Dolar

42,5131

Euro

49,5816

Altın

5.787,32

Bist

10.955,89

Sabri Tekir'den Halime Kökçe'ye: Eğer FETÖ bağlantım olsaydı

Star Yazarı Halime Kökçe'ye 'FETÖ'cü dediği Eski Bakan Sabri Tekir'den cevap geldi.

10 Yıl Önce Güncellendi

2016-09-03 21:10:33

Sabri Tekir'den Halime Kökçe'ye: Eğer FETÖ bağlantım olsaydı

TİMETURK | HABER MERKEZİ
ÖZEL HABER

Halime Kökçe, "FETÖ siyaset-siyasetçi ilişkisi" başlığı ile 1 Eylül'de yayınlanan yazısında hedef aldığı Eski Bakan Sabri Tekir'den cevap geldi. 

SABRİ TEKİR'İ HEDEF GÖSTERDİ

Kökçe, yazısında "ETÖ için "Demirel ve Tansu Çiller'i tepe tepe kullandıkları biliniyor" diye yazdı. Konu ile ilgili örnek vermek için bir ismi işaret eden Kökçe şunları yazdı:

"Hiç alakadar olmadıklarını sandığımız Refah Partisi'nden bakan dahi çıkarmışlardı. 54. Hükümet'te Devlet Bakanı görevi verilen Sabri Tekir Refah Partisi İzmir Milletvekili'ydi."

KASET İLE SUÇLADI

"Siyasi partileri ve siyasetçileri illegal yollarla ürettikleri şantaj kasetleriyle ağlarına düşürmeye çalıştılar. Bunu Ak Parti'ye de CHP'ye de MHP'ye de yaptılar. Kısmen de başardılar" diyen Kökçe, Sabri Tekir'i dolaylı yoldan "kaset skandalları" ile de suçladı.

TEKİR'DEN CEVAP GELDİ

Prof. Dr. Sabri Tekir, Facebook hesabından Kökçe'ye cevap verdi. Uzun bir cevap metni kaleme alan Tekir şunları söyledi:

Sayın Halime KARAKAŞ KÖKÇE

"AKSİYON HAYATINIZ"

Siz Aksiyon dergisinde çalışıyordunuz, soyadı olarak da Kökçe'yi değil Karakaş'ı kullanıyordunuz. Sakın, sizin “Karakaşiler”den olduğunuzu söylemek istediğimi düşünmeyin. Yanlış anlaşılmayı asla arzu etmem. Bu benim hiç isteyeceğim bir şey değildir. Evlilik sonrası eşinizin soyadını kullanmayı tercih ettiniz. Anadolu geleneklerine göre bu da son derece doğal. Fakat benim ilgimi çeken başka bir boyut. Sosyoloji öğrenimi görmüş, yine aynı alanda yüksek lisans ve doktora çalışması yapan genç bir kız, nasıl oluyor da o dönem moda halindeki kızlık soyadını da kullanma arzu ve isteği duymasın? Dikkatime takılan işte bu. Mesela ben olsaydım, inanın ki kullanırdım. Sakın bunun sebebi, 28 Şubatın en sıkıntılı zamanlarında zevkle çalıştığınız Aksiyon dergisindeki ve o gruba bağlı kolejlerden birinde yaptığınız öğretmenlik günlerine ilişkin kimliğinizi hatıralardan silmek, gizlemek amaç ve gayesi olmasın? Yoksa siz o Halime Karakaş değil misiniz?

"NEDEN SİZ ONLARLA, ONLAR SİZİNLE ÇALIŞMAYI TERCİH ETTİ"

Sonra, o dönemin şartlarında, üniversiteden mezun olur olmaz neden Aksiyon dergisinde çalışmayı tercih ettiniz? Veya neden onlar sizinle çalışmayı tercih etti? Kendilerinden olmayan hiç kimseyi aralarında barındırmayan cemaat mensupları sizinle çalışmayı sorunsuzca sürdürdüler, Çünkü siz lise öğreniminizi de onların kolejlerinde okumuştunuz ve aranızda güvensizliğe neden olabilecek hiçbir engel yoktu.

"GÖNÜL BAĞI İLE BAĞLIYDINIZ"


Aslında siz de o gruba tam bir gönül bağı ile bağlı idiniz. Yoksa, cemaatin o tarihlerde kendilerinden olmayanları asla çalıştırmama politikasını sadece ben değil, cemaati tanıyan herkes bilirdi, siz de dahil. Yoksa, 2000'li yıllara kadar (doktora çalışmalarınızı bitirinceye kadar), bu dergide uzun süre çalışmanız mümkün olur muydu? Eski deyimiyle “muhal” bile değil.

