Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Afrika turunun son durağı Tunus dönüşünde kendisine eşlik eden gazetecilere , gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Tunus'u Başbakan sıfatıyla 2011 ve 2013 yıllarında ziyaret ettiğini hatırlatan Erdoğan, özetle şunları söyledi:
“Yasemin Devrimi'nden bu yana Tunus'un barış, istikrar ve kalkınması için yakın işbirliği içinde olduk. Tunus'un bir ara çok ciddi sıkıntıya girdiği bir dönem de oldu. Terör grupları, Batı'nın da tahriki ile ‘Parçala, böl, yönet' mantığı ile bunları sıkıştırmaya çalıştılar. Biz o sıkıntılı döneminde de Tunus'un yanında olduk.
TİKA , Zeytune Camii'nin restorasyonu için bir çalışma başlattı. İslam mimarisinin zirve eserlerinden biri olan bu camiinin restorasyonu, bizim için bir iftihar kaynağı olacaktır.
Körfez krizi ve Kudüs konularına Tunus yönetimiyle başından itibaren aynı istikamette baktık, aynı şeyleri düşündük. Tunus'un Libya'dan kaynaklanan ciddi sıkıntıları var. Burada ortak ne gibi çalışmalar yapabileceğimizi görüştük. Mayıs ayında yerel seçimlerin yapılacağı Tunus'ta tüm kesimlerle yapıcı ilişkiler içinde olmaya, bizler azami özen gösteriyoruz.”
- ABD'deki Hakan Atilla davasının olası sonuçlarını değerlendirdiğinizde nasıl bir görüntü ortaya çıkıyor? Bir ceza çıkabileceği ve bankacılık sistemi üzerinde baskı kurulacağı gibi iddialar gündeme getirildi.
Gelinen nokta itibarıyla, Hakan Atilla'nın bir suçu olmadığının bunlar tarafından da görüldüğünü düşünüyorum. Jürinin bunu görmüş vaziyette olduğunu zannediyorum. Fakat buna rağmen jüri, adeta belirsizlik içinde olduğu için karar verme konusunda da zorlanıyor, kararını veremiyor gibi görünüyor. 3 Ocak'ta tekrar toplanacaklar. Beklentimiz adaletin yerini bulmasıdır. Şu anda Halk Bankası, avukatlar işi yakından takip ediyorlar. Zannediyorum ki Hakan Atilla ile ilgili süreç, bankamızın beklediği istikamette tecelli edecektir. Tabii ki Atilla'nın AB D'ye 7'nci girişinde tutuklanmış olması düşündürücüdür. Temennimiz, Hakan Atilla'nın bir suçu olmadığının oradaki mahkeme tarafından da anlaşılmasıdır.
‘UNUTMAMALILAR'
- Afrin'e müdahale etme ihtimalimizden bahsediliyordu. Rusya'nın bölgeden PYD ve YPG'yi çıkaracağı ve Şam rejimine devredeceği iddiaları dolaşıyor. Önümüzdeki dönemde Şam ile YPG'ye karşı bir mücadele söz konusu olabilir mi?
Rusya, Afrin'den daha önce çekileceğini söyledi. YPG ve PYD ile ilgili bizim orada bir terör koridoruna müsaade etmemiz mümkün değil. Eğer biz Afrin'i bunlara bırakacak olursak, bu YPG'nin terör koridorunun batı kısmını kontrol altına alması anlamına gelir. Biz gerekli görüşmeleri gerekli mercilerle yürütüyoruz. Gerekli zamanda gerekli adımlar atılır. Bir gece ansızın gereği yapılır. Bu şarkıyı unutmamaları lazım.
- Kemal Kılıçdaroğlu, “Rıza Zarraf ile ilgili görüş ifade etmiyor” diyerek sizi eleştiriyor...
