Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Türkiye Komünist Partisi: Kılıçdaroğlu, dünyaya patronların penceresinden bakıyor!

CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun, önceki gün, başta Maltepe Belediyesi işçileri olmak üzere, belediye işçilerine ve Genel-İş Sendikası’na yönelik suçlamalarına Türkiye Komünist Partisi tepki gösterdi. Türkiye Komünist Partisi yaptığı açıklamada, “Kılıçdaroğlu dünyaya patronların penceresinden bakmaktadır” denildi.

6 Yıl Önce Güncellendi

2019-11-10 15:11:38

Türkiye Komünist Partisi: Kılıçdaroğlu, dünyaya patronların penceresinden bakıyor!

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun başta Maltepe Belediyesi işçileri olmak üzere, belediye işçilerine ve Genel-İş Sendikası'na yönelik suçlamalarına tepki gösteren Türkiye Komünist Partisi, “Kılıçdaroğlu dünyaya patronların penceresinden bakmaktadır. İşçilere yönelik hukuksuzluğun ayyuka çıktığı bu düzende faturayı işçiye çıkartan her siyasetçi patronların emrindedir” ifadelerini kullandı.

soL haber portalı'n haberine göre; CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun, Maltepe işçilerinin direnişine ilişkin olarak önceki gün yaptığı açıklamalar, CHP'li belediyelerde yaşanan sıkıntıları yeniden gündeme taşıdı. Hakkındaki yolsuzluk iddiaları nedeniyle adaylığı sürecinde CHP içinde de yoğun tartışmalara yol açan Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç ve Maltepelilerle CHP Genel Merkez binasında bir araya gelen Kılıçdaroğlu, “Şu anda bizim belediye başkanlarımızdan fazla ücret alan işçilerimiz var. Tamam kardeşim ücretini al, grev yapacağım diyorsun... Bizi yeniden - hani Erdoğan'ın çok sık söylediği var ya ‘çöp dağları' noktasına taşımak istiyorlar. Buna kesinlikle izin vermeyeceğim” ifadelerini kullanmıştı.

Konuya ilişkin bir açıklama yapan Türkiye Komünist Partisi ise CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun sözlerine tepki göstererek, “Kılıçdaroğlu dünyaya patronların penceresinden bakmaktadır. İşçilere yönelik hukuksuzluğun ayyuka çıktığı bu düzende faturayı işçiye çıkartan her siyasetçi patronların emrindedir” ifadelerini kullandı.

TKP, "CHP'de siyaset yapanlar hangi sınıfa hizmet edeceklerini seçmekte özgürdür. İsteyen patronlara hizmet etmeyi seçebilir. Ekseri örnekte olduğu gibi... Ama işçi düşmanlığını halkçılık diye yutturma özgürlüğünü kimseye tanımıyoruz, tanımayacağız" açıklamasında bulundu.

TKP'DEN, KILIÇDAROĞLU'NA  YÖNELTİLEN İKİ ÖNEMLİ İDDİA!

Türkiye Komünist Partisi'nin (TKP) yaptığı yazılı açıklamada, CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'na yöneltilen iki iddia ise dikkat çekti.

TKP'nin yazılı açıklamasında CHP'ye yöneltilen iki iddia şöyle: 

“Belediye başkanından yüksek ücret alan işçi var' diyen CHP başkanı, Ataşehir'in başına geçirdiği Battal İlgezdi'nin kaç yüz dairesi olduğu hakkında bir fikir sahibi mi?"

"Kılıçdaroğlu, İstanbul'a kurtarıcı diye bulduğu kişinin adını taşıyan inşaat şirketinin Beylikdüzü'nde ayda kaç daire sattığını biliyor mu?” 

