Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında açıklamalar yaptı.
Kılıçdaroğlu'nun açıklamaları şöyle:
" Filistin halkına yapılan katliamdır, zulümdür. Açıkça kınıyoruz. Bekliyouz ki bütün dünya ayağa kalksın. ABD'de sorunlarını çözemeyen bir başkan, bu kararı aldı. Tel Aviv'den Kudüs'e ABD'nin büyükelçiliği taşındı. Gönül isterdi ki, Trump bu yetkiyi kullanmasın. Ortadoğu'nun kan gölü olmasına teşvik ediyorsunuz. Pimi çekilen bombayı Kudüs'ün ortasına yerleştirdiler. Tarihe kanlı Pazartesi olarak geçecektir. Hiçbir Ortadoğulu Kanlı Pazartesi'yi unutmamalıdır. Siz gelişmiş silahlarla, insanları tarıyorsunuz, bu mudur ahlak? Trump, kendi ülkesinde bilim adamlarına sorsun, nasıl oluyor da Ortadoğu kan gölüne dönüşüyor? Ortadoğu'daki barış silahla olmaz. BM kararlarını tanımıyorum diyorsun, ben istediğimi yaparım diyorsun. İstediğini yaparsan tarihine Kanlı Pazartesi'yi geçirirsin. İnsanlık tarih boyunca seni lanetler. Yazık günah değil mi o insanlara? 70 yıldır mücadele ediyorlar. Bir insanın vatanı için mücadele etmesi kadar doğal ne olabilir? İnsan kendi toprağında mülteci olabilir mi? Ötekileştirilen, ikinci sınıf vatandaş olabilir mi? Kudüsü savunmak isteyen insanlara kurşun yağdıranları tarih unutmayacaktır. O çocukların tankları, topları, tüfekleri yok. Sadece slogan atıyor, yürüyüş yapıyorlar. Buna bile tahammülleri yok. Bundan böyle kimse demokrasi dersi vermesin. Onlara bundan sonra sürekli Kanlı Pazartesi'yi hatırlatacağız. ABD yönetiminin Ortadoğu'ya barış getirme şansı yoktur. Kanı ve gözyaşını, ölümleri getirir artık."
"3 günlük yas ilan edildi, doğrudur. Türkiye'nin yas tutması kadar doğru bir şey yoktur. Her Filistinli kendi toprağı için mücadele ediyor, her Türk vatandaşı da Filistinli kardeşinin yanında olacaktır. Ortadoğu'daki yaşananlardan sonra Dış ilişkilerden sorumlu genel başkan yardımcımı 2 kere Filistin'e gönderdim. Yanlarında olduk, olmaya devam edeceğiz."
"Dünya ayağa kalksın isteriz. Ama kısık sesli protesto yapılıyor. Birbirini gırtlaklayan, egemen güçlerin esiri olan Arap dünyası, Filistin'e sahip çıkamıyor. Biz sahip çıkarken, onlar saip çıkamıyor. Kısık sesli protesto bizim kabul edeceğimiz bir şey değildir. Egemen güçlerin esiri olan iktidarlardan kimseye hayır gelmez."
"Filistinlileri her yere süreceksiniz, her zulmü yapacaksınız, bir de insanlık dersi vermeye kalkacaksınız. Bunu insanlık kabul etmez. 15 Temmuz 1092, Kudüs düşer. Büyük bir katliam başlar. 2 günlük yağma yapılır. Haravi şu notu düşmüştür; Müslümanların değerleri hiç bu kadar katledilmedi. 1092'den beri Filistinliler kendi vatanlarını savunuyor. 2 Ekim 1182, yine bir Miraç Kandili Gecesi'nde büyük bir komutan Kudüs'ü geri alır. Selahattin Eyubi, hiç kimseye dokunmayacaksınız, İslamiyet barış dinidir der. Kudüs'ten ayrılmak isteyen ayrılabilir der. Biri insani biri vahşi bakış açısıdır. Kimseyi inancından ötürü öldürmemiştir. Asla talana izin vermemiştir. Kutsal sayılan kilisenin yıkılmasına izin vermemiştir. Kudüs'e barış getirmek için Selahattin Eyubi oraya gitmiştir. 21. yüzyılda siz 60 Filistinliyi katlederseniz, dünya buna seyirci mi kalacaktır? Tarih buna not düşmeyecek midir? Müslümanlar için Kudüs elbette kutsal bir yerdir. Kabe'den önce insanlar namaz kılmak için yüzlerini oraya dönerdi. Yahudiler nerede olursa olsun yüzlerini Kudüs'e çevirirler. HZ. İsa'nın Kudüs'te vefat ettiği kabul edilir. Kanlı Pazartesi unutlacak bir gün değildir."
