Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuklu sanık Uğur Koçyiğit, bulunduğu cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlandı.
Uğur Koçyiğit'in annesi tutuksuz sanık Huriye Koçyiğit ile Eylül'ün annesi Şerife, babası Halil İbrahim Yağlıkara ve müdahil Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatı duruşma salonunda hazır bulundu.
Mahkemeye mazeret dilekçesi gönderip yeni tip koronavirüs (Kovid-19) nedeniyle karantinada bulunduğunu belirten sanık Uğur Koçyiğit'in avukatı Tolgahan Aydın, duruşmaya katılmadı.
Duruşmayı sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri de takip etti.
Duruşmada söz verilen cumhuriyet savcısı, esas hakkındaki görüşünü tekrarladı. Savcı, sanık Uğur Koçyiğit'in, "çocuğu kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet, "çocuğu hürriyetinden yoksun kılma" suçundan 21 yıl, "çocuğun nitelikli cinsel istismarı" suçundan 27 yıla kadar hapis cezasına çarptırılmasını talep etti.
Savcı, sanık Huriye Koçyiğit'in de "çocuğu hürriyetinden yoksun kılma" suçuna yardımdan 8 yıl, "kasten adam öldürme" suçlarına yardım ettiği gerekçesiyle 20 yıla kadar hapis cezasına çarptırılmasını istedi.
Mahkeme Başkanı daha sonra mağdur vekillerine esas hakkındaki mütalaaya karşı diyeceklerini sordu. Yağlıkara ailesinin avukatlarından Hikmet Tepe, savcılık makamının sanık Uğur Koçyiğit ile ilgili taleplerine katıldıklarını belirtti.
Sanık Huriye Koçyiğit'in "yardım" değil "azmettirme" suçunu işlediğini savunan avukat Tepe, Uğur Koçyiğit'in cinsel istismarın ardından çocuğu serbest bıraktığını, fakat annesinin olayı öğrendikten sonra suç delillerini ortadan kaldırma adına öldürme fikrini oğluna verdiğini öne sürdü.
Ailenin avukatları, her iki sanığın üst sınırdan cezalandırılmalarını talep etti.
Eylül Yağlıkaranın babası Halil İbrahim Yağlıkara, başka Eylül'lerin yaşaması için sanıkların en ağır biçimde cezalandırılmalarını istediğini söyledi.
Anne Şerife Yağlıkara da sanıkların en ağır cezayı almalarını istediğini belirterek, "Bir anne olarak içim yanıyor. Evladım gelmeyecek ama bunların en ağır şekilde cezalandırılmalarını istiyorum. Başka anneler de yanmasın. Hepiniz anne babasınız. Beni can evimden vurdular, unutulmayacak bir acı bıraktılar. Ben bunları gördükçe her gün ölüyorum. Anne olarak sizlere yalvarıyorum, en ağır şekilde cezalandırılsınlar." dedi. Şerife Yağlıkara'nın gözyaşlarını tutamadığı görüldü.
- Suçlamaları reddettiler
Sanık Huriye Koçyiğit, o tarihte köyde olmadığını, bu nedenle azmettirme eylemini gerçekleştirmediğini ileri sürdü. Huriye Koçyiğit, "Eylül'ü de babasını da ben büyüttüm. Eylül kucağımda büyüdü. Eylül'ü öldürmek için bir sebebim yok." dedi.
Huriye Koçğit'in avukatı ise azmettirme suçlamasını kabul etmediklerini, mütalaaya da katılmadıklarını, beraat talebinde bulunduklarını söyledi.
Üzerine atılı suçlamaları kabul etmeyen sanık Uğur Koçyiğit de hakkındaki ifadelerde çelişkiler bulunduğunu öne sürüp, "Olay günü köye geliş nedenim Ömer Yağlıkara'nın elektrik arızasını gidermekti. Bu kişinin ifadesinde de söylediği gibi saat 12.00 gibi tarladan ayrıldım. Tarla ile köyün arasında 12 kilometre patika bir yol bulunuyor. Saat 12.30 gibi Eylül'ü aldığım söyleniyor. Fakat saat 13.15'te Eylül'ü köy meydanında bisikletle gördüğünü belirten tanıklar var." diye konuştu.
Uğur Koçyiğit, köy muhtarı ve olay günü köyde bulunan jandarma personelinin dinlenmesini talep etti. Koçyiğit, ayrıca, maktulde tecavüz bulgusu olup olmadığına ilişkin uzman görüşü alınmasını istedi.
Daha sonra kararını açıklayan mahkeme heyeti, Uğur Koçyiğit'in avukatı Tolgahan Aydın'ın mazeretinin kabulüne karar verdi ve mütalaaya karşı beyanları ile son savunmasını hazırlaması için avukata süre verdi.
Sanık Huriye Koçyiğit'in tutuklanma talebi, duruşmaları takip etmesi ve kaçacağına dair somut bir delil bulunmaması gerekçesiyle reddedildi. Uğur Koçyiğit'in tutukluluk halinin devamına karar veren mahkeme, duruşmayı 6 Kasım'a erteledi.
Duruşmanın ardından Eylül Yağlıkara'nın babası, sanıklara "Katiller, senaryo hazırlamışlar." diye tepki gösterdi.
- Adliye önünde açıklama
Duruşmanın ardından anne Şerife ve baba Halil İbrahim Yağlıkara ile avukatları adliye önünde basın açıklaması yaparak, sanıkların en ağır cezayı almasını beklediklerini söyledi.
Duruşmayı takip eden Saadet Öğretmen Çocuk İstismarı ile Mücadele Derneği (UCİM) Genel Başkanı Saadet Özkan, ailenin yanında olduklarını dile getirdi.
Eylül Yağlıkara, 22 Haziran 2018'de kaybolmuş, arama çalışmaları sonucu cesedi bir hafta sonra son görüldüğü yerin birkaç kilometre uzağında toprağa gömülü bulunmuştu.
