AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Tullabi, "Arap Baharı devrimlerinin düşmanı, Siyonist oluşumla normalleşmek için yarışan, devrimleri kırmak ve ümmetin yeniden kalkınma fırsatını kaçırmak için stratejiler geliştiren rejimlerdir." dedi.
Tullabi, Libya, Yemen ve Suriye'de başarısızlığa uğraması, Fas ve Tunus'ta ise kısmi başarısı sebebiyle, Arap Baharı'nın herhangi bir normalleşme girişimini engelleyemediğini belirtti.
- Anlaşmanın yansımaları sınırlı kalacak
İsrail ile BAE arasındaki normalleşme anlaşmasının olası yansımaları ile ilgili Tullabi, Arap ve Müslüman halkların İsrail ile normalleşmeyeceği için resmi düzeydeki sınırlı etkisi dışında büyük ölçüde bir etkisi olmayacağını belirtti.
Arap halklarının normalleşmeyi Filistin topraklarının sonsuza dek Yahudilere ait olduğunu tanımak olarak gördüğünü vurgulayan Tullabi, BAE'nin normalleşme adımının, ülkelerin siyasi tutumuna yönelik etkisinin sınırlı olacağını aktardı.
- İsrail bölgeyi küçük parçalara bölmek istiyor
İsrail'in nüfus ve coğrafi yönden küçük olduğunu ancak şimdi bölgedeki devletleri küçük parçalara bölerek yönetmek için strateji geliştirdiğini kaydeden Tullabi, siyasi, coğrafi ve nüfus bakımından küçük olan BAE'nin de Orta Doğu ve Kuzey Afrika'yı yönetmede İsrail'e ortak olmak istediğini söyledi.
"İsrail ve BAE'nin stratejisi, gelecek on yıllar içerisinde Arap dünyasının küçük parçalara dönüştürülmesi üzerine kurulu. Başlangıç da Yemen parçalanarak küçük oluşumlara dönüştürülmesiyle oldu." diye konuşan Tullabi, halkın normalleşmeye karşı olması nedeniyle bunun uzun sürmeyeceği öngörüsünde bulundu.
- Fas normalleşmeye karşı
Ülkesinin normalleşme anlaşmasıyla ilgili tutumuna yönelik ise Tullabi, "Rabat İsrail ile normalleşmeyecek. Daha önce de ABD Başkanının damadı ve danışmanı Jared Kushner'e, halkta büyük tepkilere neden olabileceği için bu tehlikeli konuların konuşulamayacağı söylendi. En ufak siyasi olgunluğa sahip her siyasi rejimin Fas gibi bir tutum takınması gerektiğini düşünüyorum." diye konuştu.
Devletlerin, ABD'den gelen İsrail'le normalleşme çağrılarını Sudan gibi reddedebileceğini belirten Tullabi, Sudan'ın tutumunu çok beğendiğini söyledi.
Sudan hükümeti, kendisinin seçilmiş bir hükümet olmadığı için bu tür konularda karar verme yetkisi bulunmadığını belirterek, yaptırımların kaldırılmasıyla normalleşme meselesinin birbirinden ayrılmasını istemişti.
Sudan'ın ciddi ve kararlı duruşunun, normalleşmeye karşı koymak isteyenlerin moralini yükselteceğini ve birçok Arap tutumuna olumlu yönde yansıyacağını belirtti.