"Hükümetten ne istiyoruz? 3 günlük yas ilan etti, İsrail hükümetini sert dille eleştirdi gayet güzel. İki şeyi ayırıyoruz, bizim eleştirimiz siyasal iktidarlara. İİT'yi toplantıya çağırdılar, burada kararlar alınıp aynen uygulanmalı. Geçmişte de karar alınıyor ama sonra unutuluyor. Kanlı Pazartesi'nin dünyaya unutulmaması için takip edilmesi hükümetten ilk isteğimizidir. İkinci isteğimiz, İsrail büyükelçimizi hemen geri çekin. Büyükelçiyi istişare için değil, geri göndermemek üzere geri çekeceksin kardeşim. Bir diğer isteğimiz. İsrail ile yapılan onur kırıcı kanunu derhal iptal etmeliyiz, edeceğiz. Hiçbir eleştiri yapmıyoruz, şimdi eleştiri değil, birlik zamanı. Ortadaki katliamın hesabını bir şekilde sormalıyız. Türkiye bütün gücünü göstermeli. Meclis'e o kanunu geri getirin, tatile getirmeden iptal edelim. Söz veriyorum, ben size bulacağım 20 milyon doları, götürün İsrail'e verin o parayı."
"Ramazan ayına gireceğiz, olaylar devam edecek gibi görünüyor. Biz İslam dinini, barış, rahmet ve bereket dini olarak biliriz. Bütün dünyada huzur olmasını isteriz. O coğrafyada ka ve gözyaşı durmayacaktır. Onlarla birlikte olmayı her zaman sürdüreceğiz."
"Dün Mersin'deydim, kanaat önderleri ile toplantı yaptım. Sivil toplum kuruluşları ile toplantı yaptık. Dün, dünya çiftçiler günüydü. Kimse emeğinin karşılığını alamıyor."
"Erdoğan havalimanında açıklama yapıyor. Diyor ki, 24 Haziran'dan sonra faiz oranları farklı gelişecektir. Bir şeyi başardığı kesin. Faizi artırma konusunda en başarılı, en çok faiz ödeyen lider Erdoğan'dır. Bunu hakaret kabul ediyorsa hemen dava açsın, her bilgiyi hakimin önüne koyacağım. Doğru olunca açamıyor çünkü. Kılıçdaroğlu sussun diye dava açıyor. Susmayacağım, Kılıçdaroğlu'nu susturamayacak. 24 Haziran'da Muharrem İnce cumhurbaşkanı olacak, faizi alaşağı edeceğiz. 16 seneyi gördük, 24 Haziran'dan sonra sen olmayacaksın, tuttuğunu koparan, söylediğinin arkasında duran, milleti için çalışan bir cumhurbaşkanımız olacak. Çetelere izin vermeyecek, çetelere af getirmeyi hiç düşünmeyecek. Güzel bir şey söylemiş. Bu itirafından ötürü kendisini kutluyorum. 24 Haziran'dan sonra bizim çalışmamızı dile getirdiği için Erdoğan'a teşekkür ediyorum."
KILIÇDAROĞLU'NDAN 'DİNLEME' İDDİASI: GEREKİRSE ALMAN HÜKÜMETİNE DAVA AÇACAĞIZ
"Sayın Erdoğan, ortağı değilsen bizi dinleyenleri ortaya çıkarmalısın. Almanya'da üretilen bir casus programına dair haberler çıktı. Alman hükümetine sormuşlar, bu casus programını Türkiye'ye satılması için kime izin verdiniz diyor? Google, 29 gün internette kaldıktan sonra bunun bir casusluk programı olduğunu fark edince geri çekiyor."
"Biz merak ediyoruz, Alman hükümeti bu casusluk programını Türkiye'de kime sattı. Demokrasi, insan hakları, adalet, hak, hukuk diyorsanız ortaya çıkarın. Biz gerekirse Alman hükümeti aleyhine Almanya'da dava açacağız. Bizi dinlemişler, sanıyorlar ki bir şey bulacaklar. Vallahi bir şey yok. Onlarda biliyorlar."