Dolar

32,2081

Euro

34,8604

Altın

2.444,95

Bist

10.218,58

Kurban tartışmalarının yüzeyselliği

Prof. Dr. Şinasi Gündüz, aşağıdaki “Kurban tartışmalarının yüzeyselliği” başlıklı makalesinde, her yıl kurban döneminde belirli çevrelerce gündeme getirilen sığ tartışmaları eleştirmekte, İslam’ın temel referanslarından hareketle kurban konusunu ele almanın önemine vurgu yapmaktadır.

3 Yıl Önce Güncellendi

2021-07-16 17:22:52

Kurban tartışmalarının yüzeyselliği

Türkiye'de özellikle kurban bayramı döneminde belirli çevrelerce ısıtılıp piyasaya sürülen belirli tartışmalar herkesin malumudur. Örneğin bir dönem Türkiye'de medyatik kurban tartışmalarında popüler konu, horozdan tavuktan kurban olup olmayacağıydı. Bunun İslam'dan hareketle mümkün olup olmayacağı tartışıla geldi.

Son zamanlarda ise kurban kesmek yerine parasının hayır kurumlarına ya da muhtaçlara bağışlanmasının kurban kesme yerine geçip geçmeyeceği tartışmaları revaçta… Aynı şekilde faizli krediyle kurban almanın caiz olup olmayacağı…

Belirli kesimlerce dillendirilen bu tartışmaların sığlığı ortadadır. Sığ diyorum; zira bu tartışmaların dinin yani İslam'ın kurban ibadetine yönelik belirlediği usulden ve anlayıştan uzak olduğu aşikardır.

Örneğin yoksullarla, muhtaçlarla yardımlaşma ve dayanışma konusunda İslam'da çeşitli infak usulleri mevcutken kurban kesme yerine bunun parasının bağışlanmasının kurban yerine geçebileceğini tartışmak sığlıktır. Aynı şekilde İslam faizi kesin olarak yasaklamışken faize dayalı bir sistemle kurban ibadetini icra etmenin imkanını tartışmanın yanlışlığı da ortadadır.

Bu sığ zihin yapısında, kurban ibadetini İslam'ın temel referanslarından hareketle ele almak yerine kurbanın günümüz popüler kültüründen hareketle yorumlanmaya çalışılması dikkati çekmektedir.

Dinler tarihi açısından baktığımızda kurban, yalnızca İslam'da değil hemen hemen tüm dini geleneklerde temel bir ibadet biçimi olarak yer almaktadır. Her din gerek şekil gerekse mana itibarıyla bu ibadete kendi yapısına göre bir anlam kazandırmaktadır.

Kurban ibadetine tüm dini gelenekler kanlı kurban ve/veya kansız kurban şeklinde yer verir. Kanlı kurban olarak tanımlanan ibadet, belirli hayvanların kesilmesi, kanının akıtılması ya da ateşte yakılması şeklinde icra edilen geleneklerdir. Kansız kurban ise başta tahıl, hububat ve ziynet eşyaları olmak üzere çeşitli ürünlerin kurban olarak kutsal varlıklara sunulmasıdır.

Bu bağlamda, korban, sunu, saçı, sacrifice, udhiye ve benzeri çeşitli isimlerle isimlendirilen kurban, dinlerde önemli yer tutar. Nitekim bu bağlamda bir Kur'an ayeti de (Hac 34) Allah'ın kendilerine rızık olarak verdiği hayvanlar üzerine Allah'ın ismini ansınlar diye her ümmet/topluluk için bir usul belirlendiğine vurgu yapmaktadır. Bu ayetin devamındaki ifadelerde kesilen hayvanlara değinilmesi, burada kastolunan şeyin kurban edilen hayvanlar olduğunu göstermektedir. Böylelikle Kur'an, her toplulukta bir kurban ibadetinin var olduğuna dikkat çekmekte ve kurbandaki asıl amacın ne olması gerektiği üzerinde durmaktadır.

Kurban ibadetinde sunulacak olan hayvanın ya da nesnenin neler olacağına ve sununun nasıl yapılacağına dair her dinin belirlediği bir çerçeve vardır. Bu doğrultuda bu ibadetin, dinin temel referanslarının bu ibadete yüklediği anlam ve usul doğrultusunda icra edilmesi önemlidir.

Örneğin Yahudilikte özellikle mabet döneminde en önemli ibadet olarak öne çıkan kurbanın nasıl yapılacağıyla ilgili Yahudi kutsal literatüründeki detaylı bilgiler dikkati çeker. Kurbanın amacına yönelik olarak mabette icra edilen farklı kurban türlerinden söz edilir. Bunlardan yakma kurbanını ifade eden “ola” doğum, belirli hastalıklar ve benzeri durumlar sonrası ifa edilirken, kesilerek belirli organları yakılan ve diğer etleri yenilerek tüketilen “şelamim” genelde barış ve esenlik amacıyla düzenlenir. “Hatat” ve “aşam” diye anılan kurbanlar ise günahlara kefaret ve suçların bağışlanması amacıyla sunulur.

Kanlı kurban yanında Yahudilikte tahıl ve hububat sunusuna dayalı kansız kurban geleneğinin de varlığı bilinmektedir.

