin biri İran ise diğeri Mısır.
İran'ın rahatsızlığı “Rejim ve PKK/PYD/YPG anlaştı, Afrin rejim güçlerine teslim edilecek” haberleriyle kendini gösterirken, Mısır'ın karın ağrısı da Arap Birliği'nden gelen açıklamalarda ortaya çıkıyor.
Arap Birliği Genel Sekreter Yardımcısı Hüsam Zeki, “Türk askeri güçlerinin Afrin'e müdahalesi hoşumuza gitmiyor” dedikten sonra, Rusya'nın Afrin'de durumun çözümüne katılmasını umduklarını söyledi.
Yani Moskova'dan Türkiye'nin gerçekleştirdiği harekâtı durdurmasını beklediklerini diplomatik bir dille ifade etti.
Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmet Ebu'l-Ğayt da Münih Güvenlik Konferansı'nın Ortadoğu konularının ele alındığı oturumunda Zeytin Dalı Harekâtı'nı eleştirdi.
Neyse ki aynı oturumun konuşmacılarından biri de Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'ydu.
Öyle bir cevap verdi ki, Arapların ifadesiyle Ebu'l-Ğayt'ı paspasa çevirdi.
Bu arada, Çavuşoğlu'nun Dışişleri Bakanlığı'ndaki performansının her geçen gün daha da yükseldiğini ve oturduğu koltuğu layıkıyla doldurarak içinden geçmekte olduğumuz süreçte görevinin hakkını verdiğini görmek sevindirici.
Dışişleri Bakanı'nın Münih'te Ebu'l-Ğayt'a cevaben neler söylediğini henüz duymadıysanız haber sitelerinden bulup okuyabilirsiniz.
Fakat şunu belirteyim:
Çavuşoğlu'nun Arap Birliği Genel Sekreteri'ne verdiği “Osmanlı tokadı” gibi cevap Arap sokağında büyük yankı uyandırdı.
Bunun iki nedeni var:
Birincisi, Türkiye müdahalede her açıdan haklı ve Dışişleri Bakanı'nın söyledikleri tamamen doğru.
Araplar bizzat kendileri de zaten Arap Birliği'ni her fırsatta yerden yere vuruyor.
İkincisi ise Ebu'l-Ğayt'ın zerre kadar sevilmemesi.
Arap Birliği Genel Sekreteri yıllardır sahnede olan bir isim.
İsrailli kadın lider Tzipi Livni ile gayet samimi görüntüleriyle meşhur.
Ayrıca Ahmet Ebu'l-Ğayt ve Hüsam Zeki'nin her ikisinin de Mısırlı ve Mübarek dönemi adamlarından olduğu unutulmamalı.
Arap Birliği'nin merkezi Kahire'de.
Camp David Anlaşması'nı imzalaması üzerine Mısır'ın üyeliği dondurulmuş, bu nedenle Arap Birliği merkezi Tunus'a taşınmıştı.
Sadece o dönemde, 1979-1990 arası Arap Birliği Genel Sekreterliği görevini bir Tunuslu, Eş-Şazili El-Kliybi (Chedli Klibi) yürüttü.
Onun dışında Arap Birliği'nin kurulduğu 1945'ten günümüze kadarki genel sekreterlerinin hepsi Mısırlı.
Birlik de zaten daha çok Mısır Dışişleri Bakanlığı'nın bir şubesi gibi çalışıyor.
Bu nedenle Arap Birliği adına yapılan açıklamaları Mısır cuntasının görüşleri olarak değerlendirmek yanlış olmaz.
Arap Birliği üyesi ülkelerden BAE gibi belki birkaç tanesini daha Mısır'ın yanına ekleyebiliriz.
Hepsi o kadar.
Dolayısıyla Arap Birliği'nin Zeytin Dalı Harekâtı aleyhindeki açıklamalarını ciddiye almaya gerek yok.
Ayrıca Ankara'yı destekleyen ve Türkiye'nin sınır güvenliğini sağlama hakkı olduğunu söyleyen birçok ülke var.
Arap halkları arasında ise Arap rejimlerine ve Arap Birliği'ne güven oranı yerlerde sürünüyor.
Çavuşoğlu'nun Ebu'l-Ğayt'a ağzının payını vermesine Arapların neredeyse Türklerden çok sevinmesinin nedeni de bu.
Atalarımız ne demiş:
İt ürür, kervan yürür.
Ahmet Ebu'l-Ğayt, Hüsam Zeki ve benzerleri ne derse desin biz işimize bakalım.