Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

FETÖ’cüler Kırgızistan’da darbe yapabilir mi?

Geçen hafta Kırgızistan yönetimi tarafından bastırıldığı duyurulan darbe girişimi, Türkiye dışında da aktif olan FETÖ yapılanmasını akıllara getirdi

2 Yıl Önce Güncellendi

2023-06-12 20:30:54

FETÖ’cüler Kırgızistan’da darbe yapabilir mi?

Kırgızistan'da yaşanan son karışıklıkları değerlendiren Yeni Şafak yazarı Selçuk Türkyılmaz, Kırgızistan dahil farklı ülkelerde mevcut FETÖ'nün faaliyetlerinin boyutlarını ve bu örgütle mücadelenin ne ölçüde yeterli olabileceğini yazdı.

Türkyılmaz'ın "FETÖ'cüler Kırgızistan'da darbe yapabilir mi?" başlıklı yazısı:

Geçen hafta Kırgızistan'da Halk Meclisi Partisi Başkanı Roza Nurmatova, kitlesel gösteriler yoluyla darbe yapma suçlamasıyla otuzdan fazla şüpheli ile birlikte gözaltına alındı. Adı geçen partinin Kırgızistan'da hâlâ nüfuzu olan FETÖ ile bağlantılarının olduğu da iddia edildi. Aynı şekilde Nurmatova ile birlikte gözaltına alınanların dışarıyla fon ilişkisi de haberlere konu oldu. Toplumsal hoşnutsuzlukların kitlesel gösterilere bahane teşkil edecek şekilde kullanılacağı yönünde bir suçlama var. Bu suçlama FETÖ gibi unsurların, belirlenmiş bir hedefe ulaşmak için sosyal karışıklıklara yol açmak istediklerini gösteriyor. ABD ve İngiltere'nin İran'da Pehlevî Hanedanı'nı yeniden iş başına geçirmek için tertip ettiği darbeyi bilenler Kırgızistan'da ortaya çıkan tabloyu gayet iyi yorumlayacaktır. Üstelik FETÖ, bu işleri yapmak için geçmiştekilere göre çok daha etkili bir araçtır.

"BAĞIMLI YAPILARIN MANEVRA ALANI"

FETÖ, doksanların başından itibaren özellikle Güney Kafkasya ve Türkistan'da hızla yayılmaya başlamıştı. Bu, örgüt için yeni bir dönemin başlangıcı anlamına gelir. ABD'nin İslam coğrafyasına yerleşmeye başlamasıyla FETÖ de eski Sovyet coğrafyasında yayıldı. Her ne kadar örgüt elemanları aynı tarihlerde Balkanlar'a yerleşmiş olsa da Bosna soykırımı onların faaliyetlerini sınırlandırmıştı. Dayton Anlaşması'ndan sonra Balkanlar'da da çok geniş bir faaliyet alanı buldular. Yaklaşık yirmi beş yıl tartışmasız en büyük örgütlü güç olarak coğrafyamızda derinlere nüfuz etmeyi başardılar. 15 Temmuz 2016'da da yeni bir dönem başladı. Türkiye, içeride, FETÖ gibi bağımlı yapılara karşı büyük bir zafer kazandı. Böylelikle ABD ve Avrupa tarafından devşirilmiş unsurlar, Türkiye'de ve yakın coğrafyamızda alan kaybetmeye başladı. Elbette yeni bir dönem başlamıştı fakat ağırlık güvenlik mimarisine verildi. Ciddî bir halk desteği olmasına rağmen FETÖ ve benzeri yapılar karşısında fikrî hazırlıkta başarı sağlanamadı. Bunun elbette birçok sebebi var. Eğer örgütün derin ilişkileri karşısında çok güçlü bir entelektüel zemin oluşabilseydi manevra alanı muhakkak daralırdı. Fakat Türkiye içinde de görüldüğü gibi örgütlü bağımlı yapıların manevra alanı hâlâ çok geniştir. Bu Balkanlar, Güney Kafkasya ve Türkistan için de geçerlidir.

"FİKRİ MÜCADELE"

Güvenlik mimarisi ortaya çıkarken hangi unsurlar göz ardı edildi sorusunun cevabını bulmak için geç kalındığını düşünmemek gerekir. Örgütlü bağımlı yapılar sorununun büyüklüğü ölçüsünde kazanılan tecrübe de büyüktür ve bu birikimin paylaşılması oldukça önemlidir. Bağımlı yapıların en önemli faaliyet alanı, saydığımız bölgelerdir. Uluslararası rekabet yeni boyutlar kazandıkça ABD ve Batı Avrupa ülkeleri geleneksel davranış modellerinin gereği olarak bu bölgelere tekrar tekrar müdahale etmek isteyecektir. Bunun için de sahip oldukları araçların hiçbir zaman değerden düşmeyeceği çok açıktır. Bu çerçevede güvenlik mimarisi içinde yer alan unsurlara büyük görevler düşecektir ve onların yeri hiçbir şekilde doldurulamaz fakat “fikrî mücadele”ye de hak ettiği değeri vermek gerekir.

"FETÖ İLE MÜCADELEDEKİ EKSİKLİKLER"

Türkiye'nin tecrübesinin değerinden bahsettik fakat bunun yakın coğrafyamıza aktarılmadığını da kabul etmek gerekiyor. Örneğin Azerbaycan'da ya da herhangi bir Türk ülkesinde FETÖ ve 15 Temmuz bağlamında yeterince yayın yapıldığını söylemek çok zor. Bu durum Balkanlar için de geçerlidir. Daha düne kadar bu bölgelerde de Türkiye'nin FETÖ karşısındaki yeni tutumu Türkiye içi bir rekabet olarak görülüyordu. Hatta diğer terör örgütleriyle ilgili sorunlar da bağlamından uzaklaştırılarak ele alınıyordu. Bunun ortadan kaldırılabilmesi için farklı ülkelerden öğrencilere bu konuları çalışmak şartıyla burs verilebilir. Farklı ülkelerin basın yayın organlarında FETÖ ve benzeri terör örgütlerinin amaçları ve faaliyetleriyle ilgili yayınlar teşvik edilebilir. Şu ana kadar hazırlanmış film ve belgeseller de dil bakımından anlaşılacak bir hâle getirilebilir.

Bağımlı yapılar, Türkiye'nin kendi koşullarında içerideki meşru rekabet ortamında ortaya çıkmamıştır. Bunlar, emperyal merkezlerle çevre ülkeler arasında eşit olmayan ilişkilerin düzenlenmesi ihtiyacından ortaya çıkmış yapılardır. Bağımlı yapı denilmesinin sebebi de budur. Kendi başına varlık kazanmadığı için dışarı ile borçluluk ilişkisi içindedirler. Emperyal merkezlerin coğrafyamıza yönelik faaliyetlerinde bir azalma veya geriye çekilme gibi bir durum olmadığı müddetçe bu unsurlar varlığını koruyacaktır. Dolayısıyla hem devşirilmenin önüne geçmek gerekir hem de etkinlik alanları kısıtlanmalıdır.
Bu da ancak bilmekle mümkün olabilir.

SON VİDEO HABER

Iğdır'da AK Parti İl Başkanlığı binasına molotoflu saldırı

Haber Ara