 

soL haber portalı, son dönemlerde sıkıntı yaşayan, CHP'li üç belediye üzerinden Kılıçdaroğlu'nun iddialarını mercek altına aldı: CHP liderinin sözlerine de konu olan İstanbul/Maltepe belediyesi, şu anda direnişin devam etmekte olduğu İstanbul/Ataşehir belediyesi ve geçtiğimiz aylarda bir greve evsahipliği yapan Ankara/Çankaya belediyesi…

CHPP'Lİ MALTEPE BELEDİYESİ'NDE İŞÇİ DÜŞMANLIĞI

Maltepe Belediyesi, CHP açısından en sorunlu başlıklardan birini oluşturuyor. 2019 yerel seçimlerinde Ali Kılıç'ın adaylığı, CHP'de büyük sıkıntılara yol açmış, CHP Maltepe ilçe başkanı ve yönetim kurulu Kılıç'ın adaylığına tepki göstererek görevlerinden istifa etmişti. Birçok yolsuzluk iddiasına konu olan Kılıç, yalnızca bu usulsüzlükler nedeniyle değil, aynı zamanda belediye işçilerinin haklarını hiçe sayması nedeniyle de tepki topluyordu. Dolayısıyla Kılıçdaroğlu'nun “belediye başkanlarımızdan fazla ücret alan işçilerimiz var” yönündeki iddiaları belediyelerin geneli için gerçeği yansıtmıyorsa, Maltepe belediyesi için iki kat daha fazla gerçeğin uzağında.

Maltepe'de DİSK'e bağlı Genel-İş Sendikası'yla belediye arasında 19 Kasım 2018'de toplu iş sözleşmesi imzalanmış olmasına rağmen, aradan geçen bir yıllık dönemde belediye bu sözleşmenin hükümlerine uymadığı gibi, sendikal örgütlenmede öne çıkan işçileri işten çıkarma yoluna gitmişti. Aralarında Genel-İş şube yöneticisi, işyeri baş temsilcisi ve işyeri temsilcisinin de olduğu işçilerin işten çıkarılmasının ardından iş bırakma eylemine başlayan işçilerin talepleri ise işten çıkarılan arkadaşlarının işe geri dönmesi ve bir yıldır uygulanmayan toplu sözleşmenin uygulanması oldu. 25 Ekim günü direnişe başlayan temizlik işçilerine, kısa süre içinde diğer birimlerde çalışan işçiler de dahil oldu.

Direniş, işçilerin çalışırken kullandığı Aydınevler şantiyesinden yürütüldü. Ücretlerin düşüklüğü, işten çıkarılan işçiler, uygulanmayan toplu sözleşme bir yana konsa dahi, sadece şantiyedeki koşullar dahi işçilerin direnişini haklı çıkarır nitelikte. Temizlik işçilerinin –yani çöp arabalarıyla işe çıkan, şantiyede üstünü değiştiren, temizlenen işçilerin- kullandığı bu şantiye alanında sadece bir tane, o da doğru dürüst çalışmayan tuvalet bulunuyor, soyunma odası ya da üstlerini değiştirebilecekleri kapalı ve temiz bir alan bulunmuyor, sıcak bir çay içebilecek yer ise elbette yok. İşçilerin sağlığının tamamen yok sayıldığı bir şantiye alanı söz konusu olan.

İşte bu şantiyede devam eden ve “işçilerin birliği başkanları yenecek” sloganının damga vurduğu direnişin daha başlangıcında, işçiler polis şiddetine uğradı. Kendi şantiyelerinde, polisin biber gazı ve plastik mermi kullandığı müdahalesi ile karşı karşıya kalan işçilerden bazıları darp raporu aldı. İş bırakma eylemi nedeniyle Maltepe sokaklarında biriken çöpler ise trajikomik sahnelerin oluşmasına yol açtı. CHP gençlik kolları, belediye başkan yardımcıları ve günübirlik getirilen yabancı uyruklu işçiler tarafından çöpler toplanırken, belediye yönetimi gönderdiği telefon mesajlarıyla belediye işçileriyle Maltepeli yurttaşları karşı karşıya getirmeyi denedi. Sadece birkaç günlük süreç dahi, Maltepe Belediyesi'nin sınıfsal karakterini ve işçi düşmanlığını açıkça ortaya çıkardı.

Yapılan görüşmeler sonucunda 2 Kasım günü sonlandırılan direnişte, işçi ücretlerine seyyanen 310 lira zam yapılması, 1 Mayıs 2020 tarihinden itibaren haftalık 40 saatlik çalışmaya geçilmesi, atılan işçilerin geri alınması ve toplu sözleşmenin idari maddelerinin uygulanması konusunda belediye ile anlaşmaya varıldı.

