Dolar

32,4546

Euro

34,8206

Altın

2.450,91

Bist

9.890,96

G20-OECD Uluslararası Yatırım Küresel Forumu

G20-OECD Uluslararası Yatırım Küresel Forumu

9 Yıl Önce Güncellendi

2015-10-05 15:33:30

G20-OECD Uluslararası Yatırım Küresel Forumu
Dünya Bankası Küresel İlişkiler ve Rekabetçilik Kıdemli Yöneticisi Anabel Gonzalez, bugün ikili yatırım anlaşmalarının lokomotifinin gelişmekte olan ülkeler olduğunu belirterek, "Bu ülkelerde 3,3 trilyon dolardan 4,5 trilyon dolara kadar temel alt yapı alanlarına yatırım yapılması gerekiyor" dedi.

Gonzalez, G20-OECD Uluslararası Yatırım Küresel Forumu'nda Inter Amerikan Kalkınma Bankası Başkanı Antoni Estevadeordal başkanlığında düzenlenen "Yeni Nesil Serbest Ticaret Anlaşmaları" panelinde konuştu.

Gelişmekte olan ülkelerin doğrudan yabancı yatırıma erişme ihtiyacı olduğunu belirten Gonzalez, "Gelişmekte olan ülkelerde 3,3 trilyon dolardan 4,5 trilyon dolara kadar temel alt yapı, iklim değişikliği etkilerinin azaltılması ve tarım gibi alanlara yatırım yapılması gerekiyor. Kamu ve özel sektörün sürdürülebilir kalkınma hedefleri içinde bunlar var. Gelişmekte olan ülkelerde 2015-2030 döneminde 2,5 trilyon dolarlık bir eksiklik var" diye konuştu.

Gonzalez, ticaretin önündeki kanunlardan gelen engellerin de azaltılması gerektiğine işaret ederek, güney-güney (gelişmekte olan ülkeler arası) doğrudan yabancı yatırıma ihtiyaç duyulduğunu söyledi.

Şu andaki 3 dolarlık yatırımın 1 dolarının gelişmekte olan piyasalardan geldiğine dikkati çeken Gonzalez, şöyle devam etti:

"Bölgesel değer zincirleri ve entegrasyonun desteklenmesi lazım ama buradaki esas mesele, bir yatırımcı olarak bunların dünyanın iki tarafındaki bağlayıcı rolünün ne olacağını anlamak. Bizler gerçekten çok önemli bir fırsata sahibiz. Bu yılın başında 'Yatırımla Alakalı Yeni Sesler' adında bir yayınımız gerçekleşti. Brezilya, Hindistan ve Güney Afrika ve Kore'deki yeni yatırımcılar araştırıldı ve 2000-2013 yılına kadar geçen sürede 7 milyar dolardan 200 milyar dolara kadar çıkartılabilmiş bir yatırımdan bahsediyoruz. Burada gerçekten çok büyük bir potansiyel var. Her gelişmekte olan ülkede 'ben daha fazla yatırımı ülkeme nasıl çekebilirim ve gelen yatırımın ekonomi için olan etkisini nasıl maksimize edebilirim' gibi hedef vardır."

Gonzalez, her ülkedeki yatırım koşullarının birbirinden farklı olduğunu belirterek, birçok ülke ve yatırım tipinin ortak noktasının ise iyi bir yatırım ortamı, piyasa dostu ve liberal özgün bir ortamın varlığı olduğunu açıkladı.

Bu bağlamdaki önemli unsurlardan birinin de ticaret ve yatırım anlaşmalarının rolü olduğunu aktaran Gonzalez, yerel ve yatırım ortamlarının reforme edilmesiyle ticaret ve yatırım iştahının artacağını, böylece ikili ve çok taraflı ticaret anlaşmalarının çoğalacağını söyledi.

Anabel Gonzalez, bir ticaret anlaşması içinde şeffaflık hükümlerinin uygulayabilmesinin yabancı yatırımcı açısından önemine dikkati çekerek, "Yabancı yatırımcılar daha şeffaf bir ortam istiyor. Bu anlaşmalar aynı zamanda piyasa fırsatlarını ortaya çıkarabilmek için de önemli. Bugün ikili yatırım anlaşmalarının lokomotifi gelişmekte olan ülkeler" ifadelerini kullandı.

- " Önümüzdeki yıl çok zor olacak"

İtalya Ticaret ve Sanayi Bakan Yardımcısı Carlo Calenda ise daha fazla ticaret olması için bütün araçların geliştirmesi gerektiğini ifade etti.