"CEMAAT SİZE YAPIN DEDİ 'KÜRT AÇILIMI' İLE İLGİLİ TEZ YAZDINIZ"

Ayrıca, siz doktora tez çalışmanızı “Kürt Açılımı” konusunda yaptınız. Hafızamı tekrar yoklayarak onu da söyleyeyim. Bu tez konusu seçimini cemaatin yönlendirmesi ile yaptınız değil mi? Çünkü, cemaat kendi gelecek yapılanması içinde, mesela muhtemel bir AK Parti iktidarında öncülük yapmayı tasarladığı Türkiye'nin iki önemli sorunu vardı: Kürt sorunu ve Alevi sorunu. Alevi sorununa ilişkin açılım politikalarına destek için cemaatin lideri “Alevi kardeşlerimizin ayakları altına başımı koymaya hazırım” beyanatını veriyor ve her yerde “Cemevleri” açılmasını teşvik ediyordu. Kürt Açılımı'na zemin oluşturmak amacıyla bu konuda doktora tez çalışması yapmaya siz de teşvik ediliyordunuz.

"CEMAATİN KONTROLÜNDEKİ AKİLLER TOPLANTISI"

Bu arada AK Parti iktidarı, 2002 seçimlerinden hemen sonra, Doğu ve G.Doğu Anadolu Bölgelerinde görev yapacak tüm güvenlik, silahlı kuvvetler, mülki erkan ve üst düzey kamu görevlilerinin kendi örgüt mensuplarından atanması konusunda cemaat tarafından baskı altına alınıyordu. Nitekim, Kürt Açılımı ile ilgili tüm hazırlık çalışmalarının ve “akiller” grubunun çalışma merkezinin, o dönemde Cemaatin mutlak kontrolü altındaki Polis Akademisi'nde yapılmış olmasının nedeni bu değil midir? Allahtan, AK Parti iktidarı bölgedeki bu yapılanma taleplerine “çekinceli” davrandı da o büyük vartaya düşülmedi. Yoksa şimdi başımızda ne büyük belalar olurdu değil mi?

"SİZİN CEMAATÇİLERLE ORTAK NOKTANIZ: ERBAKAN ve RF MUHALİFİYDİNİZ"

Bu arada, tıpkı içinde bulunduğunuz Cemaat mensupları nasıl şiddetli Erbakan ve RP muhalifi idiyseler, siz de aynı şekilde şiddetli bir Erbakan ve RP muhalifi idiniz, Fakat, yaptığınız dirije tez çalışması ile önünüzde çok geniş bir pazar görüyordunuz ve Cemaatin takıyye ve kripto elemanı olarak Erbakan'ın yetiştirdiği genç politikacılar tarafından kurulan AK Parti saflarında görünmeyi tercih ediyordunuz. Nasıl olsa ülkenin iki önemli sorununda her iki açılıma da siz önderlik edecektiniz. Kitaba dönüştüreceğiniz tez çalışmanızdan da önemli bir gelir sağlamış olacaktınız. Zaten Cemaat'in parasal kaynakların nerede bulunabileceğini çok iyi bildiğini artık herkes biliyor. O zaman bunu siz de iyi biliyordunuz. Öyle olmadı mı Sayın Karakaş Hanım efendi?

"YEMEZLER HANIMEFENDİ"

Şimdi de aynı şiddette AK Parti taraftarı görünüyorsunuz. Yemezler Hanım efendi, yemezler. Milletin bir gözü açıldıysa, AK Partinin iki gözü açıldı. Aslında onlar gözlerini açmak istemiyorlardı ama istemeyerek de olsa sizin kumpaslarınız açtı onların gözlerini.

"EMELLERİNİZİN PEŞİNE DÜŞÜP YAZMAYA BAŞLAMAYIN. SİZE KENDİMİ BEN ANLATAYIM"

Karakaş Hanım efendi! Başkalarının sizin kulağınıza üflediği, sizin de emellerinize uygun geldiğini düşündüğünüz şeylere kapılıp elinize kalemi alıp yazmaya başlamayın.

