Hatice Cengiz Habertürk'e verdiği mülakatta, "Konsolosluğa gitme nedenimiz yabancı olan birinin Türk vatandaşıyla evlenebilmesi için evli olmadığını gösteren bir evraktı." dedi.
"ABD'deki Suudi Konsolosluğu'ndan Türkiye'ye yönlendirilmedi"
"Konsolosluğa gidip bu kağıdı alması gerektiğini ben kendisine söylemiştim." diyen Bursa doğumlu Hatice Cengiz, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Konsoloslukta sıkıntı olabileceğini düşünmüştü ama onu buraya gelince araştıracağını söylemişti. Amerika'ya gidip Suudi Arabistan konsolosluğuna gidip bu evrakı istediğini ve verilmediğini, Türkiye'ye yönlendirdiklerine dair bir bilgi bana gelmedi, bunlar konuşuluyor ama böyle bir şey olsa bana söylerdi."
"Cemal'in halledebilir miyim diye düşündüğü asıl konu konsolosluğa gidip bunu halledebilir miyim oldu. Hatta bunu burada yapmayıp, başka bir ülkede evlenebilir miyiz diye de sordu. Yazdığı yazılar nedeniyle bu topa girmeyi, konsoloslukta gerginlik çıkmasını istemiyordu. Reddedilme endişesi vardı. Bir sorgu, ülkesine geri dönmesinin istenmesi, belki sorgu gibi bir şey yaşanmasını istemiyordu. Başka ülkeye de gitse, Suudi Arabistan konsolosluğuna gitmesi gerektiği söylendi bir Türk vatandaşıyla evleneceği için. Türkiye'de diğer yerlere nazaran daha kolay olabilir. Türkiye'nin güvenli bir ülke olduğu, başına istenmeyen bir hadise gelirse daha kolay çözüleceğine inanıyordu. Başına nasıl bir şey geleceğinden şüphelendiğini soruyordum. Ama Türkiye'nin uluslararası anlamda güçlü bir ülke olduğunu, Suudi Arabistan'ın gerginlik oluşturabilecek bir olay gerçekleştiremeyeceğini düşünüyordu."
"2 Ekim gerçekten çok çok zor bir gün"
2 Ekim'in kendisi için çok çok zor bir gün olduğunu kaydeden Kaşıkçı'nın nişanlısı, "Hala anlayamadığım, anlatabildiğim olaylar değil. Bir yerde acaba bir şeyi mi atladık, ben bir şeyi mi fark edemedim dediğim bir gün" diye konuştu.
Suudi Başkonsolosluğu'ndan aranıp 13.00'te uygun olduklarını söylediklerini belirten Cengiz, Cemal Kaşıkçı'nın konsolosluğa ikinci kez gidişinde beden dilinden hiç endişe hissetmediğini söyledi. Konsolosluğa beraber girmeyi talep ettiğini fakat alınmadığını anlatan Cengiz, "İlk gidişindeki prosedürü bildiğimiz için bana telefonunu vererek gitti, sonra uzun bir bekleyiş başladı." ifadelerini kullandı.
"Aklıma böyle bir düşünce hiç gelmedi"
Türkiye'de başına bir şey gelmesi halinde kiminle irtibat kurması gerektiğini sorduğunu belirten Hatice Cengiz, Kaşıkçı'nın AK Parti Genel Başkan Danışmanı Yasin Aktay'ı aramasını söylediğini anlattı:
"Kendisine bir şey olursa, arkadaşları, ailesi burada değil, ne yapabilirim diye sormuştum. Bana tavsiye edebileceğin biri var mı diye sormuştum. Bu, konsolosluktaki olaydan 4-5 gün kadar önce olmuştu. Bana Yasin Hoca'yı arayabilirsin, eski dostumdur dedi. Burası Türkiye, Türklerle ilgili kısım yoğunlukta olur, bunun için Yasin Hoca doğru isim olur dedi. Biz konsolosluğa giderken, aklıma bu geldi. Konsolosluğa giderken, başıma bir şey gelirse Yasin Hoca'yı ara gibi bir şey söylemedi. Bana sıkı sıkıya tembih etse, ciddi bir endişesi var ve ben çok geç aramışım büyük bir ihmal var demektir bu. İkinci gidişinde hiç tereddüdü yoktu. Bu anlamda bu bilgi önemli."
"Ben Cemal'in onlarla sohbet ettiğini, uzun süre geçtiği için ülkesinden çıktıktan sonra yaşadıklarını merak ettiklerini düşündüm, orada bir sohbet ortamı var diye düşündüm, Suudi Arabistan konsolosluğunun böyle bir kumpas kurduğunu hissetsem oraya ilk ben koşarak girerdim. Uzun bir süre bekledim orada, aklıma zerre böyle bir düşünce gelmedi."
"Trump sempatik görünmek istedi"
ABD Başkanı Donald Trump'ın kendisini ülkesine davet ettiği sürecin ilk günleriyle sonrasında yaptığı açıklamaların birbiriyle tezat oluşturduğuna işaret eden Cengiz, söz konusu açıklamaların tamamen kamuoyunun sempatisini kazanmak adına yapıldığını dile getirdi.
Hatta bir adım atılması halinde Beyaz Saray'a gideceğimi söylediğini aktaran Hatice Cengiz, sözlerini şu şekilde sürdürdü:
"Trump'ın davetinden birkaç gün sonra Mike Pompeo aradı, Şu ana kadar hiçbir şey bilmediklerini, konuya vakıf olmadıklarını söyledi, açıklamaları çok siyasiydi, baş sağlığı diledi. Kendisine bana verebileceği yeni bir bilgi, belki, kamuoyuna söylemeyemedikleri bir bilgi olup olmadığını sordum, hiçbir bilgilerinin olmadığı yanıtını verdi. Aramaları sanırım Trump'ın konuşmalarından sonra ciddi olduklarını göstermek içindi. Amerika'ya gitmeyi düşünmüyorum."
"Beklentim sorumluların hesap vermesi"
Sorumluların hesap vermesini isteyen Suudi muhalif gazetecinin nişanlısı, "Benim beklentim, bu işe karışan kim varsa hepsinin yargıda hesap vermesi. Soruşturmanın en kısa zamanda sonuçlanması. Bu süreçte en azından acımızı yaşayacağız, en azından ne olduğunu bilerek, acaba sorularıyla yaşamayalım acımızı."
"Medine'ye defnedilmek istiyordu"
Hatice Cengiz konuşmasını şu ifadelerle sonlandırdı:
"Cemal Bey'in cenazesinin Medine'ye defnedilmek istediğiyle ilgili vasiyeti var, bundan ailesinin de benim de haberimiz var. Ancak cenazesi ortada olmadığı için, umarım bulunur ve Medine'ye defnedilir."
"Tehdit almıyorum ancak yazılan tweetler, sosyal medya paylaşımlarında ben insanların bu kadar insanlıktan çıktığını bilmiyordum. Türk medyasının komplo teorileri için ne kadar kötüleşebileceklerine dair çok şaşırdım, böyle tanımıyordum. Suudi Arabistan'dan beni arayan kimse olmadı. Ziyaret edebileceğimi de zannetmiyorum. Hem uygun olmadığını hem gerçekleştirebileceğimi zannetmiyorum."