Filistin'in Hayfa ketinde doğan ve ömrü boyunca savaşlar nedeniyle bir yerden başka bir yere göçe zorlanan, 76 yaşındaki Filistinli İbrahim Mahmud, bugün Musul yakınlarında yer alan ve IŞİD'den kaçanların sığındığı Baharka Kampı'nda kalıyor. Burada BBC Türkçe'den Çağıl Kasapoğlu'na konuşan Mahmud, "70 yıldır Irak'tayım. Mülteci olduğumuz için mülk edinme hakkımız yok. Ne vatanımız var, ne de Irak vatandaşlığımız, kimliksiz bizler. Mülteci kelimesi artık utanılacak bir kelime oldu. Nereye gitsek mülteciyiz. Biz yalnızca iyi bir eğitim almak isteyen, saygı görmek isteyen ve en iyiyi hak eden iyi insanlarız" dedi.
Filistinlilerin El Nakba (Felaket) olarak andığı İsrail'in kurulduğu 1948 yılında, doğduğu toprakları terk etmeye zorlanan 700 binden fazla Filistinli arasında vatanını terk eden Mahmud, son olarak IŞİD'den kaçtığını ve halen Irak'taki evine dönemediğini söylüyor.
Filistin'den göçe zorlandığında Irak'ın güney kenti Basra yakınlarında Irak ordusuna bağlı El Şahiba askeri kampına gittiğini söyleyen Mahmud burada beş yıl yaşadığını ve "Hayatının en zor dönemi olduğunu" söylüyor:
"Temel ihtiyaçların hiç biri karşılanmıyordu. Hatırlıyorum, eski püskü bir minder verdiler. Her aileye tek minder düşüyordu, küçük bir kampta yaşıyorduk. Kampın kantininden yemek almak için sıraya giriyorduk Bazen kuru bayat ekmekler dışında yiyecek hiç bir şey bulamıyorduk. Kamp yakınlarında Arap çiftçiler vardı. Onlara kuru ekmekleri verip karşılığında yün iplikleri istiyorduk, onlar da veriyordu. Biz de bu yün iplikleriyle kendimize kazak örüyorduk."
SADDAM ÖLÜNCE ÇOK ŞEY DEĞİŞTİ...
İbrahim'in karısı ve beş çocuğuyla Musul'a gittiği 1974 yılında Irak'ta iktidar Baas partisiydi. Saddam Hüseyin idaresinde Arap milliyetçiliği temelini sağlamlaştırmış, hükümet Filistinlilerle dayanışma dönemi başlamıştı. Hükümet Filistinlilere iş imkanı sağlıyor ve ev veriyordu.
İbrahim'de o dönem Musul'da demiryollarında çalışıyor, hükümetin tashih ettiği evde ailesiyle yaşıyordu. Ama bu dayanışma Saddam Hüseyin'in devrilmesinden sonra toplumda karşılık bulmadı ve 'Filistinlilere ayrıcalık tanınıyor' diyenlerle aralarına husumet girmeye başladı. Saddam Hüseyin'den sonra yüzlerce Filistinli aile, hükümetin evlerini vermeye zorladığı mülk sahipleri tarafından dışlanıyor, evlerinden kovuluyordu. Filistinliler, kendilerini "Baas rejiminin kalıntıları" olarak gören silahlı milisler tarafından taciz ediliyor, toplumdan itiliyordu.
"Filistinli olduğumuz için evlerimizden uzaklaştırılmak isteniyorduk, tehdit ediliyorduk. 'Çocuklarım için burada kalacağım, öldürseniz de gitmeyeceğim' diyordum. Mesele valiliğe taşındı evden çıkmazsam hapse atılacaktım. Çıkmadım, haksız yere bir ay hapse attılar beni. Cezaevinden çıkınca yine evi almak istediler olmaz dedim. İş istedim vermediler. Daha sonra diğer çalışanlarla birlikte Irak Ulaşım Bakanlığı'nı ikna ederek "Oturabilir" belgelerimizi aldık. O belgelerin bir sürü kopyasını yaptım ve beni bir daha evden çıkarmasınlar diye tüm komşularıma dağıttım gösterdim."