Yahudilikteki kanlı kurban geleneğine mesafeli duran Hıristiyanlıkta ise kurban ibadetinin Tanrı Oğlu olduğuna inanılan İsa Mesih'in çarmıhta gerilmesi inancı ile “son yemek” bağlamında yeniden yorumlanması dikkati çeker. Buna göre İsa Mesih, ölüm ve günahın esareti altında olan insanlığın aklanması amacıyla çarmıhta kendisini bir kurban kuzusu şeklinde feda etmiştir. Dolayısıyla insanların günahlarından arınmaları için tövbe amacıyla yaptıkları kurban, adeta İsa Mesih'in şahsında yerine getirilmiştir.

Ayrıca çarmıh öncesi son yemekte, havarileriyle paylaştığı ekmek ile şarap, çarmıhta kanı akıtılarak ölen İsa'nın sırrına vakıf olmanın ifadesi olarak görülür. Komünyon ya da ekmek-şarap ayini şeklinde düzenlenen temel ibadette, kutsanarak yenilen ekmeğin İsa'nın etine içilen şarabın ise İsa'nın kanına tekabül etmesi (hatta bazı mezheplere göre bizatihi bunları ifade etmesi) bu bağlamda bir kurban ritüeli olarak yorumlanır.

Bu doğrultuda gerek Yahudilikte gerekse Hıristiyanlıkta kurbanın, bu dinlerin yükledikleri bu anlam ve usul bağlamında anlaşılıp icra edilmesi esastır.

Yüce Tanrıyla bir şekilde iletişim kurmak ya da ona yakınlaşmak kurban ibadetine yüklenen anlamların başında gelir. Bu bağlamda kişinin Tanrı'ya hamdedip şükretmesi, günahlarından bağışlanma dilenmesi, belirli manevi kirlerden arınmak istemesi ve bazı manevi sırlara vakıf olma da dahil Tanrı'dan çeşitli talep ve isteklerde bulunması gibi nedenler inanan kişinin icra ettiği kurban ibadetindeki amaçlar arasındadır.

Elbette kurbanla ilgili benzeri amaçlar, yalnızca Yahudilik ve Hıristiyanlıkta değil diğer tüm dinlerde de söz konusudur.

İslam'a gelecek olursak, Kur'an'da udhiye, hedy ve nahr terimleriyle ifade edilen kurban oldukça önemlidir. Bu ibadetin vacip mi yoksa sünnet mi olduğu konusunda mezhepler arasında görüş farklılıkları olmakla birlikte ibadetin temel bir ibadet olması, önemi, amacı ve hangi hayvanlar ile bu ibadetin nasıl icra edileceği konusunda bir konsensüs vardır.

Kur'an bu ibadette aslolan amacın itaat ile Allah'a yakınlaşmak olduğuna dikkat çeker. Hac suresi 37. ayette ifade edildiği şekilde kurban edilen hayvanların etlerinin kanlarının değil, ancak müminlerin takvalarının Allah'a ulaşacağına vurgu yapar. Bununla kurbanda aslolanın takva, yani belirlemiş olduğu sınırların gözetilmesi ile Allah'ın emrine riayet etme ve Allah'a itaatsizlikten ve bunun kişi için oluşturacağı olumsuz durumlardan sakınma olduğunun altı çizilir.

Esasen Kur'an'da kurbanların etlerinin kanlarının Allah'a ulaşamayacağına vurgu yapılması Yahudi geleneğine yönelik de bir eleştiridir. Zira Yahudi kutsal metinlerinde kesilip yakılan kurbanların kokusunun Tanrı'ya kadar ulaştığı ve Tanrı'nın bundan memnun olduğu belirtilmektedir. Kur'an ise ilgili ayetiyle bu anlayışı reddetmektedir. Zira İslam'ın zaman ve mekândan münezzeh olan Allah inancı böylesi anlayışlara kapıyı kapatmaktadır. Dolayısıyla her konuda olduğu gibi kurban konusunda da İslam'a göre aslolan kişinin takvayı gözetmesidir.

İslam'da kurban ibadetinin nasıl icra edileceği, İslam'ın temel referansları tarafından belirlenmiştir. Hz. Peygamber sünnetinde bunun örnekliğini ortaya koymuş ve Müslümanlar bu örnekliğe uygun şekilde kurban ibadetini günümüze kadar yaşatmışlardır.

Kurbanın zamanı, kurban edilecek hayvanlar, kesimde ve kesim sonrası gözetilmesi gereken usul bellidir. Kuşkusuz kurban Allah için bir infaktır. Bu ibadeti yapabilecek durumda olan bir Müslümanın Allah için yaptığı bir fedakarlıktır.

Ancak kurban kesme ile belirli bir para ya da malın fakirlere, hayır kurumlarına bağışlanması aynı şey değildir. İslam yoksullarla ve muhtaçlarla yardımlaşma bağlamında da çeşitli kurumlar ve usuller belirlemiştir. Bu doğrultuda başta zorunlu zekât müessesesi olmak üzere malın mülkün diğerleriyle paylaşılmasına dair sadaka gibi çeşitli değerler vardır. Dolayısıyla kurbanın Müslümanlar için geçerli olan bir başka sorumlulukla karıştırılmaması gerekir.

Hülasa; kurban ibadetinin sığ ve yüzeysel tartışmalarla seküler dünyanın kutsallarına kurban edilmesi yanlıştır. İslam dışı egemen paradigmanın zihinleri iğfal eden at gözlüklerini çıkarıp İslam'ın temel referansları doğrultusunda kurbanın önemi ve anlamı üzerinde yoğunlaşmak gerekir.

Haber Ara