Kılıçdaroğlu, benim konuşma gündemimi belirleyecek kıratta değil. Biz ne zaman nerede ne konuşacağımızı gayet iyi biliriz. Kılıçdaroğlu kendine baksın. Yanında ne söylediğini bilmeyen o bazı tipler var, gitsin önce onlarla ilgilensin. O haddini, ceddini, kendini, neslini bilmeyen o Konya Milletvekili gibi adamlarla ilgilensin. Benim gündemimde Kılıçdaroğlu yok. Ben şu anda Sudan, Çad, Tunus gibi bir ziyaretten geliyorum. Oralarda ne konuştuğumu dinleme fırsatı ve imkânı bulabildiyse, bizim nelerle meşgul olduğumuzu anlamış olmalıdır. Biz uluslararası düzeyde ülkemizi nasıl daha iyi bir noktaya taşıyabileceğmizin, uluslararası konularda Türkiye'nin düşüncesini nasıl yansıtabileceğimizin derdindeyiz. Mesela Türkiye olarak Kudüs meselesini Birleşmiş Milletler'e taşıyabildik mi? Taşıdık. Orada alınan netice ortada mıdır? Ortadadır. Biz bunu yaptık. O ise Esed'in yanına giderken, “Buradan ne gibi mesaj götürürüm” derdinde.
‘TAŞLAR OTURUYOR'
- MHP ile ittifak konusunda bir gelişme var mı?
Şu anda gerek MH P'nin, gerekse bizim, özellikle ülkemizin milli ve yerli duruşunda bir ittifakımız var. Ülkemizin aydınlık geleceği için ortak söylem geliştirmiş durumdayız. Bu bizi çok daha farklı, çok daha olumlu yerlere taşıyabilir. Çok aceleci olmamakta fayda var. Bu işi liderler bazında götürmekte fayda var. Bu konuda önüne gelen herkes konuşursa yanlış olur. Her önüne gelenin bu konuda konuşmaması lazım. Benim partim de buna dahildir. Partimin içerisinde de zaman zaman bazıları çıkıyor, bu meseleye dair konuşuyor. Size ne kardeşim? Siz niye konuşuyorsunuz? Bu konuda kimlerin konuşacağı bellidir. Bu sürece limon sıkma gibi bir yanlışı hiç kimse yapmamalı. Bizim terörle mücadelede, ülkemizin geleceğine yönelik atacağımız adımlarda, bir kararlılığımız var. Biz bugün Şırnak ve Hakkâri'ye gittiğimizde, 2 sene, 3 sene önceki durumla karşılaşmayıp on binlere hitap etme fırsatı bulabilmişsek, taşlar yerine oturmaya başlamış demektir.
- CHP Genel Başkanı'nın danışmanının FETÖ bağlantısından dolayı 10 yılı aşkın bir ceza almasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Hayırlı olsun.
- Batı basınında size ilişkin “Sünni Müslümanların lideri” tarzında bir niteleme kullanılıyor. Bununla ilgili yorumunuz var mı?
Olaya Sünnilik ve liderlik konusundan öte bakmak lazım. Biz, Sünni veya Şii tarzında bir ayrımcılığın içerisinde yer almayız. Bu fakirin bir ifadesi vardır: “Bizim Sünnilik diye bir dinimiz yok, Şiilik diye bir dinimiz yok. Tek dinimiz var o da İslam'dır.” İslam ne diyorsa, biz onu yapmakla mükellefiz. Zaten bizi Sünni, Şii diye diye böldüler. Bu tür oyunlara gelmemek için azami derecede dikkatli olmak lazım.
- (Kudüs ile ilgili gelişmeler) İslam İşbirliği Teşkilatı'nın (İİT) geleceğini bundan sonra nasıl görüyorsunuz?
Kudüs meselesinde İİT olarak İstanbul'da 13 Aralık'ta düzenlediğimiz olağanüstü zirveye temsil bakımından çok daha üst düzeyde katılım pekâlâ mümkün olabilirdi. Arap Ligi'ndeki bazı ülkelerin sanki işi ucundan tutuyormuş gibi yapmakla yetinmeleri bizi üzmüştür. Ama İslam ülkelerinin geneline baktığımızda 13 Aralık'taki zirveye katılım yine de oldukça iyiydi. Sayısal olarak 50'ye yakın katılım söz konusu olmuştur. Mesela Suudi Arabistan, zirveye İslam İşleri Bakanı seviyesinde katılmıştır. Bu elbette önemli. Ama daha üst düzeyde bir temsil daha da iyi olabilirdi. Bu iş, belki çok daha farklı bir yere gidecektir. Mesela, İİT'nin reforme edilmesine gidebilir. Çünkü İİT'nin kuruluşu Kudüs'e dayalıdır, Kudüs içindir. Bu teşkilat işlevini çok daha güçlü bir şekilde yerine getirmelidir. Üyelerin aidatlarını ödemelerinin sağlanmasından kadroların iyileştirilmesine varana dek gerekli iyileştirmeleri yapmak suretiyle, İİT uluslararası ağırlığı olan aktif bir teşkilata dönüştürülmeli.