G20'nin daha etkin şekilde ticarete bakması gerektiğini ancak G20'deki yapıyla bunun mümkün olmadığını belirten Calenda, G20'nin daha etkin bir rol üstlenebileceğini ve ticaretle ilgili olarak kendine daimi bir yapı kurabileceğini vurguladı.

OECD olarak ise kalkınma gündemleri bulunduğunu belirten Calenda, "Ticareti, aynı nazik ifadelerle tartışmaya devam edemeyiz. Çok taraflık iyi demek yetmiyor. Yeni sistemle ilgili kararlar alınmalı. Önümüzdeki yıl çok zor olacak. Yeni bir buhrana girmemeliyiz. Bunun önüne geçmek gerekli" diye konuştu.

Almanya Ekonomik İlişkiler ve Enerji Bakanılığı Ticaretten Sorumlu Daire Başkanı Heinz Hetmeier ise hangi şartlarda çok taraflı anlaşmaların gelecekte olumlu sonuç verebileceğini tartışmanın önemli olduğunu söyledi.

AB üyesi ülkelerin ikili anlaşmalarının gelecek dönemde sürelerini bitireceğini aktaran Hetmeier, şunları kaydetti:

"Bu anlaşmalardan ABD'de 1.400 tane var. Dolayısıyla AB yatırım koruma anlaşmaları içinde bir uyum ve tutarlılık getirebilmek, çalışılacak alanlardan biri olacak. Ayrıca anlaşmazlıkların halli konusu da önemli. Şeffaf prosedürlere ve gerekli bağımsız tahkim kurumlarına ihtiyaç var. Şu anda Avrupa Komisyonu'nun masaya getirdiği yeni teklif temelinde belki de, 'yatırım koruma konusunu ABD'de olduğu gibi daha modernize hale nasıl getirebiliriz ve üçüncü ülkelerle bu hassas konuyla ilgili görüşmelerde bu bir ölçüt oluşturabilir mi' konuları tartışılacaktır."

ABD Ticaret Temsilcisi Yardımcısı ve Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) Daimi Temsilcisi Michael Punke da son 70 yıldır ABD tarihi içinde 6'sı cumhuriyetçi 6'si demokrat olmak üzere 12 ABD başkanı geldiğini ve hepsinin çok taraflı sisteme destek verdiğini söyledi.

ABD sistemi içinde pragmatik davranıldığına dikkati çeken Punke, iki taraflı, çok taraflı ve bölgesel anlaşmaların hep birlikte içinde olduğu bir oyun görüldüğünü ifade etti.

Punke, herkes için pragmatik bir yolla, paydaşların kaygılarını gidererek ticaret yapabilmek için yeni yollar bulabilmenin çok önemli olduğunu anlattı.

- "Hedefimiz esaslı reformları mümkün hale getirmek"

OECD Yatırım Komitesi Başkanı Manfred Schekulin de sistemi reforme etmenin son derece zor olduğunu, OECD'nin bunu denediğini, DTÖ'nün ise gündeme alıp sonra gündemden çıkardığını hatırlattı.

Şimdi bölgesel anlaşmalar üzerinde durulduğuna dikkati çeken Schekulin, hedeflerinin karmaşıklığı ortadan kaldırmak ve esaslı reformları mümkün hale getirmek olduğunu dile getirdi.

Gallen Üniversitesi Uluslararası Ticaret ve Ekonomik Kalkınma Profesörü Simon Evenett de eskiden iş dünyasının devletin piyasadan çekilmesini istediğini belirterek, kriz dönemlerinin en belirgin özelliğinin, saldırgan devlet tutumlarının geri dönmesi olduğunu kaydetti.

Evenett, müdahaleci tutumun sonuçlarının dikkate alınması gerektiğine işaret ederek, küresel ticaret anlaşmalarının, devletlerin neden olduğu belirsizliklerden kaynaklandığını vurguladı.

ABD İş Konseyi Başkan Yardımcısı Shaun Donnelly ise ticaret ve yatırımın aslında farklı aktiviteler olduğunu anlatarak bunların daha ihtiyatlı şekilde koordine edilmesi gerektiğini söyledi.

Colombia Üniversitesi Profesörü Karl P. Sauvant ise doğrudan yabancı yatırımın 3 trilyon dolardan 1,2 trilyon dolara düştüğünü belirterek, "Bence bu düşüşün düzenleyici kurumlarla çok az ilişkisi var. Daha çok krizden kaynaklı bir durum. Aslında bizim daha yüksek ölçüde yatırım akışlarına ihtiyacımız var ki sürdürülebilir ekonomik büyüme ve kalkınma olabilsin" ifadelerini kullandı.

Haber Ara