Size kendimi ben tanıtayım. Kendimi 13 yaşımdan beri son derece iyi bir siyaset bilinci ile yetiştirmeye çalıştım. Daha 16-17 yaşlarındayken dünyanın sayılı siyasetçilerinin hayatlarını okumuştum. 1964 yılından 1980 yılına kadar İzmir'de yapılmış hiçbir siyasi partinin (buna TİP de dahildir) mitingini kaçırmadım ve takip ettim. Türkiye'deki tüm siyasi hareketleri gücü nispetinde izlemeye çalışmış biriyim. Sadece siyasi hareketleri değil, cemaat, tarikat vb. yapılanmaları da buna dahil edin. Daha siz doğmadan İzmir'de gelişmeye başlamış ve sizin de mensubu bulunduğunuz FETÖ hareketini o genç çocuk ruhuyla siyasi bir hareket olarak görmüş, tanımış, hep uzak kalmaya çalışmış biriyim. Bu nedenle çoğu arkadaşlar o hareketin peşinde takılmış koşarken, ben ilk üniversiteye girdiğim günden itibaren MTTB ve o zaman ki MNP, MSP, RP hareketleriyle birlikte oldum. Bu siyasi çizgiden de gönlüm hiç bir zaman kopmadı. 1969 yılı genel seçimlerdeki bağımsızlar hareketinde daha düne kadar yerlere göklere sığdıramadığınız, şimdilerde elinizden gelse tukaka yapacağınız Sayın 11. Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül ile birlikte Aydın bağımsız adayımız. Yük. Müh. Süleyman Karagülle için çalışmalarda bulundum.

Bunu Sayın Gül'ün özgeçmişinden de okuyabilirsiniz. 1977 seçimlerinde MSP'nin İzmir MV adayı olan rahmetli Turgut Özal'ın kendi adına yayınladığı “seçim beyannamesini” ben kaleme almıştım. Bu tarihlerde örgüt lideriniz etrafındaki yüzlerce gençten bir tanesinin dahi MTTB ve MSP'li gençlere katılmasını istemiyor, engelliyor ve şiddetle aleyhte propaganda yapıyordu. Benim İzmir'deki bu duruşumu İzmir bağlantılı olsun olmasın tüm MTTB camiası ve MNP-MSP-RP-FP siyasi çizgi mensupları, şimdiye kadar yetiştirdiğim binlerce öğrencim ve benimle siyaset yapmış arkadaşlarım çok iyi bilirler. Daha başka kimler bilir biliyor musunuz: Bugün yalakalık yapmaya çalıştığınız tüm AK Parti kadroları ve en önemlisi sizin mensubu bulunduğunuz o tarihlerde İzmir'de yaşayan örgütün lideri de bilir. Kaldı ki siyasi görevle Ankara'ya intikal etmeden önce ben Birlik Vakfı İzmir Şubesi başkanıydım.

Karakaş Hanımefendi! Siz bilmezsiniz ama ben söyleyeyim. Benim gençliğimden beri her zaman birlikteliğimi devam ettirdiğim sadece iki grup vardır: MTTB camiası ve daha çok bilimsel çalışmalarla tanınan Akevler - Süleyman Karagülle grubudur. Yani sizin nefretle baktığınız, içinize bir türlü sindiremediğiniz Adil Düzen grubu.. Siyasi hareket olarak da Erbakan hareketi. Bu grupları cümle alem bilir, istemiyor ve sevmiyor olsanız bile siz de bilirsiniz.

"SİZİN GİBİ KRİPTO BİRİ"

Bunun dışında, 15 Temmuz ile yaşadığımız bu dramatik olayları çok önceden, hem de kırk sene öncesinden kestirebilmiş biri olarak, sizin grup da dahil hiçbir grupla gönül birlikteliğim olmadı. Sizin gibi kripto biri olarak hiçbir grubun içinde yer almadım. Hele mutlak teslimiyet anlamında hiçbir kişi, grup veya ekole bağlı olmadım, genetik olarak karakterim buna uygun da değildir. Ama bunu sizin gibi genç nesiller bilmez, bilmiyor olabilir veya bilmemezlikten gelebilirler. Hele sizin gibi 28 Şubat sürecinde ve sonrasında Aksiyon Dergisinde çalışan birinin bilmemesi sadece gönlünüzün akış istikametinin farklı olması ile izah edilebilir. Tanımak istemediniz, hala istemiyorsunuz çünkü genetik kodlamalarınızda can yakma özelliği var. Sanırım mumun ateşine kapılıp yanan siz kendiniz olacaksınız.

"BİR KRİPTO OLARAK YALAKALIK YAPMAYA ÇALIŞTIKLARINIZ BENİM ARKADAŞIM"

Karakaş Hanımefendi, benim bu kısa sosyal ve siyasal geçmişimden anlamış olmalısınızdır ki, bir kripto olarak yalakalık yapmaya çalıştığınız AK Parti'nin kurucu kadrosunun tamamına yakını (Erdoğan dahil) benim gençlik dönemi arkadaşlarım olmuştur. Yapılan tüm seçimlerde de bir görev telakki ettiğimden aday adayı olmama rağmen, listelerde yer vermediler. Siyaseten öyle takdir etiler.

