Oktar, hakimlikteki ifadesinde emniyet ve savcılıkta verdiği ifadelerini tekrar ederek, geniş bir arkadaş grubu olduğunu savundu.
Lakap kullandığını ancak herhangi bir kod adı olmadığını öne süren Oktar, "Türk polisine karşı iddia edildiği gibi düşüncem olmadığını beyan etmek isterim. Ayda 3 bin 500 TL gelirim olmakla başkaca bir gelirim yoktur. Müştekiler bana kumpas kurmuşlardır. Yurt dışı görüşmelerim Türkiye aleyhine değil, Türkiye lehine yapılan görüşmelerdir. Küçük kızları eve alarak cinsel tacizde bulunduğuma dair iddiaları da kabul etmiyorum. Suçsuzum, serbest bırakılmamı istiyorum." dedi.
Kanuna ve hukuka uygun yaşayan biri olduğunu savunan Oktar, sorgusunda şunları anlattı:
"Halkın içinde yaşayan bir kişiyim, milletin içinde yaşayan televizyonda yaşayan bir kişi olmakla herkes halk da beni görür, tanır. Gittiğim yerler bellidir. Gizli anlaşılmaz örgüt lideri bir kişi değilim. Dürüst insanlarla yaşamayı seven, dost olmayı seven, arkadaş çevresi olan bir kişiyim. İddiaları çirkin buluyorum kabul etmiyorum. Bize karşı atak yapan bu grup 25-30 kişilik bir gruptur. Bunları da biliyoruz. İnternette de bunları yapılacak operasyonları ifşa eden kişiler vardır.
Bu kız çocuklarına tecavüz olaylarını ise kesinlikle kabul etmiyorum. Bu da iftiradır. Buna aşırı bir abartı yapılmaktadır. Kız çocuklarının ailelerine 50'şer bin TL para vererek onları aldığımıza dair iddialar vardır. Halbuki ben hayatımın her evresinde dikkatli olduğu gibi kız çocukları konusunda da son derece dikkatli olarak ilişki kuran bir kişiyimdir. O bahse konu küçük kız annesi ile birlikte geldi. Ancak eve almadım, bahçede görüştük, gönderdim. Bu iftiraları kabul etmiyorum. Atatürkçü, milliyetçi bir kişiyim. Suçsuzum serbest bırakılmayı talep ediyorum."