Saat 00:56.
Şu anki manzara: AK Parti'nin dramatik bir oy kaybına uğramasını bekleyenler fena halde yanılmış görünüyor.
AK Parti, iktidarının 17'nci yılında, onca yıpranmışlığına rağmen, hâlâ açık ara birinci parti ve müttefiki MHP ile beraber çoğunluğu buluyor.
Ankara'yı, Antalya'yı (belki İstanbul'u da) kaybetmek ne kadar moral bozucu olursa olsun, iktidarının meşruiyetini tartışmaya el vermeyen bir oy oranına ulaşmak AK Parti için rahatlatıcı olsa gerek.
***
24 Haziran 2018'deki cumhurbaşkanlığı seçiminde alınan sonuçlar üzerine yazdığım şu satırların hâlâ geçerli olduğunu düşünüyorum:
“AK Parti tabanı bu muhalefete öyle büyük bir tepki duyuyor ki, onun doğrularına karşı iktidarın yanlışlarını bile savunabiliyor, en iyi ihtimalle şöyle diyor: ‘AK Parti o yanlışları yapsa da, bu muhalefete prim vereceğimize o yanlışlara katlanırız!'”
AK Parti'ye tepki duyan pek çok seçmen, muhalefet partilerine daha büyük tepki duyduğu için istemeyerek de olsa AK Parti'ye oy vermiştir ve içine sindirebileceği bir alternatif doğmadıkça vermeye devam edecektir:
***
AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Adayı Binali Yıldırım'ın, sonuç belli olmadan ‘Kazandık' demesi hiç yakışık almadı.
Gerisini sonra konuşuruz, nasipse.
