Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş, CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu'nun açıklamalarına ilişkin, "SİHA'ların özelliği, tespit ettiği teröristleri tespit ettiği noktada imha etmesidir. Bu terörle mücadelenin olmazsa olmaz parçalarından birisidir. Yani bunu başka şekilde yorumlamak, terörle mücadelede kullanılan etkin mücadele aracını sanki böyle vatandaşa karşı kullanılan bir araçmış gibi tarif etmek, en hafif tabiriyle teröre karşı verilen ortak mücadelenin safında yer almamak demektir." dedi.
Kurtulmuş, Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü'nün (BMDTÖ) 22. Genel Kurul Toplantısı'na katılmak üzere gerçekleştireceği Çin ziyareti öncesinde Atatürk Havalimanı VİP Salonunda basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.
Kurtulmuş, genel kurulda yürütme kurulu üyesi adayı olan Türkiye'nin Avrupa bölgesinden seçime katılacağını, Türkiye'nin seçilmesi için çalıştıklarını söyledi.
Çin'de 2018'in "Türkiye yılı" olduğunu anımsatan Kurtulmuş, "Türkiye yılı etkinlikleri çerçevesinde yapılacak faaliyetlerin gözden geçirilmesi için ilgili muhataplarımızla toplantılar yapacağız, çalışmalar yapacağız. Yine Çinli muhataplarımızla ikili görüşmelerin iyileştirilmesi, düzeltilmesi konusunda, turizm ve kültür alanında neler yapılabilir, bu konularla ilgili de çalışmalarımızı sürdüreceğiz." diye konuştu.
Kurtulmuş, Çin, Japonya, Güney Kore ve Hindistan başta olmak üzere Asya ülkelerinin Türkiye turizminin canlandırılması bakımından önemli pazarlar olduğunu, buraya açılmayı hedef olarak gördüklerini belirtti.
İpek Yolu Projesi kapsamında Çin ile çeşitli alanlarda iş birliği zeminlerinin artırıldığını aktaran Kurtulmuş, bu kapsamda özellikle medya, ulaştırma, kültür ve turizm alanında yapılacak çalışmaları gözden geçirme fırsatını bulacaklarını bildirdi.
Numan Kurtulmuş, 50 yıl önce Türkiye'den götürülen Herakles lahdinin iadesiyle ilgili sürecin tamamlandığını, 6 Eylül'de getirilmesi planlanan lahdin gümrükteki gecikmeden dolayı 13 Eylül'de yurda geleceğini ifade etti.
İsviçre'deki gümrükleme çalışmalarının sürdüğüne dikkati çeken Kurtulmuş, "13'ünde Antalya Müzesi'nde, Aksu'daki müzede sergilenecek. Türkiye, maalesef hala çok önemli kısmı yurt dışında bulunan, kayıp, daha açık söyleyeyim, çalınmış kültürel varlıkların iadesi konusunda sevindirici bir adım atmış olacaktır. Biz de 13'üne yetişemeyeceğiz ama geldikten sonra lahdi ziyaret etme imkanı bulacağız." dedi.
"Türkiye için terörle mücadele siyaset üstü bir konudur"
Kurtulmuş, bir basın mensubunun "CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu'nun silahlı insansız hava araçlarına ilişkin açıklaması"nı sorması üzerine, iç siyasette partilerin farklı konularda apayrı noktalarda durabileceğini söyledi.
Birisinin A dediğine diğerinin Z diyebileceğini, bunun siyasetin doğası gereği olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, şöyle devam etti:
"Ama bir de ülkelerin içeride ve dışarıda siyasetin ortak noktaları vardır. Türkiye için terörle mücadele siyaset üstü bir konudur. Bütün siyasi partilerin ortak şekilde davranması gereken bir hususiyettir. Çok ağır bedeller ödedik. Türkiye, yaklaşık 40 yıldır terörle mücadele ediyor. PKK'sından ASALA'sına, DEAŞ'ından DHKPC'sine kadar bin bir çeşit örgütü Türkiye'nin başına bela ediyorlar. Bu SİHA'ların ne kadar önemli olduğunu, özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da çukur eylemleri sırasında gördük. Çok sayıda güvenlik görevlimiz maalesef şehit oldu. SİHA'ların özelliği tespit ettiği teröristleri tespit ettiği noktada imha etmesidir. Bu terörle mücadelenin olmazsa olmaz parçalarından birisidir. Yani bunu başka şekilde yorumlamak, terörle mücadelede kullanılan etkin mücadele aracını sanki böyle vatandaşa karşı kullanılan bir araçmış gibi tarif etmek en hafif tabiriyle teröre karşı verilen ortak mücadelenin safında yer almamak demektir. Dolayısıyla CHP'li arkadaşlara, samimiyetle ve dostane olarak uyarımız, bu terörle mücadelede herkesin ortak safta olmasıdır."
Kurtulmuş, terörle mücadelenin eleştirilebileceğini belirterek, "Şurasında şu oldu diyebilirsiniz ama yani kimden yanayız, terör örgütlerinden yana mıyız, terörü destekleyenlerden yana mıyız, yoksa terörle mücadelede bütün Türkiye'nin gücünden yana mıyız, millet olarak hep beraber aynı çizgide mi duruyoruz? Hatta sadece içeride değil, biz ne diyoruz, 'Dışarıda da amasız, fakatsız, herkes teröre karşı bir insanlık cephesinde buluşsun.' Dolayısıyla biz bütün uluslararası terör örgütlerine karşı hiçbir rezervimiz olmadan terörün karşısında yer alma mecburiyetindeyiz. Terörün karşısında verilen mücadelede, tabii ki bu usulüne uygun verilen mücadelede yanında olmamız lazım. Dışarıda uluslararası alanda böyle olduğu gibi hiç kuşkusuz Türkiye'nin beka meselesi olan terör örgütleriyle, PKK'sıyla DEAŞ'ıyla diğerleriyle olan bu mücadelesinde herkesin ortak safta durması lazım. Bunu bir iç politika malzemesi olarak kullanmanın da son derece yanlış ve son derece gerçekten çirkin bir tavır olduğunu ifade etmek isterim." değerlendirmesini yaptı.
"Türkiye'ye karşı tutum, tavır alma haline dönüştü"
Kurtulmuş, Dışişleri Bakanlığının Almanya'da yaşayan ve bu ülkeye seyahat etmeyi planlayan Türk vatandaşlarından tedbirli olmaları, yabancı düşmanı ve ırkçı muamele, davranış ve sözlü saldırılar karşısında itidalli hareket etmelerini istemesine ilişkin, Türkiye ile Almanya arasındaki gergin sürecin devam ettiğini, bunun sebebinin Türkiye olmadığını belirtti.
Bazı Avrupa ülkelerinin iç politikasından kaynaklanan bir gerginliğin bulunduğunu anımsatan Kurtulmuş, yabancı ve göçmen düşmanlığı ile İslam karşıtlığının somut hale indirgenmiş şekilde Türkiye ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik düşmanlığı olduğunu artık herkesin bildiğini vurguladı.