Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Daily Sabah Gazetesi'nde yayımlanan yazısında Zeytin Dalı Harekatı'nı değerlendirdi.
Yazısında, 20 Ocak'ta başlayan harekatın Afrin'in alınmasıyla kritik bir aşamaya geçtiğini hatırlatan Kalın, "Bölgenin PKK/PYD unsurlarından temizlenmesi terörle mücadelede büyük bir başarı ve Suriye'nin toprak bütünlüğünün korunmasına yönelik önemli bir adım olarak desteklenmeliydi. Ancak bazıları Türkiye'nin zaferinden ve PKK'nın mağlubiyetinden rahatsızlık duyuyor. Böylece bazı Batılı çevrelerin düşünce tarzındaki sorunlarını açıkça görmüş olduk" görüşüne yer verdi.
Türkiye'nin bölücü terör örgütü konusundaki tavrının netliğine dikkati çeken Kalın, bu grupların tıpkı DAEŞ gibi terör örgütü olduğunu vurguladı. Kürtleri temsil iddiasındaki bu Marksist-Leninist terör örgütüne karşı birçok cephede mücadele verildiğini belirten Kalın, Türkiye'nin DAEŞ ile mücadelesi nasıl Müslümanlara veya Araplara karşı değilse PKK ile mücadelesinin de Kürtlere yönelik olmadığının altını çizdi.
"HANGİ KÜRTLERDEN BAHSEDİLDİĞİNİ ANLAMIYORUZ"
Kalın, Zeytin Dalı Harekatı'nın hızlı ve etkili biçimde sürdürülmesinden rahatsızlık duyan çevrelerin, Afrin zaferinin "DEAŞ ile mücadeleye zarar verdiği" ve "Batı'nın Kürtleri aldattığı" şeklinde eleştirilerini hatırlatarak, "Biz burada hangi Kürtlerden bahsedildiğini anlamıyoruz. PKK'lı teröristleri mi yoksa örgütün modası geçmiş ideolojisine, baskılarına, infazlarına, adam kaçırmalarına ve Kürt çocuklarının zorla silah altına alınmasına karşı çıkan Kürtlerden mi bahsediyorlar? Bu yaklaşıma göre PKK militanı veya sempatizanı olmayanlar Kürt sayılmıyor. Kürtleri desteklemekten kasıtları PKK terör örgütünü Suriye, Irak ve İran uzantılarıyla birlikte açıkça desteklemekten başka bir şey değil" ifadelerini kullandı.
Bu çevrelerin PKK'yı sadece bir piyon olarak gören milyonlarca Kürt'ün varlığını görmek veya itiraf etmek istemediğini belirten Kalın, şöyle devam etti:
"Sözde Batılı uzmanlar, PKK'lı olmayan Kürtlerin yok hükmünde olduğunu söylüyor. Aynı şekilde Afrin'i özgürleştiren Özgür Suriye Ordusu saflarında savaşan Suriyeli Kürtler olduğunu gözardı ediyorlar. Bu yaptıklarının 'Irkçı KKK örgütüne üye olmayan beyazlar beyaz değildir' veya 'Neo-Nazi olmayan Almanlar Alman değildir' demekten hiçbir farkı yok. Bu hatalı mantıkla Kürtleri, Türkiye'yi, Suriye'yi ve Ortadoğu'yu anlamamızı sağlayacak rasyonel bir yaklaşım üretilemez."
İbrahim Kalın, Obama yönetiminin, PKK'nın Suriye uzantısını destekleme kararının ölümcül bir hata olduğuna işaret ederek, "İstedikleri kadar stratejik manevra veya safsata yapsınlar, bu gerçeği değiştiremezler. DEAŞ ile mücadele adı altında PKK terör örgütüne verilen destek ilk başta Kürtlere yapılmış bir haksızlık ve adaletsizlikti. Bu karar NATO müttefiki olan Türkiye ve ABD'yi de önemli bir bölgesel meselede karşı karşıya getirdi. Sözde uzmanlar, Türkiye'yi DEAŞ ve PKK terörüyle mücadele ettiği için eleştireceklerine bir NATO müttefikine karşı nasıl terör örgütüyle iş birliği yaptıklarını açıklasınlar" değerlendirmesinde bulundu.
"AFRİN'İN DEMOGRAFİK YAPISIYLA OYNANACAĞI İDDİASI BİR PKK YALANI"
Kalın, Afrin operasyonunun hızlı ve başarılı şekilde tamamlandığını, burada sivil kayıpları engellediklerini vurguladı. Şehirler ve kasabaların zarar görmediğini, insani kriz yaşanmadığını aktaran Kalın, sivillerin evlerine dönmeye başladığını bildirdi.
"Uzman kılıklı PKK destekçileri lütfedip Afrin'in fotoğraflarını Musul ve Rakka fotoğraflarıyla yan yana koyarlarsa aradaki farkı görürler." ifadesini kullanan Kalın, "Aslında Türkiye'yi, Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekatlarını terörle mücadelede model olarak göstermeleri gerekir. Bugün Türkiye'nin zaferine üzülenler aslında PKK'nın yenilgisine üzülüyor" görüşüne yer verdi.
Afrin'de demografik değişiklik iddialarını da kesin bir dille yalanlayan Kalın, Türkiye'nin hiçbir zaman demografik değişiklik gibi bir işin parçası olmadığına işaret etti.
Kalın, Türkiye'nin Cerablus-El Bab hattında yaptıklarını herkesin bildiğini, Afrin'in demografik yapısıyla oynanacağı iddiasının bir PKK yalanından ibaret olduğunu belirterek, "Esasen örgüt bu işi Tel Abyad, Ayn El Arab ve başka yerlerde yaparak savaş suçu işlemiştir" vurgusu yaptı.
"ÖSO'NUN TERÖR ÖRGÜTLERİNE KARŞI NELER YAPABİLDİĞİNİ GÖRDÜK"
Afrin harekatının bir başka gerçeği daha ortaya çıkardığının altını çizen Kalın, "Suriye'deki PKK varlığını meşrulaştırmak için 'ÖSO'nun iyi savaşamadığı' yalanı ortaya atılmıştı. Hem Cerablus'ta hem de Afrin'de ÖSO'nun yeterli destek alması halinde disipliniyle, kabiliyetleriyle DEAŞ ve PKK terör örgütlerine karşı neler yapabildiğini gördük" değerlendirmesinde bulundu.
"PKK/PYD'nin sahadaki en etkili güç olduğu ve bu nedenle desteklenmesi gerektiği" iddiasının mantıksızlığının ortaya çıktığına dikkati çeken Kalın, örgüte verilen desteğin herhangi bir gruba verilmesi halinde o grubun en etkili güç olacağının anlaşıldığını belirtti.
Kalın, şunları kaydetti:
"Afrin harekatı barışın zaferi, terörün yenilgisidir. Suriye'nin kuzeyindeki terör tehdidine ciddi bir darbe indirilmiştir. Bu yönüyle operasyonun, terörün her türüne karşı net bir tavır takınan herkes tarafından desteklenmesi gerekir."