‘S-400 KREDİ ANLAŞMASI İMZALANACAK'
- Son çeyrekte ekonomide canlılık ve büyüme oranlarına bakılınca memnuniyet verici bir trend olduğu görüldü. Bunun gelecek yıla taşınabilmesi için tahminlerinizi alabilir miyiz? Ne gibi adımlar atılacak?
Biz 2017 yılını yıl boyu itibarıyla inşallah 7'nin üzerinde bir büyüme ile tamamlayacağız. 2018'e güçlü bir giriş yapmış olacağız. Şu anda açıklamış olduğumuz 2018'e yönelik yol haritalarında daha hassas bir süreci ele alacağız.
Yatırımlar ve kaynakların çeşitlendirilmesi konusunda özellikle BBP ve bot sistemleri ile yapılacak yatırımlar var ise bunların önünü açacağız. Olmaz ise olmaz diyebileceğim yatırımlar var ise bunları milli bütçeden halletme yoluna gideceğiz.
Faiz politikasını hükümetimizle oturup konuşup tekrar gözden geçirmemiz gerekiyor. Faiz politikamızı bu anlayışla sürdürmek, bizim ekonomi konusundaki geleceğimizi olumlu etkilemez. Özel sektörün yatırım yapmasını istiyorsak, yatırım faizinde, kredi faizinde onları yokuşa sürmeyecek adımlar atmamız lazım. Politikaları gözden geçireceğiz. Başbakan'ın ve bizim Türkiye'ye dönüşümüzle birlikte dar çerçevede ilgili birimlerle konuyu oturup konuşacağız. Ekonomide faiz başlığı büyük önem taşıyor.
Kamu harcamalarında tasarruf noktasında çok ciddi tasarruflar var, buna aynı şekilde devam edeceğiz. İnanıyorum, 2018 yılı çok daha başarılı bir yıl olacak. Sağlıkta, eğitimde yapılacak olan harcamaları bir kenara koymamız asla mümkün değil. Bunun yanında enerji ile ilgili çok ciddi yatırımlar geliyor. Bu yatırımlarda milli bütçeye hemen hemen yük yok gibi. Özel sektör, enerjide ciddi yatırımlar üstlenmeye hazırlanıyor. HES'lerde, güneş enerjisinde bunu görüyoruz. Nükleeri söylemiyorum. Şu anda Rusya ile işi gayet iyi bir noktaya getirdik.
Savunma sanayiinde S-400'lerle ilgili adımı attık. Kredi anlaşması ile ilgili olarak bu cuma Ankara'ya gelecekler ve kredi ile ilgili imzalar atılacak. İlk defa şöyle bir adım atılacak. Biz krediyi dolar üzerinden borçlanmayacağız, ruble üzerinden borçlanacağız. Hazine'nin borçlanmasından daha ucuza bir borçlanma olacak. Bu dolar bazında yüzde 3'e tekabül ediyor. Temenni ederim ki diğer ülkelerle de yerli ve milli paralarla borçlanmalar yapılsın.
‘ASLANLAR GAZİANTEP'E GİDECEK, CEYLANLAR BİZE GELECEK'
- Afrika ziyaretiniz esnasında size 3 aslan yavrusu hediye edildi. Bunların akıbeti ne olacak?
2'si 1'er yaşında. Onların biri dişi, biri erkek. 3'üncüsü de 8 aylık. Bir an için “Torunlarım ister mi acaba?” diye düşündüm. Berat Bey'e “Bir sor bakalım” dedim. Torun önce “Hayır” diyordu, sonra “Getirin” falan demeye başladı. Ama Berat Bey de haklı olarak bunun tehlikeli olabileceğini söyledi. Neticede aslanlar, Gaziantep'e gönderilecek. Gaziantep Belediye Başkanlığı'nın çok büyük bir hayvanat bahçesi var. Belediye Başkanımız Fatma Hanım'ı aradım, söyledim. Bilahare haber gönderdi bize, çok da iddialı konuştu. “Ben elemanlarımı göndereyim. Direkt oradan alsınlar. Gaziantep'e getirsinler” dedi. İnşallah 3 aslan, Gaziantep'in hayvanat bahçesinde yerlerini alacak. Ayrıca ceylanlar da var, ceylanlar bize gelecek.