Filipinler'de, Mindanao eyaleti çevresindeki adalara kapsamlı özerklik tanıyacak Bangsamoro Organik Yasa Tasarısı (BOL) Temsilciler Meclisinde onaylandı.
Oruç, bundan sonraki süreç ve Moro Müslümanlarının yasayla elde edecekleri kazanımları AA muhabirine değerlendirdi.
Moro sürecinin 1970'lerde başladığını söyleyen Oruç, bölgedeki Müslüman halkın önce İspanyollar, sonra Amerikalılarla, son dönemde de Filipinler devleti ile mücadele ettiğini anlattı.
Bu dönemde 100 binden fazla insanın öldüğünü, milyonlarca kişinin de mülteci durumuna düştüğünü hatırlatan Oruç, sürecin bugün tarihi bir dönüm noktasına geldiğini vurguladı.
Moro İslami Kurtuluş Cephesinin (MİKC), Moro Müslümanlarının çok önemli bir kısmının desteğini alan önemli bir direniş örgütü olduğunun altını çizen Oruç, örgütün 2000'den itibaren Filipinler devleti ile barış görüşmelerini sürdürdüğünü anlattı. Oruç, bu süreçte sürekli inişler çıkışlar yaşandığını, son olarak da Filipinler'in bir önceki başkanı döneminde çok önemli bir noktaya gelinse de son noktanın konulamadığını ifade etti.
Hüseyin Oruç, "18 yıllık müzakere dönemi sonunda bir anlaşma imzalanmıştı ve bu anlaşma şimdi kanunla garanti altına alındı. Dün Senato, bugün de Temsilciler Meclisi yeni Bangsamoro Özerk Bölgesi'ni kuracak olan yasayı onayladı. Önümüzdeki saatlerde Filipinler Devlet Başkanı Rodrigo Duterte'nin imzalamasını bekliyoruz." diye konuştu.
"HENÜZ HER ŞEY BİTMEDİ"
Moro'da uzun yıllardır devam eden mücadeleyi sürdürenlerin bölgenin idaresini devralacağına dikkati çeken Oruç, "Bu, Moro'daki Müslümanların silahlı mücadelesinin masada tamamlanması anlamına geliyor. İlk defa Müslümanlar azınlık olarak yaşadıkları bir yerde başarı sağlamış olacak." şeklinde konuştu.
Oruç, MİKC Lideri Hacı Murat İbrahim'in yasanın onaylanmasının ardından "Süreç önemli bir noktaya geldi ama önümüzde hala yapacak çok şey olduğunun farkındayız." dediğini hatırlatarak, henüz her şeyin bitmediğinin altını çizdi.
Hüseyin Oruç, sürece ilişkin de şu bilgileri verdi:
"(Mindanoa'da) Kasım sonu ya da aralık başı gibi bir referandum olacak. Bu referandumda konuşulan özerk bölgeye, yasayı kabul edip etmedikleri, kurulacak özerk yapının içine dahil olup olmayacakları sorulacak. Büyük bir olasılıkla da zaten Müslümanların yıllardır beklediği bir şey olduğu için evet çıkacak. Mevcutta olan bir özerk bölge var. Şimdi bu özerk bölge ve buna komşu olan şehir ve kasabalarda bir referandum yapılacak ve burada evet diyenlerle yeni Bangsamoro kurulmuş olacak. Referandum sonrasında bir geçiş hükümeti kurulacak ve hükümette çoğunluk MİKC'de olacak, başbakanlık da MİKC'den birinde olacak. Ve 3 yıl boyunca idareyi bu geçiş hükümeti devam ettirecek. 2022'de de Bangsamoro Parlamentosu için ilk seçimler yapılacak ve bu parlamento kendi içinden hükümetini ortaya çıkaracak.
Önümüzdeki günlerde bu yasanın uygulanmasına ilişkin çok yoğun bir mesai olacak. Meclis oluştuğunda ilk toplantısında o anki meclis başkanı, Malezya arabulucusu ve bizim heyetimiz son onay belgesini imzalayacak ve Bangsamoro'nun resmi olarak kuruluşunu tamamladığını teyit edecekler."
Oruç, Moro Barış Süreci İzleme Heyeti üyesi olarak kendilerinin de bu sürecin bir parçası olduğunu ve bundan sonraki süreci daha yakından takip edeceklerini söyledi.
"İKİ HUKUKLU BİR YAPIYA GEÇİLECEK"
Yasanın onaylanmasıyla Moro halkının kimliğinin yanı sıra tarihsel olarak Müslümanların bölgesi olduğunun, bugüne kadar bir sürü sorunla karşı karşıya kaldıklarının ve Filipinler'in bu konuda yanlış yaptığının kabul edildiğini dile getiren Oruç, ayrıca yeni dönemde iki hukuklu bir yapıya geçildiğini ifade etti.
Bölgede hem Filipinler devletinin geçerli olan hukukunun hem de şer'i hukuk kurallarının uygulanacağını belirten Oruç, "Bölgedeki Müslümanların arasında olan hukuk ilişkilerinin tamamı kurulacak olan şer'i mahkemelerinde görülecek. Eğer bir taraf Müslüman değilse o zaman Filipinler hukuk sistemindeki mahkemeler yetkili olacak." dedi.
Yeni yasayla ekonomik imkanların da ciddi manada genişleyeceğini anlatan Oruç, bölgenin hem Filipinler devletinin bütçesinden mevcut olandan çok daha fazla pay alacağını hem de kendi zenginliklerini kendinde kullanma imkanına sahip olacağını vurguladı. Oruç, bu durumun da kısa sürede iyi idare edildiğinde Moro'nun kalkınmasına ciddi katkı sağlayacağını söyledi.
Hüseyin Oruç, bölgedeki doğal kaynakların tamamının Moro'ya, petrol, doğal gaz gibi doğal kaynakların ise yüzde 75'inin Bangsamoro, yüzde 25'inin Filipinler'e ait olacağı bilgisini verdi.
Bahsi geçen tüm kazanımların parlamento ile idare edileceğini belirten Oruç, "Filipinler başkanlık sistemiyle idare edilen bir yapı ama Bangsamoro parlamenter demokrasiyle idare edilen bir özerk yapı olacak." ifadelerini kullandı.
"2 MADDE YASALAŞMADI"
Oruç, 18 yıldır devam eden pazarlıklarda anlaşılan çok önemli iki maddenin ise yasalaştırılamadığını ancak Başkan Duterte'nin bu eksikliklerin de gelecek dönemde yapılacak değişikliklerle düzenleneceğini söylediğini aktardı. Bu eksikliklerden ilkinin polis gücüyle ilgili olduğunu belirten Oruç, şunları kaydetti:
"Bangsamoro kapsamlı anlaşmasında bölgedeki polis tamamen Bangsamoro Hükümeti'ne bağlı olacaktı. Şimdi Bangsamoro Hükümeti'nin polis üzerindeki yetkileri kaldırıldı. Polis tamamen merkezi polis yapısına bağlı olacak. Bu Moro Müslümanlarının bir kaybı oldu.
Ayrıca, coğrafi alan, önümüzdeki dönemde yeni referandumlar yapmaya müsait bir anlaşmaydı. 25 yıl boyunca referandumlar tekrar edilecek ve Bangsamoro'ya sürekli yeni yerler ilave edilebilecekti. Maalesef yasada bunun da önü kapatıldı. Bir referandum yapılacak. Bu iki kayba rağmen Moro Müslümanlarının önemli kazanımlar elde ettiği bir yasa oldu."