"EĞER FETÖCÜ OLSAYDIM..."

Ancak bu konuda şimdilerde oluşan kişisel kanaatim şudur: eğer FETÖ bağlantım olsaydı büyük ihtimalle baş tacı yaparak listelerin başına hem de severek yerleştireceklerdi. Çünkü, o tarihlerde sizin de mensubu bulunduğunuz cemaatle kucak kucağa olmayı siyasette getiri unsuru görüyorlardı. İktidardaki arkadaşlarımız sizin gibi kripto yol göstericileri oldukça daha çoook ihanetle karılaşacaklar, sadece kendileri sıkıntı çekmekle kalmayacaklar milletin de sıkıntı çekmesine neden olacaklardır. Siz de karşıdan kıs kıs gülecek, ve hedefe ulaşmanın büyük mutluluğunu yaşayacaksınız.

Öyle ya, örgüt sadece Süleyman Demirel'i, Tansu Çiller'i, ve Sabri Tekir'i tepe tepe kullanmadı ki. Bakıyorum da hâlâ tepe tepe kullanılabilecek bunca siyasi varken niye kullanmasınlar ki. Elhak, bu konuda sizin kadar maharetli ve hünerli kimse görünmüyor.

Sayın Karakaş, kabul edin veya etmeyin bir büyüğün olarak tavsiyem, biraz vicdani sorumluluk sahibi olarak kalemini kullanmanızdır. Yasal haklarım saklı kalmak şartıyla, sizi, ruz-ı mahşerde hesap vermek üzere Allah'a havale etmekten başka yapabileceğim bir şey yoktur.

