Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Kılıçdaroğlu'ndan hükümete tutuklama tepkisi: Tam bir cadı avı başlatıldı

CHP lideri Kılıçdaroğlu, hükümeti 'darbe fırsatçılığı' yapmakla suçladı ve 'Tam bir cadı avı başlatıldı. At izi it izine karşıtı diyorlar ya, bunu yapan kim?' ifadelerini kullandı.

9 Yıl Önce Güncellendi

2016-09-09 11:34:05

Kılıçdaroğlu'ndan hükümete tutuklama tepkisi: Tam bir cadı avı başlatıldı

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Parti Meclisi toplantısı öncesinde düzenlediği basın toplantısında konuştu.

15 Temmuz darbe girişimi sonrasında başlatılan soruşturma ve görevden almalara değinen Kılıçdaroğlu, "Cadı avı başlatırsanız bunu sonu felaket olur dedim. Devlet kinle öfkeyle yönetilemez. Devlet akıl ve bilgiyle yönetilir. Devlet sağduyuyla yönetilir. Bugün geldiğimiz nokta bu tam bir cadı avı başlatıldı" dedi.

"At izi it izine karşıtı diyorlar ya, bunu yapan kim?" diye soran CHP lideri, şöyle devam etti:

"İktidar hiç suçlu değil! Böyle bir hükümet anlayışı yoktur. Bir şey yapıyorsanız sorumluluğunu üstleneceksiniz. Sorumlu olan, vicdan sahibi olan bu görevden ayrılmalı. Cadı avının birinci ayağı medya... 113 gazeteci tutuklandı. 2 bin 300 gazeteci işsiz kaldı. F tipi örgütlenmenin karşısında olan gazetecilere de operasyonlar yapıldı."

Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından öne çıkan diğer başlıklar şöyle:

"Cumhuriyet tarihinde ilk kez darbe girişimine karşı ortak payda oluşturuldu. 14 yıldır Türkiye bu noktaya niçin ve hangi koşullarda geldi? Bu ülkede güçlü bi demokrasi, hukukun üstünlüğü, özgür basın, adil yargılama olsaydı böyle bir tabloyla karşılaşmayacaktık. En önemlisi devlette liyakat olsaydı bunlar olmayacaktı.

Darbe girişim oldu, 4 siyasi parti karşı çıktı. Peki bundan siyasetçiler olarak gerekli dersi çıkardık mı? Dediler ki biz bu süreci tek başımıza götüreceğiz, mücadele edeceğiz. Sayın Binali Yıldırım, OHAL'in görüşüldüğü gün beni aradı. OHAL yasa tasarısına destek istedi. Kendisine, bu parlamentoda demorkasiyi savunacak bir partiye ihtiyaç olduğunu söyledim. Biz OHAL'e karşı çıktık, neden? 4 siyasi parti darbeye karşıydı. 

Bu 4 siyasi partinin bildirisini hükümet BM'ye gönderdi. 4 siyasi parti yasal düzenlemeleri yapabilirdi. Hayır dediler, biz bunu yapmayacağız, kendi istediğimizi gerçekleştireceğiz. 

SURİYE KONUSU

Örnek, Suriye konusunu kimseye danışmadılar. Dış politikayı istediğimiz gibi yaparız dediler. 3.5 milyon Suriyeli Türiye'ye geldi. 12 saatte Şam'a gideceklerdi, Süleyman Şah Türbesi'ni kaçırmak zorunda kaldılar. Rusya konusunda uçağı düşürme talimatını ben verdim yarışına girdiler. Sonra özür üstüne özür, Türkiye'nin itibarını yok ettiler. 

ÇÖZÜM SÜRECİ

Terörü biz önleyeceğiz dediler, siz anlamazsınız dediler. Bugün Türkiye tam bir terör batağının ortasındadır. Çukurca ile ilgili yapılan açıklamalara bakın, dehşet açıklamalar. 2012'de Türkiye'yi terörsüz devraldılar. 

MAVİ MARMARA

Gazze'ye ablukayı biz kaldıracağız dediler. Yapmayın demek bile suçtu. Sonra ne oldu? Abluka kalktı mı kalkmadı mı? Özür dileyeceklerdi, yazılı özür dilemediler. Tazminatı kurulacak vakfa vereceklerini söylediler. Türkiye tarihinde bu kadar ağır yeri olmamıştır. Türkiye'nin itibarını 20 milyona pazarladılar. Bunların yatacak yeri yok. Bu cadı avı nereye kadar gidecek, nasıl olacak bu tablo?  

