Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Katalonya neden bağımsız olmak istiyor?

Barcelona, Katalonya’da yaşayan yazar Rafa Perez Bel, Katalan halkının İspanya yönetiminden neden ayrılmak istediğini, bugüne kadarki süreçte yaşananlarını ve bağımsızlığın önemini Al Jazeera için yazdığı makalede ele aldı.

8 Yıl Önce Güncellendi

2017-09-07 18:16:30

Katalonya neden bağımsız olmak istiyor?

TIMETURK | ÇEVİRİ 

İspanya'da sürekli şu slogan atılıyor "Katalonya'nın bağımsız olması imkansız". 21. yüzyılda bu kadar kesin hükümler vermek oldukça gülünç. Bu yüzyılda politikada öğrendiğimiz bir şey varsa, o da "imkansızın" "olası olmayana" evrilebileceği, "olası olmayanın" da en sonunda gerçekleşebileceğidir. 

2014 yılından önce hiç kimse, İskoç halkının kendi geleceği üzerinde karar verme fırsatına ulaşacağını tahmin edemezdi. İskoçya'nın Bağımsızlık Referandumu'ndan yalnızca iki yıl sonra Birleşik Krallık'ın Avrupa Birliği'nden ayrılmak için seçime gideceğini kimse düşünmemişti. Donald Trump'ın ABD Başkanı olacağı kimin aklına gelirdi ki? Ya da kim Marine Le Pen'in başkanlık yarışında ikinci etaba kadar gelebileceğini tahmin edebildi? Hepsi imkansız görünüyordu, ama gerçekleşti. Öyleyse, Katalonya'nın da bir gün bağımsız olabileceğine inanmak neden bu kadar zor?

İspanya, General Francisco Franco'nun 1975'teki ölümünden sonra demokrasisini inşa ederken, Katalonya bağımsız bir devlet olma isteğini yeniden dile getirmeye başladı. Bugün Katalonya'nın kaderini belirleyebilecek çok sayıda Katalan var. İspanya Hükümeti, bağımsızlık çağrılarına karşı anında savunmaya geçti ve siyasi diyalog kurmak yerine, bu yöndeki taleplerini ifade edenlere saldırdı. İspanya hükümetinin Katalonya meselesini nasıl ele aldığına ilişkin birçok şey yazılıp çizilebilir, ama öncelikle şu soruyu sormalıyız: Katalonya'nın bağımsızlık için kültürel ve tarihi argümanları var mı?

KATALAN DEVLETLEŞME SÜRECİNİN KÖKENLERİ

Tarihi Avrupa haritalarına baktığımızda, İlk Katalan kontluğunun 798'de, Şarlman'ın Krallığı ve Endülüs arasında kurulmuş olduğunu görüyoruz. Katalonya'nın doğuş efsaneleri, dönemin el yazmalarında yer alıyor. Efsaneye göre, OtgherCathalo adındaki güçlü bir şövalye, diğer dokuz şövalye ile birlikte kuzeyden gelerek Got hakimiyetindeki Barcelona'yı fethediyor. Şövalyeler şehri yeniden iskan etmeye başlıyor, siyasi bir yapı oluşturuyor ve bu yapı daha sonra, adını kurucusu Cathalo'dan alan bir krallık haline geliyor. 

1137'de Katalonya Krallığı ve güneydeki Aragon Krallığı, Aragon tahtı altında birleşiyor. Ancak bu sırada Katalanlar otonom statüsünde kalıyor. 1479 yılında ise Aragon ve Kastilya krallıkları, Katolik hükümdarlarının evliliğiyle birleşiyor. Fakat o dönemde bu birleşme sadece hanedanlıkla ilgili bir durumdu, her krallığın kendi otonomisini, geleneğini, yasasını ve kurumlarını sürdürme hakkı vardı. Tüm bu efsanelerin ve yazılı kayıtların yanı sıra, günümüze kadar gelmiş bazı bölgeler ve yapılar da Katalan halkının yüzlerce yıllık tarihinin kanıtları olarak varlığını sürdürüyor. Bu yapılar arasında ilk Katalan kontluğunun kalıntılarının yer aldığı Santa Maria de Ripoll Manastırı da var.