İmzalanan protokol sonucunda işbaşı yapıldı ancak çalışma koşulları gün geçtikçe kötüleşmiş olan işçiler için bu anlaşma çözüm anlamına gelmiyor.

CHP'Lİ ATAŞEHİR BELEDİYESİ'NDE DE DİRENİŞ SÜRÜYOR

Ataşehir Belediyesi işçileri, belediyede yaşanan haksızlıklar nedeniyle uzun yıllara yayılan bir mücadele deneyimine sahipler. 2008 yılında ilçe statüsüne geçirilen Ataşehir'de, 2010 yılı başlarında Genel-İş Sendikası'yla yapılan toplu sözleşme görüşmeleri sırasında, daha önce işten çıkartılan 47 işçinin tekrar işe alınması talebi belediye yönetimi tarafından reddedilince belediye kapısına grev kararı asılmış, sorunlar takip eden yıllarda da devam etmişti.

Belediye Başkanı Battal İlgezdi ise, tıpkı Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç gibi yolsuzluklarla gündemde olan belediye başkanlarından biri.

Ataşehir Belediyesi 2018 yılında da taşeronda çalışan işçilerin, 696 sayılı KHK ile belediye şirketlerinin kadrosuna geçmesi sürecinde 260 işçinin kadro başvurusunun belediye tarafından reddedilmesiyle gündeme geldi. Bu işçilerin herhangi bir sabıka kaydı veya engel teşkil edecek bir geçmişlerinin olmadığı, tek sorunun siyasi görüşleri olduğu, Ataşehir Belediyesi çalışanları tarafından ifade edilmişti. “Güvenlik soruşturması” sebebiyle yaşanan haksızlıklar bununla da sınırlı kalmamıştı. Nisan ayında tam 120 işçinin işine, başka herhangi bir somut neden gösterilmeksizin son verilmişti. Gösterilen direniş sonucunda 107 işçinin işine geri dönmesi sağlanmıştı.

2019 yılı ise belediye bünyesinde çalışmış eski bir taşeron işçisinin belediye binası önünde kendini yakması ve ağır yaralanmasıyla başladı. İlerleyen aylarda belediyenin sendikalı ve örgütlü işçilere yönelik zorbalıkları artmaya başladı. Gerekçe gösterilmeden işten atılan sendika üyesi Melike Şahin, belediye binasından içeri alınmadığını, işçi arkadaşlarıyla görüştürülmeyerek izole edilmeye çalışıldığını söylemişti. Ekim 2019'da, Genel-İş üyesi işçiler, ücretlerinin düzenli ödenmemesi gerekçesiyle bir günlük iş bırakma kararı aldı. İş bırakma eyleminin talepleri arasında, sendikal gerekçelerle işten çıkartılan işçilerin işe iade edilmesi talebi de vardı. Eylem kapsamında temizlik işçilerinin tümünün yanında Fen İşleri ile Park ve Bahçeler birimlerinde görevli 650-700 kadar işçi de iş bırakmıştı.

Yine Ekim ayında, DİSK üyesi iki işçi, gerekçe gösterilmeden sendikal faaliyetlerinden ötürü işten çıkarıldı. Söz konusu iki işçi, 400 kadar işçinin de belediye tarafından sendikadan istifa ettirildiğini belirtti. 8 Kasım 2019'da ise, işten çıkarılan işçilerin işe iadesi, toplu iş sözleşmesinin maddelerinin yerine getirilmesi ve maaşların taksitler halinde yatırılmaması talepleriyle bir günlük iş bırakma eylemi düzenlendi. Eylem sırasında ise Genel-İş Sendikası örgütlenme uzmanı Gökhan Keskin, belediye binasına üzerinde DİSK yeleğiyle girmek istediği gerekçesiyle 15 güvenlik görevlisi tarafından darp edildi.
Ataşehir Belediyesi'nde sorunlar ve işçilerin buna karşı mücadelesi devam ediyor.

