ABD-Türkiye arasında yaşanan vize gerilimi, Türkiye'nin dış politikada izlediği tutum, Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Avukat Özlem Zengin değerlendirdi.
Akşam Gazetesi'nden Pınar Işık Ardor sordu, Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Avukat Özlem Zengin yanıtladı.
Röportajın ilgili kısmı şu şekilde:
“TÜRKİYE KENDİ ÇIKARLARI İÇİN ÇOKLU DIŞ SİYASET İZLİYOR”
Konsoloslukta çalışan Türk vatandaşı olan üç kişiden bahsediyoruz. Onlarla alakalı yürütülen hukuki mücadelenin karşılığı asla bu olamaz. Türkiye'nin ABD ile tarihi ilişkilerine baktığınızda 1960 Kıbrıs Barış harekâtı, Irak'ta yaşadığımız problemlere gelinceye kadar bir sürü safhası var. Bunların hiç birisi bu neticeyi getirmemiş. Peki, o halde bu olay nedir ki bu kadar büyük netice hâsıl ediyor?
“TÜRKİYE CİCİ ÇOCUKLUKTAN ÇIKTI, BİRİLERİ RAHATSIZ OLDU”
Aslında mesele sadece FETÖ meselesi değil. Amerika'nın hatta dünyanın alıştığı bir Türkiye vardı. Bu alışılan Türkiye için batı yol haritası çizerdi ve Türkiye uyardı. Şimdi Türkiye müstakil olarak kendi çıkarları neyi gerektiriyorsa onunla ilgili çoklu bir dış siyaset izliyor hem içeride hem dışarıda. Kendisine ne söylenirse onu yapan bir Türkiye'den müstakil bir Türkiye'ye erişen, Cumhurbaşkanlığımızın önderliğinde son 15 yılda değişen bir Türkiye var. Türkiye cici çocuktan çıkarak müstakil bir ülke haline geldi ve bu rahatsız ediyor. Bu rahatsızlık neticesinde artık söylemde kalmayan eyleme dönen tercihler var. Bizi can evimizden vuran terör örgütüne 3 bin TIR silah vermeye kadar giden tablo karşısında Türkiye çok tabi olarak kendi çıkarlarını düşünmek zorunda.
Biz neden güneyimizde oluşturulmak istenilen koridorla ilgili bu kadar canhıraş mücadele veriyoruz çünkü canı yanan biziz ve canımızın yanma ihtimali her geçen gün artıyor. Bu anlamda da Türkiye hangi ülkelerle işbirliği yapacaksa onunla yapacak. Yani artık tek parametreli bir siyasetten bahsetmiyoruz. Türkiye ancak bu dengeleri ürettiğinde burada güçlü bir ülke olarak var olmaya devam edecek.