Vilnius'taki NATO Zirvesi'ne İsveç hakkındaki kararıyla Türkiye damga vurdu. NATO'dan ve İsveç'ten yerine getirilmesi beklenen şartlar açıklandı. Ancak yeni bir sürecin başlangıcı olarak değerlendirilen görüşmelerin ardından verilen sözlerin yerine getirilip getirilmeyeceği merak ediliyor.
Hürriyet yazarı Nedim Şener, NATO Zirvesi'nin ardından yapılan kritik açıklamaları değerlendirdi.
Şener'in "NATO bir kazık daha atar mı?" başlıklı yazısından önemli bir bölüm:
2022 yılında İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliği gündeme geldiğinde Türkiye'nin öne sürdüğü ön önemli şart, iki ülkenin terör örgütleri PKK/YPG ile FETÖ'ye destek olmaması ve faaliyetlerini yasaklamasıydı.
Bu durum geçen yıl Madrid'de yapılan NATO Zirvesi sırasında, imzalanan “Üçlü Muhtıra” ile kayıt altına alındı.
TERÖRİSTLERİ İADE ŞARTI
Üçlü Muhtıra'nın 5'inci maddesinde ise, Finlandiya ve İsveç, PKK ve diğer tüm terörist örgütlerin, bunların uzantılarının faaliyetleri ile iltisaklı kuruluşlar ve paravan örgütler içerisinde yer alan veya bu terör örgütleriyle bağlantısı bulunan şahısların faaliyetlerini engelleyeceklerini taahhüt ettiler.
Muhtıra'nın 8'inci maddesinde ise, PKK terör örgütünün ve bütün uzantıları ile iltisaklı kuruluşlarının ve paravan örgütlerinin para toplama ve eleman devşirme faaliyetlerine yönelik soruşturma başlatacaklarına ve bunları yasaklayacaklarına dair söz verdiler.
Ayrıca terör örgütü üyelerinin iadeleri ile ilgili de önlemler alacakları sözü verdiler.
ERDOĞAN: ‘İKİNCİ YANLIŞI İŞLEMEK İSTEMİYORUZ'
Türkiye, Finlandiya ve İsveç'in muhtıra maddelerindeki şartları yerine getirip getirmediğini yakından takip edeceğini açıkladı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçmişten bir örnek verdi: “Daha önce Yunanistan ile ilgili NATO konusunda bir yanlış yaptılar, bizden önceki yönetimler. Ve Yunanistan'ın Türkiye'ye karşı NATO'yu da arkasına alarak takındığı tavrı biliyorsunuz. Bu konuda ikinci bir yanlışı Türkiye olarak işlemek istemiyoruz.”
1974 Kıbrıs Barış Harekâtı'ndan sonra NATO üyeliğinden ayrılan Yunanistan'ın yeniden üye olma girişimleri dönemin Başbakanları Ecevit ve Demirel tarafından engellendi. ABD yönetimi Türkiye'ye bazı sözler verdi ama bunlar tutulmadı. 12 Eylül 1980 darbesini yapan Kenan Evren'in altına ilk imza attığı kararlardan birisi de Yunanistan'ın NATO'ya dönüş kararı oldu. Yunanistan resmi olarak 20 Ekim 1980'de NATO askeri kanadına döndü.
Evet, İsveç yönetimi anayasa ve yasalarında bazı değişiklikler yaptı ama PKK terör örgütü hâlâ sokaklarında cirit atıyor, para ve eleman topluyor. Ayrıca, Türkiye'nin iadesini istediği PKK ve FETÖ mensuplarını da Türkiye'ye göndermedi.
TERÖRLE MÜCADELE KOORDİNATÖRÜ
Ancak şaşırtıcı biçimde, Türkiye Litvanya'da yapılan NATO Zirvesi kapsamında İsveç'in NATO üyeliğine kapıyı araladı. Türkiye'nin, İsveç'in NATO'ya Katılım Protokolleri'ni TBMM'ye götüreceği şu açıklamayla duyuruldu:
“Güvenlik Komitesi'nin ilk toplantısında İsveç, terörizmin tüm tür ve tezahürleriyle mücadelesinin temeli olarak Üçlü Muhtıra'nın 4. maddesi dahil tüm unsurlarının tam manasıyla uygulanmasına yönelik bir yol haritası sunacaktır. İsveç, YPG/PYD ve Türkiye'de FETÖ olarak tanımlanan örgüte destek vermeyeceğini yineler. Türkiye ve İsveç, terörle mücadele işbirliğinin, İsveç'in NATO'ya katılmasının sonrasında da devam edecek, uzun vadeli bir çaba olduğu konusunda hemfikirdirler.
Genel Sekreter Stoltenberg de NATO'nun tüm tür ve tezahürleriyle terörizmi kategorik şekilde kınadığını yeniden teyit etmiştir. NATO, tarihinde ilk kez Terörle Mücadele Özel Koordinatörü pozisyonunun tesis edilmesi de dahil, bu alandaki çalışmalarını kayda değer şekilde hızlandıracaktır.
İsveç, Türkiye'nin, Türkiye-AB Gümrük Birliği'nin güncellenmesi ve vize serbestisi dahil AB'ye üyelik sürecinin yeniden canlandırılması konusundaki çabalara aktif destek verecektir. Bu temel üzerinde ve Avrupa-Atlantik bölgesinin caydırıcılık ve savunma gereklilikleri bağlamında, Türkiye, İsveç'in Katılım Protokollerini TBMM'ye sevk edecek ve onaylanması sağlamak için Meclis ile yakın işbirliği içinde olacaktır.”
TBMM ONAYI ŞART
Türkiye şunu biliyor: Başta ABD, Almanya, Fransa, Belçika, Hollanda olmak üzere NATO üyesi ülkeler terör örgütü PKK/YPG ve FETÖ'yü destekliyor, kullanıyor ve koruyor.
İsveç, yükümlülüklerini tam olarak yerine getirmese de bazı adımlar attı ve son mutabakat metniyle de bir yıl önceki muhtıranın maddelerine bağlılığını teyit etti.
Bu konuda bir yol haritası sunacak ve NATO tarihinde ilk kez Terörle Mücadele Özel Koordinatörü atanacak. Ayrıca vize serbestisi başta olmak üzere AB ilişkilerinde Türkiye'yi destekleyecek.
Bunların ne kadar mümkün olacağını zaman gösterecek. Ancak bu maddelerin metne bağlanması ve yerine geldikten sonra hükümetin İsveç'in NATO'ya Katılım Protokolü'nü TBMM'ye göndermesi yerinde olacaktır. Elbette Türkiye kararlarını kendi çıkarlarına göre alacaktır. Nitekim Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da söylediği gibi son denetim ve onay yeri TBMM'dir. AB üyeliği uzun bir süreç ama vize serbestisi gibi kolaylıklar kısa vadede halledilebilir. Şartlar yerine gelmezse TBMM'den beklenen onayın çıkmaması kimseyi şaşırtmasın.