Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi'yle (SEGBİS) kayda alınan duruşmada, iddia makamının "Silahlı terör örgütü yöneticisi olma" suçundan sanıklara 22,5 yıla kadar hapis cezası verilmesi yönündeki mütalaasına karşı, sanıklar esasa ilişkin savunma yaptı.
Hakkındaki suçlamaları reddeden Gülen, masa başında hazırlanan iddialarla suçlandığını ileri sürerek, örgüt yöneticisi olduğuna ilişkin somut hiçbir delilin dosyaya girmediğini, kendisine kumpas kurulduğunu, yasa dışı herhangi bir eylemi gerçekleştirmediğini iddia etti.
Örgütün kriptolu haberleşme programı ByLock'u kullandığına ilişkin yapılan tespite de değinen Gülen, bu programda iletişime geçtiği iddia edilen kişileri tanımadığını, ByLock'un da kendisine kurulan kumpasın bir parçası olduğunu ileri sürdü.
KHK ile kapatılan bir derneğe üyeliğinin bulunduğunu ancak bu derneğe çalıştığı kurum nedeniyle üye olduğunu, burada yasa dışı bir faaliyette bulunmadığını öne süren Gülen, örgüt yöneticisi olmadığını, hiyerarşik olarak kimseye bağlılığının ya da herhangi birinin kendisine bağlılığının kanıtlanamadığını, bu doğrultuda kimseye talimat vermediğini, kimseden talimat almadığını savundu.
"Sadece soyadımın Gülen olması ve kapatılan Özel Yamanlar Koleji'nde çalışıyor olmamdan suçlanıyorum. Gerçekler bir gün ortaya çıkacaktır. Benimle ilgili gerçekler görmezlikten geliniyor. Bu dava siyasi bir davadır." görüşünü ileri süren Gülen, "Suç işleme kastıyla hareket etmedim. Bana isnat edilen bir eylemim yoktur. Profesyonel bir eğitimci olarak 28 yıl çalıştım. Hakkımdaki suçlamalar, örgüt üyeliği ve yöneticiliği için de yeterli değildir." dedi.
Beraat talebinde bulunan Gülen, "Adaletin tecelli edeceğini ve beraat edeceğimi biliyorum. Mahkemeye yalvarıyorum ve beraatime karar verilmesini istiyorum. Hakkımda hüküm verilecekse de cezam kesinleşene kadar tutuksuz yargılanmak istiyorum. Çünkü yürüyemeyen bir annem ve hasta bir kardeşim var. Onların bana ihtiyacı var. 24 aydır tutukluyum, tahliyemi istiyorum." diye konuştu.
DİĞER SANIKLARIN SAVUNMALARI
Sanık Topuz da iddia makamının mütalaasını kabul etmediğini belirterek, bilgiye dayalı olmadan aleyhine ifade veren tanıkların beyanlarının delil olarak kabul edilmemesi gerektiğini, ByLock kullanmadığını, kapatılan Bank Asya'ya örgüt elebaşı Fetullah Gülen'in talimatıyla para yatırmadığını savunarak beraatini istedi.
Sanık Daşönü ise bir din görevlisi olarak Kur'an-ı Kerim ve hadis kitaplarından başka bir kitabı kendisine rehber olarak almadığını, FETÖ'nün sözde lideri Gülen'i övmediğini ileri sürerek, "Keşke başka bir suçla suçlansaydım da terör örgütü yöneticisi olmakla suçlanmasaydım. Terörist değilim. Bilerek ve isteyerek bir terör örgütünde yer almadım. Tahliye ve beraatimi istiyorum." dedi.
Mahkeme heyeti, sanık Topuz'a "Silahlı terör örgütü üyesi olmak" suçundan 11 yıl, Daşönü'ne aynı suçtan 12 yıl 9 ay, Gülen'e ise "Silahlı terör örgütü yöneticisi olmak" suçundan 21 yıl hapis cezası vererek sanıkların tutukluluk hallerinin devamına hükmetti.
OPERASYON VE İDDİANAME
İzmir'de FETÖ/PDY'nin sözde "Karşıyaka eyaleti"ne yönelik soruşturma kapsamında 27 Mayıs 2016'da düzenlenen operasyonda, örgütün "okullar ve dershaneler Türkiye sorumlusu" olduğu iddia edilen ve aynı zamanda Fetullah Gülen'in yeğeni olan Mehmet Mezher Gülen'in de aralarında bulunduğu 32 kişi gözaltına alınmış, bunlardan 14'ü tutuklanmıştı.
İzmir Cumhuriyet Savcısı Ayhan Yılmaz, tutuklu 14 sanık hakkında hazırladığı iddianamede, yeğen Gülen hakkında "silahlı terör örgütü yöneticisi olmak" suçlamasıyla 22,5 yıl, diğer sanıklar hakkında da "silahlı terör örgütü üyesi olmak" suçlamasıyla 15 yıla kadar hapis cezası talep etmişti.
İzmir 13. Ağır Ceza Mahkemesi, verdiği ara kararda tutuklu sanıklar Mehmet Mezher Gülen, Ersin Topuz ve Mehmet Daşönü'nün dosyasının ayrıldığını açıklamıştı.