KATALAN ULSUNA ZULÜM 

Katalan halkı yüzyıllar boyunca asimilasyon çalışmalarına maruz kaldı, ancak bu eziyet 17. ve 18. yıllarda zirveye ulaştı. Avrupa'nın en çetin çatışmalarından olan Din Savaşları sırasında Portekiz İspanya'dan bağımsızlığını ilan etti. Bu savaşın sonunda Katalonya da parçalandı. Fransa ve İspanya arasında 1659'da imzalanan Pirineus Antlaşması ile Kuzey Katalonya Fransa tarafından ilhak edildi, Güney Katalonya ise İspanya Krallığı'nın bir parçası olarak kaldı. 

Fransa'nın yeni ele geçirdiği bölgelerde Fransızca'yı dayatmasıyla, bu dönemde Kuzey Katalonya'da Katalan dili ve kültürüne saldırı resmen başlamış oldu. 14. Louis, Katalancanın eğitim ile yönetim alanlarında ve dini kutlamalarda kullanılmasını yasakladı. Katalan diline ve kültürüne saldırı, Barcelona Kuşatması olarak bilinen savaştan sonra İspanya tahtına geçen 5. Philip'in, 1716 yılında NuevaPlanta Buyruğu isimli fermanı ile devam etti. Katalan ulusuna ve diline yapılan saldırı, Philip'in hükümdarlığı boyunca sürdü. 1896 yılında Posta ve Telegraf Bakanlığı, telefon konuşmalarında Katalancanın yasak olduğunu ilan etti. İspanya devleti, 1900 yılında çıkardığı kanunlarla Katalanca öğretimini yasa dışı hale getirdi.

1931 yılında, İkinci İspanya Cumhuriyeti'nin anayasayı değiştirerek Katalonya'yı bir bölge ve Katalancayı cumhuriyetin resmi dillerinden biri olarak ilan etmesiyle Katalan halkı umutlandı. Ancak bu durum uzun sürmedi ve General Francisco Franco'nun önderliğindeki milliyetçilerin İspanya İç Savaş'ındaki zaferi ile her şey değişti. Franco'nun ana hedeflerinden biri Katalanların bağımsızlık isteklerini yok etmekti ve bunu baskı yoluyla sağlamaya çalıştı. 1940 yılında Katalan lider LluisCompanys, Franco'nun diktatörlüğü tarafından öldürüldü. Katalonya'nın resmen tanınma ve bağımsızlık umutları bir kez daha sönmüştü. 

1978'de demokrasinin yeniden inşası ile her şey yeniden değişti ve Katalonya 1982'de otonom statüsünü kazandı. Ancak bu geçici bir çözüm ve problem sürüyor.

BAĞIMSIZLIK: EVET Mİ HAYIR MI?

UNESCO'ya göre, Katalanca günümüzde Avrupa'nın en çok konuşulan azınlık dili. Katalanca; İspanya, Fransa ve Sardinya'da 7 ila 10 milyon kişi tarafından konuşuluyor. Sonuç olarak Katalan dili ve kimliği halen ayakta, ancak İspanya devleti bu konuyu parlamentoda görüşmeyi ve Katalan halkına kendi kaderini tayin hakkı vermeyi reddediyor.

Katalonya hükümeti, 1 Ekim tarihinde bağımsızlık referandumu yapma kararı aldı. Ancak İspanya Anayasa Mahkemesi, Katalonya Parlamentosu'nun bu tarz bir karar alma hakkı olmadığını hükmetti. Yargıtay, resmi olarak referandum hazırlıklarına katılanlar hakkında soruşturma açmaya çalışıyor, ancak Katalanlar duruşlarını bozmamakta kararlı. 

Sonuç olarak, Katalonya bağımsız bir Avrupa devleti olabilir mi? Cevap "evet". Katalonya tarihsel açıdan bağımsızlığı hak ediyor ve ortak bir dostluk ve kan bağına sahip olduğu komşusu İspanya ile hiçbir problem yaşamadan var olabilir. Biz Katalanlar, İspanya ile olan ilişkimizin şartlarını değiştirmek istiyoruz. İspanya'nın, Katalan halkının iradesi karşısında kafasını kuma gömme hakkı yok. Albert Camus'un dediği gibi, "Kişi, imkansız olduğunu düşünerek yolun yarısında dönmeli midir? Hayır, kişi kalkıştığı işin derin zorluğunu takdir ettikten sonra bu derinliği zihninde azaltmalı ve sahip olduğu bu güveni istediğini elde etmek için kullanmalıdır."

Haber Ara