"CADI AVI BAŞLATILDI"

Cadı avının birinci ayağı medya. 11 gazetecimiz tutuklu. Bu süreçte 2 bin 308 gazeteci işsiz kaldı. TV'ler, gazeteler kapatıldı. Yeniçağ gazetesinin yazarları saatlerce sorgulandı. Bu yazarlar hayatları  boyunca F tipinin karşısında olmuşlar. Darbe fırsatçılığı yapıyorsunuz. Türkiye, gittikçe otoriterleşen bir sürece kayıyor. Sözcü gazetesi ve yazarlarına da. Fezlekeler düzenleniyor, ihbarlar dikkate alınıyor. Yazarların çoğu F tipine karşı mücadeleyle ömürleri geçmiş. Hem demokrasiyi, medya özgürlüğünü savunuyoruz diyeceksiniz, köşeyi dönünce gazeteleri kapatıp, gazetecileri hapse atacaksınız. Biz hiçbir gazetecinin hapse atılmasını istemiyoruz. Bunu dünyaya anlatamazsınız. Gazetecilere uygulanan cadı avı en önemlisidir. 

İkinci ayağı bilimadamları, akademisyenler. Siz kalkıyorsunuz üniversite hocalarını bildiriye imza atmışlar diye hapse atıyorsunuz. Bildiriye 15 Temmuz öncesi imza atmışlar. 15 Temmuz'dan sonra darbe ile hiç ilgisi olmayan olayda hapse atıyorsunuz, üniversite ile ilişkisini kesiyorsunuz. Bunun ahlaki, hukuki yönü nedir? Aslı Erdoğan, yazdığı eserler onlarca dile çevrilmiş bir biliminsanı, niye hapse atarsınız? Kaçacak yeri yok, ülkesinde yaşıyor. Siz böyle devam ederseniz, Türkiye'nin aydınlığa çıkma şansı yoktur. Bunu dillendirmek de bizim namus borcumuz. Tek tip üniversite Nazi kafasıdır.

Cadı avının üçüncü ayağı öğretmenler. İlk işaret Diyarbakır'dan verildi. 11 bin 285 öğretmenin açığa alınmasıyla karşı karşıya kaldık. Neymiş bunlar terör örgütleriyle ilişkiliymiş. Bu kadar öğretmen terör örgütleriyle ilişkisi varsa siz 14 yıldır neredeydiniz? Bunları siz atamadınız mı? Tek nedeni var, bu öğretmenler sendikalı. Sendikalı olmak ne zamandır bir suç oldu? Sendika kuracaksın, beni destekleyeceksin. 

Türkiye bir çadır devleti gibi yönetilemez. Türkiye'nin kültürü, ahlakı, inancı, siyasi yapısı buna uygun değildir. Türkiye ama çadır devleti gibi yönetiliyor. 

CAN DÜNDAR TEPKİSİ

Kişiyi yargılıyorsunuz, eşine de ceza veriyorsunuz. Sevgili Can Dündar'ın eşinin pasaportuna el konuldu. Devlet suçsuz vatandaşı rehin tutar mı? Fransa'da uygulanan OHAL ile hiçbir ilgisi yok. OHAL'in kendi hukuku vardır."

VEDA HUTBESİ VURGUSU

Suçların şahsiliği diye bir kural var. Kolektif bir suç yarattılar. Veda Hutbesi'nde sevgili peygamberimiz, 'Herkes işlediği suçtan sorumludur. Bir kişinin işlediği suç ailesine mal edilemez' diyor. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nde de yazar. Birisi suç işledi memuriyetten atıyorsunuz, eşini de atıyorsunuz. Bir devlet, vatandaşını açlığa mahkum eder mi? Siz masum insanları cezalandırıyorsunuz.

Cadı avı iş dünyasında da var. 500'ün üzerinde şirkete kayyum atandı. Sonra değiştirdiler, TMSF'ye devrettiler. Devlet şirketleri yaşatır, batırmaz. Bütün iş dünyası diken üstünde. 

Biz kendi ülkemizde huzur içinde, barış içinde yaşamak istiyoruz. Hukukun üstünlüğü, adil yargılama dediğimiz bir kavram vardır. İnsanlar bu çerçevede yargılanır. Sakarya'da bir çocuk gece, yatağından fırlayıp benim babam vatan haini değil diye annesine sarılıyorsa, bu düzene lanet olsun demek lazım. At izi, it izine karıştı demek sorumluluktan kurtulmak anlamına gelmez. "

SON VİDEO HABER

Münbiçli Arap esnaf, PKK/YPG'yi anlattı

Haber Ara