Al Jazeera'da yer alan habere göre, iddianamede Takcı hakkındaki davanın, şüphelinin "Devlet sırrı niteliğindeki bilgi ve belgelerin hukuka aykırı yollarla ele geçirilip askeri ve siyasal casusluk amacıyla temin edilip açıklanması" suçundan yargılandığı Yargıtay 16. Ceza Dairesi'ndeki dava dosyasıyla birleştirilmesi talep edildi.
İddianamede 'FETÖ'nün yargı yapılanmasına ilişkin tespitlerle itirafçı ve tanık beyanlarına yer verildi. Aziz Takcı'nın, Adana TMK 10. maddeyle görevli Cumhuriyet Savcısı olarak görev yaptığı sırada, 1 Ocak 2014'te Hatay'ın Kırıkhan ilçesinde ve 19 Ocak 2014'te Adana Ceyhan Sirkeli otoyol gişelerinde MİT'e ait tırları durdurarak, "Türkiye Cumhuriyeti devleti ve hükümetini gerek yurt içinde gerekse uluslararası platformda zor durumda bırakmak ve itibarsızlaştırmak, devleti terörle ilişkilendirmek kasıt ve iradesiyle belli bir mizansen çerçevesinde hareket edip devlet sırrı kapsamındaki faaliyetleri deşifre etmek, devletin güvenliğine ve siyasal faaliyetlerine ilişkin bilgileri temin edip ifşâ etmek" suçlamalarından, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) Başmüfettişliği tarafından sevk edildiği Tarsus 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nin kararıyla tutuklandığı belirtildi.
"BYLOCK TESPİT EDİLDİ"
Aziz Takcı'nın kullandığı cep telefonu hattı ve "35158506087083" IMEI numaralı telefon üzerinden, 14 Ağustos 2014 tarihinden itibaren Gülen cemaatinin haberleşme programı olduğu ileri sürülen ByLock'u kullandığı ifade edilen iddianamede, Emniyet Genel Müdürlüğü KOM Daire Başkanlığınca ByLock içeriklerini çözümleme çalışmalarının halen sürdüğü, bu konuda düzenlenecek raporun daha sonra dosyaya sunulacağı ifade edildi.
İddianamede, Aziz Takcı'nın eşi eski Zonguldak Hâkimi Selma Rahşan Takcı hakkında da "FETÖ/PDY silahlı terör örgütü üyesi olmak" suçlamasıyla soruşturma yürütüldüğü, Selma Rahşan Takcı'nın bugüne kadar yakalanamadığı ve aranmasına devam edildiği bildirildi.
İddianamede, eski HSYK Başkanvekili İbrahim Okur'un MİT tırlarının durdurulmasına ilişkin ifadesinde geçen, "...benzer operasyonun Ceyhan'da da yapmaları karşısında bu dört yargı mensubunun Fetullah Gülen cemaat mensubu olduklarını anladım. Bu operasyonun sıradan bir operasyon değil, hükümete karşı yapılan bir operasyon olduğunu anladım" sözlerine de yer verildi.
İddianamenin sonuç ve talep bölümünde, Aziz Takcı'nın "FETÖ/PDY isimli silahlı terör örgütünün üyesi olduğuna dair kamu davası açmaya yetecek derecede yeterli şüphe oluşturan delil elde edildiği" belirtildi ve şüphelinin "silahlı terör örgütü üyeliği" suçlamasından tutukluluk hâlinin devamı istendi.
Dosyanın, yargılamanın Yargıtay 16. Ceza Dairesi'ndeki dosyayla birleştirilmesi talep edildi.