Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

'Suriyelileri nereye gönderiyorsunuz?'

Suriye Savaşı'nın başından bu yana bölgede habercilik ve fotoğrafçılık çalışmaları yapan Gazeteci Eymen Karaca, Almanya ile yaşanan krizi Timetürk için değerlendirdi. İşte o değerlendirme:

9 Yıl Önce Güncellendi

2016-06-13 13:10:09

'Suriyelileri nereye gönderiyorsunuz?'

Geçtiğimiz günlerde Almanya'nın sözde Ermeni soykırımı konusunda attığı adım herkesçe malum. Bu konuda birçok fikir ortaya atıldı ve çerçevesi neredeyse herkesçe tartışıldı.

Ne hikmetse Almanya'ya karşı en çok konuşulan ve kabul gören politik plan Suriyelileri Avrupa'ya gönderme üzerine kurulu. İçi son derece boş ve ahlaki duruştan son derece yoksun bir görüş bu. Çok büyük sancılara yol açması muhtemel ve ciddi sakıncaları olan bu düşünceyi birkaç maddede incelemekte fayda var.

Diyelim ki bu yapıldı; Ege'de ve Akdeniz'de can verecek yüzlerce Suriyelinin hesabını kim verecek? Ege Denizi mülteci iskeletlerinin içinde yüzdüğü ve insanların adeta balık yemi gibi kullanıldığı sudan bir mezarlık olmaya devam mı edecek?

Avrupa'ya giden Müslüman çocukların sapkın zihniyete sahip ailelerin yanına verilmesi neticesinde ortaya çıkan toplumsal yaralar ne olacak, hiç düşünüldü mü?

Misyonerlik faaliyetleri neticesinde yahut tamamen çıkarlardan ötürü din değiştiren Suriyelilerin vebali tam olarak kimin omuzlarında olacak, hiç hesap edildi mi?

Türkiye'nin son dönemde gurur vesilesi olarak anlattığı insani politikalarının tamamını bir çırpıda silmeye dönük böylesi bir politik planının tatbiki, en hafif tabirle yakışıksız kaçacak.

Eğer Türkiye misafirlerini, muhacirlerini yahut moda tabirle sığınmacılarını bir yere göndermek istiyorsa Suriye içerisine göndermek en efdal seçenektir. Nitelik ülkede demografik yapı profesyonelce değiştirildi. Artık PYD - PKK alanı neredeyse tamamlanmış durumda.

Eğer bir milli dış politika perspektifi gelişirse bu süreç kötü gidişatı en azından durdurmaya yetecektir.

Hassasten dış politikanın son yıllarda adeta çöktüğü ve truva atlarıyla dolu diplomatik / bürokratik organların hiçbir doğru hamle yapamadığı hesap edilirse konu daha anlaşılır olacaktır.

Eğer Mavi Marmara katliamı sonrası İsrail ile askeri ilişkilerin asgariye indirilmesi sonucu yerli silah sanayisindeki gelişmenin bir benzerini Almanya'nın tavrına karşılık geliştirebilirsek süreci fırsata çevirmemiz elbette mümkün.

Zira bugün Türkiye'de bulunan her 3 tekerlekli araçtan birisini Alman şirketleri satıyor.

Ülke olarak Almanya'ya bir bedel ödeteceksek bunu yolu da Suriyelileri pazarlamaktan değil ekonomik olarak ciddi bir bilinç ve duruş geliştirmekten geçiyor.

Haber Ara