'Kenevir Bitkisi ve Genel Kullanım Alanları' ve ‘Kenevirin Endüstriyel Kullanımı' başlıklı iki oturum şeklinde gerçekleştirilen Sanayi Keneviri Forumu; İstanbul Aydın Üniversitesi Gıda Araştırmaları Uygulama Merkezi (GAUM) tarafından, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Atatürk Bahçe Kültürleri Merkezi Araştırma Enstitüsü ve Berkin Enerji paydaşlığında düzenlendi. Kenevir bitkisinin tanınması, üzerindeki engellerin tartışılması ve yeniden ekonomiye kazandırılması için yapılması gerekenlerin değerlendirildiği forumda; iş, akademi ve bürokrasi camiasından önemli isimler bir araya geldi. Yapılan çalışmalar çerçevesinde Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ve diğer bürokratik mekanizmaları harekete geçirmenin de en önemli hedef olduğunun altı çizildi.
Kâğıt, oksijen, ip, urgan, biyopolimer maddeler, enerji, ilaç, gıda, petrokimyanın kullanıldığı her alanda kullanılan ve büyük faydalar sağlayan sanayi kenevirinin tanınmasına katkı sağlaması amaçlanan forumun moderatörlüğünü, Araştırmacı Yazar Dr. Yalçın Koçak üstlendi.
KENEVİR ÇİN'DE KEŞFEDİLDİ
Kenevirin birçok alanda kullanıldığına değinen ve böyle bir bitkinin kullanımının yasaklanmasının ülkemiz için büyük bir kayıp olduğu yorumunda bulunan Gıda Araştırmaları Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Şükrü Karataş, “Sanayi keneviri M.Ö. 2700'li yıllarda Çin'de keşfedildi. 2200 yıldır da Avrupa‘da ve Ortadoğu'da ekimi yapılmaktadır. Türkiye'de ise bu alanda yapılan bu çalışmalar neticesinde kenevir bitkisinin ekimin yaygınlaştırılması ve tarıma kazandırılması amaçlanmaktadır. Sanayi keneviri çok amaçlı kullanılan bir bitkidir. Kullanım alanı bu kadar geniş olan bir bitkinin kullanımının yasaklanmış olması, ülkemiz için ekonomik girdi anlamında büyük bir kayıptır” dedi.
Sanayi kenevirinin sıkıntılı bir bitki olması nedeniyle bilimsel çalışmalarda kullanılamadığına da değinen Prof. Dr. Karataş, “Özelikle ilaç yapımında kullanılan bu bitkinin; tekstil, gıda, tarım sanayinde geniş bir kullanım alanı vardır. Kontrollü bir şekilde bilimsel çalışmaların yapılması da sağlanmalıdır. Dört ayda yetişen bir dönümlük kenevir bitkisi, yirmi beş dönümlük ağacın sağladığı oksijeni sağlıyor. Bunun yanı sıra gıda alanına da baktığımızda kenevirin içinde omega 3, omega 6, omega 9 ve E vitamini bulunmaktadır. Osmanlı döneminde tıp alanında kenevirin, günümüzde kötü amaçlı kullanılması nedeniyle kontrollü ve sınırlı bir şekilde kullanımına izin veriliyor. Nitekim ağırlıklı olarak ilaç sektöründe kullanılan kenevirin diğer sektörlerde de kullanımını yaygınlaştırmamız lazım” açıklamalarında bulundu.
"KENEVİR ELLİ BİN ÜRÜNE DESTEK ÇIKIYOR"
Bu forum ile birlikte kenevir alanında yaptıkları çalışmaları toplumla ve bilim dünyasıyla tanıştırmak istediklerini söyleyen Araştırmacı Yazar Dr. Yalçın Koçak, “Geçen sene yapılan kenevir çalışmalarıyla 1971 yılında yasaklanan ve unutulan bu ürünü Türkiye yeniden keşfetti. Kenevir elli bin ürüne destek çıkıyor. Böylesine çok çeşitli ve iki bin yıllık geçmişi olan bir bitkiyi Anadolu topraklarında yasaklamış olmamız akıllıca değildir. Biz kenevire ‘Yeşil Hazine, Yeşil Enerji' diyoruz. Bu amaçla yaptığımız panelde; kenevirin ekim alanlarını nasıl büyütebileceğimizi ve kenevirin zararlı imajını nasıl ortadan kaldırabileceğimizi tartışacağız” dedi.
"YAĞINDAN İKİ YÜZ ELLİ İLAÇ YAPILIR"
Kenevirin yasaklanmasının ekonomiye zarar verdiğini de ifade eden Dr. Koçak, “Kenevirin dişisinden afyon dediğimiz esrar yapılıyor. Kullanım alanının kötüye kullanılması nedeniyle erkek kenevir de 'zararlı' etiketlemesine maruz kalmıştır. Kenevirin erkeği elli bin sınaî ürününde kullanılabilir. Ayrıca yine erkek kenevir yağından iki yüz elli cins ilaç elde ediliyor. Bunlar çok büyük rakamlar. Bugünkü bilimsel toplantımızın amacı, Türkiye'nin kırk yedi yıldır kaybetmiş olduğu bu değeri tekrar kazanmasıdır. Kenevirin kullanımının durdurulması, bakıldığında ekonomimize de zarar vermiştir” dedi.
"KENEVİR ALANINDAN TRAKYA'YI CAZİBE MERKEZİ YAPMALIYIZ"
Dünyada organik tarım furyası başladığını ve yönetmeliğe göre organik tarımda üretilenlerin organik kenevir çuvalında muhafaza edilmesi gerektiğini de ifade eden Dr. Koçak, “Ancak maalesef Türkiye'nin organik çuval fabrikaları yok. Biz tekrar kenevirle birlikte bu kaybettiğimiz sınaî, sanayi ve endüstriyel tesisleri de kazanmak istiyoruz. Amasya'da, Samsun'da Trabzon'da bu alanda fabrikalarımız var. Ancak ham maddemiz olmadığı için kapandı. Afyon Bolvadin'de alkaloid tesislerimiz var. O tesisler bugün Türkiye'nin vergi rekortmeni. Kenevir ekim alanlarını düzenlemeliyiz. Hatta Trakya'yı da bu işin içine sokmalıyız. Avrupa Komisyonu, Bulgaristan'da otuz bin dekarlık kenevir ekimi için fon veriyor. Bizim bunlarla rekabet etmemiz lazım. Trakya'yı kenevir alanında ayrı bir cazibe merkezi haline getirmemiz gerekiyor” yorumlarında bulundu.
Forumda ayrıca; kenevirle ilgili gerçekleştirilen mevcut yönetmelik düzenlemesinin yeterli olmadığı, kaybedilen zamanın kazanılabilmesinin ancak uluslararası standartlarda yeni bir yasal düzenlemeyle mümkün olduğu, gerekirse bu konuda dünya genelindeki örneklerin de incelenerek ölçüt alınabileceği görüşü ön plana çıktı.