Dolar

34,9586

Euro

36,7682

Altın

2.980,91

Bist

10.125,46

Kılıçdaroğlu, Alman ve İngiliz gazeteleri için 'makale' yazdı

Kemal Kılıçdaroğlu, başlattığı yürüyüşü anlattığı makaleler kaleme aldı. Yazılar, Alman Frankfurter Allgemeine Zeitung ile İngiliz The Guardian gazetelerinde yayınlandı.

8 Yıl Önce Güncellendi

2017-07-07 14:11:50

Kılıçdaroğlu, Alman ve İngiliz gazeteleri için 'makale' yazdı

CHP Basın Biriminden yapılan açıklamaya göre Kılıçdaroğlu, The Guardian'daki makalesinde partisinin İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu'nun tutuklanmasına tepki için Ankara Güvenpark'tan başlattığı yürüyüşe ilişkin değerledirmelerde bulundu. Kılıçdaroğlu, taleplerinin, Türkiye'de yaşayan herkes için adalet ve hukukun üstünlüğünün sağlanması olduğunu belirtti.

"40 BİNİ AŞTIK"

Yürüyüşe katılanların sayısının 40 bini aştığını bildiren Kılıçdaroğlu, hukukun üstünlüğü ve parlamenter demokrasinin askıya alındığı bir olağanüstü hal rejimine geçildiğini ileri sürdü. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, hukukun üstünlüğünün bütün temel ilkelerini içinde barındıran adalet hakkının, en temel insan haklarından birisi olduğunu vurguladı. Anayasa Mahkemesinin, hükümetin çıkardığı Kanun Hükmünde Kararnamelerin (KHK) hukuka uygunluğunu incelemeye yetkisinin olmadığını ilan ettiğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, tarafsız ve bağımsız olma çabasındaki yargıçların soruşturmalara ve görevden almalara maruz kaldığını savundu.

"DİKTATÖR" DEDİ...

Dünyanın aşırılıklar, özgürlük düşmanı popülistler ve diktatörler çağıyla karşı karşıya olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, diktatörlerin birbirlerini örnek aldığını, demokrasilere karşı bir ittifak kurulduğunu ifade etti. Yürüyüşlerinin, Türkiye'de ifade özgürlüğüne ve barışçıl gösteri hakkına ne kadar büyük bir kararlılıkla bağlı olduklarının göstergesi olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, "Biz iktidarın ihlal ettiği toplumsal sözleşmeyi yeniden hayata geçirmek için yürüyoruz. Demokrasimizi ve didinerek kazandığımız özgürlüklerimizi yeniden kazanmak için yürüyoruz. Bu otoriter rejimin yüzüne takındığı demokrasi maskesini düşürmek için yürüyoruz. Yürüyüşümüz birçok rejim mağduruna yuva olmuş bir İstanbul hapishanesinin kapılarında son bulacak" ifadelerini kullandı.

ALMAN GAZETE'DE "SİVİL DARBE" DEDİ

Frankfurter Allgemeine Zeitung gazetesindeki makalesinde ise Kılıçdaroğlu, Türkiye'de büyük haksızlıkların ve adaletsizliklerin olduğunu öne sürdü. Kılıçdaroğlu, darbe girişimiyle ilgili, "15 Temmuz 2016 günü ülkemiz faillerinin çoğu Gülenci subaylardan oluşan kanlı bir askeri darbe girişimi ile karşı karşıya kaldı. O gece darbeciler halkın üzerine acımasızca ateş açtı, 249 yurttaşımızı öldürdü, yüzlercesini de yaraladı. Ancak demokrasiyi benimsemiş her kesimden halk, sokağa çıkarak ve bu menfur darbe girişimini püskürttü" görüşünü aktardı. Darbe girişimi sırasında TBMM'nin bütün partilerin katılımıyla toplandığını anlatan Kılıçdaroğlu, demokrasiye sahip çıkıldığına dikkat çekti.

İlan edilen olağanüstü hal (OHAL) bahane edilerek hukukun dışına çıkıldığını iddia eden Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin keyfi bir şekilde yönetilmeye başlandığını belirtti. "Şu anda Türkiye'de parlamento fiilen devre dışıdır, ülke Erdoğan'ın kararnameleri ile yönetilmektedir. Hiç kuşku yok ki bu bir sivil darbedir" görüşünü savunan Kılıçdaroğlu, anayasa değişikliğine ilişkin halk oylamasının da baskı altında yapıldığını iddia etti.

Sadece Berberoğlu için yürümediğini ifade eden Kılıçdaroğlu, toplumun her kesiminden çok sayıda insanın haksızlık, hukuksuzluk ve adaletsizlikle karşı karşıya olduğunu ve tüm bu insanlar için yürüdüğünü dile getirdi.

Kılıçdaroğlu, savaşlardan, iç çatışmalardan, baskılardan ve açlıktan kaçan milyonlarca insanın mülteci haline geldiğini kaydetti.

"Bu büyük adaletsizliğe karşı, Aylan bebekler ölmesin diye yürüyorum" ifadesini kullanan Kılıçdaroğlu, makalesinde, şu görüşlere yer verdi:

"Ben modern Türkiye'nin kurucusu olan ve Türkiye'nin demokrasi ile tanışmasını sağlayan Cumhuriyet Halk Partisinin Genel Başkanıyım. Ülkemdeki ve dünyadaki adaletsizliklere karşı yürürken hiç de karamsar değilim. Halkımın bütün baskı ve zorluklara rağmen ülkemde demokrasiyi yeniden tesis edeceğine, adaletin bu ülkede ayağa kaldırılacağına inanıyorum. Aynı şekilde daha adil bir dünyanın mümkün olduğunu da düşünüyorum. Çünkü ben biliyorum ki çok sayıda vicdanlı insan dünyamızdaki adaletsizliklerin nasıl azaltılacağı üzerine kafa yormaktadır."

Haber Ara