Suriye'nin kuzeyinde Fırat Kalkanı Harekatı kapsamında toprakları terör örgütü IŞİD'ten temizlenen bölgelerde yaşayan Kürtler, Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) ve ÖSO'nun başlattığı Zeytin Dalı Harekatı'na destek verdiklerini belirterek, harekatın başarılı olmasını diledi.
TSK ve ÖSO'nun başlattığı Fırat Halkanı Harekatı kapsamında IŞİD'ten temizlenen Suriye'nin kuzeyindeki Azez ve Bab ilçelerinde ağırlıklı olarak yaşayan Kürt Didan aşiretinden, Zeytin Dalı Harekatı'na destek geldi.
'TÜRKLER BİZİM KARDEŞLERİMİZDİR'
Didan aşireti lideri Abdulkadir Haydar Ağa, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Türkiye ile ilişkilerimiz çok iyi ve Türkler bizim kardeşlerimizdir. Allah Türkiye hükümetinden razı olsun ve üzerimizdeki zulüm bir an önce ortadan kalksın." dedi.
Afrin halkı ile yakın ilişkiler içerisinde olduklarını belirten Haydar Ağa, sözlerini şöyle sürdürdü:
'PKK AFRİN'DE KÜRT VE ARAP HALKINA ZULMEDİYOR'
"Afrinliler bizim insanımız, akrabalarımız, dostlarımız ve canlarımızdır. PKK Afrin'de, Kürt ve Arap halkına zulmediyor. Biz PKK'yı istemiyoruz, ona karşıyız. PKK, kızlarımızı götürüp savaştırıyor. Bunu kabul etmiyoruz. PYD/PKK terörist bir örgüttür. Bizim için PKK ile Esed rejimi arasında bir fark yoktur ve biz bu yüzden onları istemiyoruz."
'AFRİN HALKI PKK'YI DESTEKLEMİYOR'
Azez'in el Guz köyünde yaşayan Kürt Ebu Yahya da "Afrin halkı ve biz PKK'ya karşıyız. Afrin halkı PKK'lı değildir, onu desteklemiyor. PKK'ya karşı yapılan operasyonu destekliyoruz. Burada operasyonun başarıya ulaşmasını diliyor ve bekliyoruz." ifadelerini kullandı.
Aynı köyden Kürt Alya ise, "Kürt Dağı'nda yaşayan Kürt ve Türkmenler olarak hepimiz kardeşiz. Bizim için Baas rejimi ve PKK aynıdır. Onları istemiyoruz." şeklinde konuştu.
Didan aşireti, Fırat Kalkanı bölgesinde Azez ve Bab ilçesinde varlığını sürdüren en büyük aşiret. Bunun yanında çok sayıda aşiret mensubu ÖSO saflarında savaşıyor.
TSK, ÖSO birliklerinin desteğiyle Suriye'nin kuzeyinde 24 Ağustos 2016 tarihinde Fırat Kalkanı Harekatı ile Halep'in kuzeyinde Azez, Bab ve Cerablus üçgenindeki alanı terör örgütlerinden arındırmıştı.
TÜRKİYE'NİN MEŞRU MÜDAFAA HAKKI
Genelkurmay Başkanlığı tarafından harekatın ilk günü yapılan açıklamada, operasyonun, Türkiye'nin uluslararası hukuktan kaynaklanan hakları, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin (BMGK) terörle mücadeleye yönelik kararları ve BM sözleşmesinde yer alan meşru müdafaa hakkı çerçevesinde, Suriye'nin toprak bütünlüğüne saygılı olarak icra edildiği bilgisine yer verilmişti. Açıklamada, operasyonda yalnızca teröristlere ait noktaların hedef alındığı, sivillere zarar gelmemesi için her türlü hassasiyetin gösterildiği vurgulanmıştı.
Afrin, Esed rejiminin Temmuz 2012'de çatışmaksızın PYD/PKK'ya devretmesiyle örgütün iç savaş boyunca en fazla yuvalandığı alanlardan oldu. Coğrafi yükseltileri nedeniyle Kilis'in merkezi ve Hatay'ın önemli bölümü Afrin'deki örgütün ateş menzilinde kalıyor. Örgüt, uzun yıllardır Amanos Dağları'nı Suriye'den Türkiye'ye sızmak için kullanıyor. PYD/PKK, Suriye'nin kuzeybatısından Akdeniz'e çıkmak için de Afrin'e bel bağlıyor. Terör örgütü, Afrin üzerinden Fırat Kalkanı ve İdlib çatışmasızlık bölgesini de tehdit ediyor.
Suriye topraklarının dörtte biri, Türkiye-Suriye sınırının da yüzde 65'i örgütün işgali altında bulunuyor.