Dolar

32,3374

Euro

34,8108

Altın

2.390,60

Bist

10.276,88

Erdoğan: Kudüs Müslümanların kırmızı çizgisidir

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Donald Trump'a seslenerek 'Kudüs Müslümanların kırmızı çizgisidir' dedi.

7 Yıl Önce Güncellendi

2017-12-05 12:16:11

Erdoğan: Kudüs Müslümanların kırmızı çizgisidir

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ABD Başkanı Donald Trump'a "Sayın Trump, Kudüs Müslümanların kırmızı çizgisidir" dedi.

İşte Erdoğan'ın açıklamaları:

KUDÜS AÇIKLAMALARI

"Amerika'nın Kudüs'ü İsrail'in başkenti tanıma kararı almaya hazırlandığı yönündeki haberlerle ilgili üzüntülerimi ifade etmek istiyorum. Kudüs, Sayın Trump Müslümanların kırmızı çizgisidir. Filistin halkının yaraları kanamaya devam ederken, her gün hak ihlalleri, zulümler sürerken İsrail'e destek mahiyetinde böyle bir kararın alınması değil, uluslararası hukukun ihlali değil insanlık vicdanına vurulmuş ağır bir darbedir. İslam işbirliği teşkilatı dönem başkanı olarak bu konunun sonuna kadar takipçisiyiz. Eğer böyle bir adım atılacak olursa 5-10 gün içerisinde İslam İşbirliği Teşkilatı Liderler Zirvesini İstanbul'da toplayacağız. Sadece bununla da kalmayacağız. Bu liderler zirvesiyle birlikte, tüm İslam dünyasını o zirvede hareketlendireceğiz. Amerika bütün işleri bitirdi de şimdi de bu mu kaldı? Şu anda Netanyahu İsrail'de kendi iç hesaplaşmalarını bitiremiyor. Biz, kesinlikle son ana kadar buradaki mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz. Kaldı ki bu bizim diplomatik ilişkilerimizi İsrail'le koparmaya kadar gidebilir. Amerika'yı bölgedeki sorunları daha da derinleştirecek böle bir adım atmaması konusunda buradan ikaz ediyoruz, böyle bir adım atamazsınız. Artık dünya bir bütündür. Bu bütünün içerisinde sizler ben istediğim gibi hareket ederim noktasında hareket ettiğinizde bölgede doğacak sıkıntıları göz ardı edemezsiniz." 

ABD'YE IŞİD ELEŞTİRİSİ

"Şimdi buradan bir şey açıklıyorum. Rakka operasyonundaki DEAŞ militanlarının sürüleceği yer neresi biliyor musunuz? Mısır Sana Çölü, oraya. Ve orada onlar istihdam edilecekler. Görevlerini daha sonra yakından takip edeceğiz. Lafa gelince hassasiyetlerinize saygı duyuyoruz deyip de sahada her türlü ihaneti yapan bir müttefikle kendimize nasıl ortak bir gelecek kurabiliriz? Bugüne kadar dost kabul ettiğimiz güçlerin personeline zarar vermeme hassasiyetiyle çok dikkatli hareket ettik. Bunun devamı bizim hassasiyetlerimize riayet edilmesiyle mümkündür. Bizi Amerika'da çarmığa germeye çalışanların burnumuzun dibinde terör devleti kurma girişimini herhalde eli kolu bağlı seyredecek değiliz, bunu da böyle bilsinler."

İRAN İLE TİCARET ve REZA ZARRAB DAVASI

"Öncelikle bu davanın gerçekte ne olduğuna bakmakta fayda var. İddianameye bakılırsa davanın konusu Amerika'nın İran'a uyguladığı yaptırımların delinmesine yönelik bir planın ortaya çıkarılmasıdır. Yine iddianameye göre Türkiye İran'dan aldığı doğalgazın parasını kendi bankalarında tutmak yerine, bir takım yöntemlerle asıl alacaklıya yani İran'a aktarmış. Davanın sanıkları bu amaçla Amerika'yı dolandırmak, kara para aklamak gibi işlemler için komplo kurmakla suçlanıyor. Amerika'nın İran'a yaptırımlarını en başta kendi şirketleri olmak üzere, batının değişik ülkeler delmiştir, bundan ya haberleri yok, burada da aynı şekilde provokasyon devam ediyor. Pek çok banka batıda suçlamalarla karşılaşmış ve milyarlarca Euro ödeme yapmışlardır. Ekonomik bir suçun cezasının da ekonomik olacağı sebebiyle, haksız dahi olsa bu işlemlerin takibinin kendi zemininde yapılması gerektiğine inanıyoruz.Ancak burada İran'a yaptırımlara ihlalle ilgili farklı bir yol izlenmiş, ceza davası açılması yoluna gidilmiştir. Duruşmalarda da davanın asıl konusu üzerinde neredeyse hiç durulmadan, ülkemizi karalamaya yönelik mizansen sahnelenmektedir.

Bu davanın Amerikan kamuoyundaki medyasındaki yansımalarına baktığımızda ise bambaşka manzarayla karşılaşıyoruz. Zarrab davasını, Rusya Flynn Trump davasıyla birlikte değerlendiriyor. Amerikan iç siyasetindeki büyük kavganın malzemesi olarak da algılanıyor. Avrupa medyasının da aynı şekilde olduğunu görüyoruz. Ortada FETÖ'nün ve ana muhalefetin güdümündeki bir takım çevrelerin iddia ettiği gibi bir yolsuzluk davası yoktur. Amerika'daki davanın özünde de böyle bir iddia söz konusu değildir, zaten de olamaz. Nasıl 17-25 Aralık'ta yolsuzluk görüntüsü altında ülkemizdeki anayasal düzeni emniyet darbesiyle yıkma çabası varsa, Amerika'daki davada aynı amacı gerçekleştirme niyeti vardır. Davanın iddianamesindeki komplo iddiası doğrudur, ama bu komplo Türkiye'ye karşı kurulmuş bir komplodur."

Haber Ara