2 Eylül 2016
Prof.Dr.Sabri TEKİR
Devlet E.Bakanı / 20.Dönem İzmir MV

Arif Serin
Bendeniz oldum olası birden ortaya çıkıp meşhur olmuş siyaset, sanat, kalem erbabına hep kuşku ile baktım.Haksız da sayılmam; mesela ömründen elli yılını verenlerin nâil olamadıkları ulûfe, makam, şöhret ve saygınlığa şıppadanak kavuşuvermeleri sadece fıtrat (sünnetullah)a, adalete değil câri hayatın kabullerine de tezattır. Eskiden bir şeyin ucuzluğunu isbat sadedinde 'bini bir para' derlerdi. Şimdilerde takiyyenin biri bin para.
Mehmet Kaya
Güzel bir cevap olmuş. Bu cemaate bulaşmış insanların cogunu tanımak mümkün değil. Çünkü bunlar her kaba göre şekil alabilen,ahlaki standartları olmayan yaratiklardir. Bunlar sizintilardir,her yere sizarlar.
salihcetin
dogru olonları anlatınız teşekurler
MUZAFFER AYDEMİR
Sayın sabri hocamın izmir MTTB den ve ayrıca aynı evi paylaşmış eski bir kardeşi olarak beyanına tamamen katılırım .Yazarların, kişiler hakkında ithamda bulunurken daha araştırmacı ve kendi geçmişlerini de unutmandan insaflı olmaları gerekir.Diğer alamde sorguya ve suale inaniyorsak.
Demir
Rahmetli Erbakan hocam senin kıymetini bilemediler.Yetistirdiklerin iktidarda ama sana kazık attılar.Seni sevmeyenlerle. halvet oldular. İşleri burada da öteki tarafta da zor. Allah yardımcımız olsun. Sabri hocam yazinizdandolayi tesekkur ederiz. Saygılar.
ömerhalis
Yandan Halimem yandan!Birinin sebatayist yada Yahudi olduğunu onun refleks olarak ortaya çıkan milli görüş düşmanlığından anlayabilirsiniz,aynı şekilde bir fetöcü olduğunuda yine refleks olarak ortaya çıkan Milli görüş düşmanlığından anlayabilirsiniz.Karakaşinin her iki yazısınıda okudum tek bir somutluk yok fakatHocam öyle deliller sıralamış ki rezilin kriptoluğunu alenen ortaya koymuş ilgili savcılık hareketegeçmediyse suç işliyor.Star da bu kadını halen gazetesinde tutyorsa star yönetimininde elden geçirilmesi gerek,AKP de bu konunun üzerine gitmiyorsa halen daha kendini hiç düşünmüyordur.
Dr. Mehmet Aykaç 20.Dönem Çoru
Prof.Dr.Sabri Tekir Hocam 20.Dönemden Milletvekili arkadaşım ve Saygıdeğer bir Bakanımızdır. O hanım kim oluyor ki Sabri Beyin adını ağzına alıyor. Sabri Bey aynı zamanda çok iyi bir 'hafız' ve bir bilim adamıdır. Ülkemizde onun ayarında her konuda yetişmiş 5 adam bulamazsınız.Bu zamana kadar kendisinden -Refahyol Dönemindeki 11 aylık bakanlığı hariç-yeterince istifade edilememiştir. Buradan Sn. Devlet Başkanımıza da hatırlatıyorum.Bu düşüncelerimi vicdani bir görev kabul ederek kendisinden izin almadan yazdığım için özür diliyorum.Fazla söze hacet yok. Dünya fânî Allah bâkî. Vesselâm.
ali kartal
değmez hocam bukadın için yazmaya boş biri akpden milletvekilide olmak istedi aynı şeyleri tekrarlıyan biri ciddiye bile alan yok
Kerim
Yandan halimem yandan..! Bu ülkede FETÖ'ye destek vermeyen tek siyasi hareket Milli Görüş'tür. Bu fırtınalı dönem sona erdiğinde ülkenin yüz akı olarak bir tek onlar kalacak, bu fırtına sen de dahil diğer HERKESİ silip süpürecek. Senin ağababaların da ağababaları olan 'SERMAYE' de bunun farkında ve akıllarınca önlem alacaklar tabii. Zamanında seni de kullanarak 28 Şubat'ta nasıl iftira AKSİYONU güttülerse, bugün de aynı şeyi yine senin elinle yapıyorlar, NE TESADÜF AMA! Yemezler KARAKAŞ hanımefendi, yemezler!
muammer
Güzel bir yazı hocam sizi kamu ortak hesabıyla ilgili çalışmadan biliyorum Kriptoyu iyi anlatmışsiniz ancak kriptolari baş tacı edenleride anlatmanizi çok isterim.
ayener
Hocam elletinizr saglik
Sayın Tekir'in yazısını geç okudum. Yorumları da dikkatle okudum. Sabri Tekir beyin özel kalem müdürlüğünü yapma şansızlığını yaşadım. Bende mahfuz özel bir cümlesini aktarmak isterim: 'Benim Hocaefendi ile gönül bağım var Fidan hoca'Bu cümleyi söyleme sebebini ayrıntıları ile anlatmak istemem. Selam ve muhabetlerimle
Mehmet Geçer
Yüreğinize Kaleminize sağlık hocam bu kriptolara gerektiği zaman değil her zaman hadlerini bildirmek lazım.Sizin gibiler in bu çıkışı olmasa hiç haberimiz olmayacaktı
Nıyazı Ozarslan
Asil pespaye SN Karakas hnm.Olu eti yemeyi tercih eden bir kisi Aksiyon yazari oldugu donemde BAS ORTUSU FURUAT idi acaba ne kadar uyguladi.Sn Tekir ile birlikte MSPnin Izmir illk Il kongresinde ben ,Tekir ve MAli ACAr 73 yilinda olabilir divan katibi ISMAIL MUFTUOGLUda divan baskani idi.Ayni gun MGunduz Sevilgenin onerisiyle benim baskanligimda Il genclik kolunu kurduk.Adil duzen calismalarinda muhendis olmam hasebiyle yillarca katildim hala katilanlarin listesi bendedir.Zra katip uye idim.Star gazetesinde mufteri bir yazar istemiyorum
zakir
Fetöyle ismi yanyana değil gölgesi gölgesine değmeyecek kişidir Sabri TEKİR
Ahmet Vedat GÜNEŞ
Harika olmuş.
nazmi uçkan
sayın tekir yıl 1977 izmir ihl son sınıf öğrencisiyim.basmanedeki-müftülük-cami-yurt binasının bulunduğu yurtta kalıyorum.turgut özal msp adayı.BASMANE-ÜÇYOL-HATAY CADDESİ-FAHRETTİN ALTAY MEYDANI HAVA HASTANESİ YOLUNDAN KONAK VE BASMANE.bu güzergahı yaya olarak afiş asıp kateddik.davadan başka beklentimiz yoktu ve hala yok olamazda.size sorum şu;bu bayanı deşifre etmek için niçin bu kadar beklediniz

Yorum Yap

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
SON VİDEO HABER

Bakan Uraloğlu, kendi kullandığı araçla Dallıkavak Tüneli'nden geçti

Haber Ara