ÇANKAYA BELEDİYESİ'NDE İŞÇİLER HUZURSUZ

CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun işçilerin belediye başkanlarından daha fazla maaş aldığı iddiasına karşılık, Çankaya Belediyesi'nde yaklaşık 1600 kişinin çalıştığı belediye şirketi Çanpaş AŞ bünyesinde park temizlik ve bakım görevlisi olarak çalışan bir işçinin maaşı şu an asgari ücretin biraz üzerinde.

KHK ile Çanpaş AŞ'ye geçirilen güvenlik, park bakım ve temizlik işçileri, geçiş sırasında pek çok hak kaybına uğradı. İşçiler geçmiş alacaklarından feragat ettiklerine ilişkin taahhütname imzalamak zorunda kaldılar. Çarpan ücretlerin kaldırılması nedeniyle işçilerin ücretlerinde düşüş yaşandı.

Çanpaş AŞ işçilerinin en önemli talepleri Ocak ayında gerçekleşen asgari ücret ve enflasyon oranındaki çarpan ücretlerinin ödenmesi, çalışma saatlerinin 40 saat olarak iyileştirilmesi, yol ve yemek ödemelerindeki düzenlemenin KHK kapsamında geçişi yapılan tüm işçiler için sağlanması. Bu talepler belediye yönetimi tarafından kabul edilmeyince işçiler geçtiğimiz Ağustos ayında iş bırakma eylemi gerçekleştirdi. Buna karşın sendika yönetimi ile belediye yönetimi söz konusu talepleri görmezden gelerek toplu sözleşme imzalama yoluna gidince işçiler bağlı oldukları Genel-İş Sendikası'nın Ankara 1 No'lu şube yönetimini “Sarı Sendika Dışarı” sloganıyla protesto etti. Maruz kaldıkları oldu bitti karşısında büyük öfke duyan işçiler ilerleyen günlerde sendika yönetiminin değişmesi için olağanüstü genel kurul talebiyle imza topladı.

Belediyenin Çanpaş AŞ'nin yanı sıra Belde AŞ ve İmar AŞ adında iki şirketi daha bulunuyor. Bu şirketlerde çalışan işçiler arasında ücret ve sosyal haklar açısından büyük farklılıklar var. Örneğin belediyenin Belde ve İmar AŞ çalışanları haftalık 40 saat çalışırken Çanpaş AŞ çalışanları haftalık 45 saat çalışıyor. Benzer eşitsizlikler Belediyenin kadrolu çalışanları ile şirket çalışanları arasında da gözlemleniyor.
Çankaya Belediyesi işçilerinin çalışma koşulları her geçen gün daha fazla ağırlaşıyor. Son bir yıl içerisinde çalışanların haklarının gasp edildiği örnekleri sıralayacak olursak şunlar öne çıkıyor:
Belde AŞ ve İmar AŞ çalışanlarına asgari ücret zammı yansıtılmadı. Toplu sözleşmedeki bir madde bahane edilerek çalışanların maaşlarını belirleyen katsayılar düşürüldü. Konu yargıya taşındı fakat henüz sonuç alınamadı.

Belde AŞ işçilerinin toplu sözleşmeden doğan ikramiye yakacak gıda yardımları yatırılmadı.

Personel için uygulanan kreş ücretine Eylül ayında yüzde yüz zam yapıldı.

Tüm bunların yanı sıra son yıllarda belediye hizmetlerinin bir bölümü İŞKUR üzerinden istihdam edilen işçiler aracılığıyla yapılıyor. Yüzlerce işçi bu yöntemle asgari ücretin altında bir ücret ile geçici, güvencesiz olarak çalıştırılıyor. Örneğin geçtiğimiz yaz yine park temizlik hizmetlerinde 300'e yakın işçi dört ay süreyle geçici statüde çalıştırıldı.

Çanpaş AŞ işçileri, Ağustos ayındaki iş bırakma eyleminin ardından apar topar imzalanan toplu iş sözleşmesinden rahatsız. Belde AŞ ve İmar AŞ işçilerinin toplu sözleşmeleri ise 2020 yılında yenilenecek. Sürekli hak kayıplarından kaygı duyan ve belediye yönetimine güvenmeyen Çankaya Belediyesi işçilerini önümüzdeki aylarda çetin bir mücadele gündemi bekliyor.

kaynak: https://haber.sol.org.tr/

Haber Ara