Dolar

34,8824

Euro

36,5647

Altın

3.008,90

Bist

10.058,63

Türkiye ekonomisini 2019’da neler bekliyor?

2018 yılında ciddi sıkıntıların yaşandığı Türkiye ekonomisinde 2019 yılında neler değişecek?

6 Yıl Önce Güncellendi

2018-12-26 14:56:37

Türkiye ekonomisini 2019’da neler bekliyor?

BBC Türkçe'ye konuşan ekonomistler 2018'in dördüncü çeyreğinden 2019'un ikinci yarısına kadar devam edecek olan ekonomik daralmaya işaret ediyor.

Enflasyon rakamlarında önümüzdeki 6 ay boyunca büyük bir gerileme beklenmezken, dış borç ödemelerinin finansmanı için yabancı yatırımcıya ihtiyaç var.

Türk Lirası'nda belirgin biçimde yaşanan değer kaybının devam edip etmeyeceği ise büyük oranda Merkez Bankası'nın duruşuna ve döviz rezervlerinin korunmasına bağlı olacak.

2018 Ocak ayında, yüzde 10,35 olarak gerçekleşen yıllık enflasyon oranı, Ekim ayında son 15 yılda ilk kez yüzde 25 seviyesinin üzerine çıkmış, mobilyada uygulanan KDV'de (Katma Değer Vergisi), beyaz eşya ve motorlu araçlarda uygulanan ÖTV'de (Özel Tüketim Vergisi) indirim ve petrol fiyatlarındaki düşüşle birlikte Kasım ayında ise yüzde 21'e geriledi.

Ekonomistler 2019'un ilk yarısında enflasyonun yüzde 20 üzerinde seyretmesini bekliyor. Yılın ikinci yarısında düşüş görülebilir ancak enflasyon çift haneli rakamlarda kalmaya devam edecek.

Merkezi Londra'da bulunan BlueBay portföy yönetimi şirketinin gelişmekte olan piyasalar masasından stratejist Timothy Ash, 2019'un ikici yarısında enflasyonun para politikasına, kur seviyesine, reel ekonomide ne olacağına ve ekonomik durgunluğun derinliğine bağlı olacağını vurguluyor.

Spinn Danışmanlık Kurucu Ortağı Özlem Derici Şengül ise enflasyonun "yapışkan" olarak tanımlanamayacağını ancak enflasyon görünümündeki bozulmayı geri almanın kolay olmayacağını ifade ediyor.

Derici "İşçi ücretlerine zamlar gelecek, özel sektör de bir miktar ayarlama yapacak ve kira artışları söz konusu olacak. Hepsi enflasyona dayalı olacağı için önümüzdeki dönemin işini epeyce bir zorlaştıracak gibi görünüyor" yorumunda bulunuyor.

Ekonomi 2018'in ilk çeyreğinde yüzde 7,3, ikinci çeyrekte ise yüzde 5,3 büyümüştü. 2018'in üçüncü çeyreğinde ekonominin büyüme ivmesi yavaşlamış ve yüzde 1,6 olmuştu.

Ekonomistler 2018'in son çeyreğinde başlayacak olan ekonomik durgunluğun 2019'un ilk yarısında devam edeceğine dikkat çekiyor. Yılın ikinci yarısında ekonomi pozitif duruma geçebilir ancak yılın geneli için resesyon beklentisi var.

Timothy Ash, geçmişte büyümenin büyük oranda banka kredilerinden beslendiğini ifade ediyor. Bankaların bilançolarında onarma yapmanın, daha az risk alan pozisyona geçilmesiyle mümkün olacağını vurgulayan Ash "Bankalar aslında kredi portföylerini genişletmek istemiyor. Bu nedenle büyümenin gelecek yıl çok zayıflayacağını düşünüyorum. Türkiye oldukça sert bir inişe hazırlanıyor" ifadelerini kullanıyor.

Washington merkezli Uluslararası Finans Enstitüsü (IIF), Avrupa Gelişen Piyasalar Araştırma Birimi Başkan Yardımcısı Uğraş Ülkü, iç talepteki zayıflamayla 2019'un geneli için yüzde 0,9 daralma beklediklerini belirtirken, Özlem Derici Şengül yıl genelinde yüzde 2 daralma olabileceğini belirtiyor.

Yıl içerisinde ABD Doları karşısında TL'deki değer kaybı yüzde 45'e kadar yükselirken, Merkez Bankası'nın politika faizini yüzde 24'e çıkarması ve ABD Türkiye ilişkilerindeki olumlu gelişmeler kurun önemli ölçüde toparlanmasını sağladı.

31 Mart 2019'da gerçekleştirilecek olan yerel seçimler ve dış borç ödemelerinin nasıl finanse edileceği TL'nin değeri üzerinde etkili olacak

Timothy Ash, merkez bankasının seçimlerden önce politik baskılarla faiz indirimini gerçekleştirmesi halinde TL'de tekrar değer kaybının hızlanacağını düşünüyor.

"Bence Merkez Bankası'nın güvenilirliği görece hala zayıf durumda. Faizlerde çok erken bir dönemde indirime giderlerse, piyasa kötü tepki verebilir ve TL'de enflasyonu da tetikleyen aşağı yönlü hareket görebiliriz"

Uğraş Ülkü, Türkiye'nin 2019'da yaklaşık 175 milyar dolar dış borç ödemesi gerçekleştireceğini ve borç finansmanı için yabancı yatırımcının ülkeye çekilmesi gerektiğini vurguluyor.

"Türkiye dış finansman için döviz rezervlerini kullanmak zorunda kalırsa, bunun lira üzerinde olumsuz etkisi olacaktır"

Öte yandan parasal genişleme programına son verdiğini açıklayan Avrupa Merkez Bankası (AMB) ve gelecek sene için faiz artış beklentisini düşüren Amerika Merkez Bankası (Fed) yakından takip edilecek.

Derici "Fed faiz artışı beklentisini düşürmüş olabilir. Ancak parasal sıkılaştırma devam ediyor. Ayrıca Avrupa Merkez Bankası da faizi hemen artıramasa bile, parasal genişleme programını sonlandırmış vaziyette. O yüzden bütün gelişmekte olan ülke kurlarıyla birlikte Türkiye'nin kuru üzerinde yukarı yönlü baskı olacak" ifadelerini kullanıyor.

'Önümüzdeki dönem şirketler biraz daha zorlayabilir'
Dış finansmana bağımlılık, kur riskinin yüksek olması, borcun özel sektör ağırlıklı olarak artmış olması özellikle döviz cinsinden borçlu şirketleri zorluyor.

Derici, önümüzdeki dönemde bu şartların kolay hafiflemesini beklemediğini belirtiyor ve "Zaten zor döneme girildi ama önümüzdeki dönem şirketleri biraz daha zorlayabilir" diye ekliyor.

Eylül ayında işsizliğin yüzde 11 olduğunu hatırlatan Derici, "Son çeyrekteki daralmanın etkileri yansımadan oran yüzde 11'in üzerinde. Bu yıl içerisinde bir takım kamu destekleri olabilir. Ama özel sektör tarafında zayıflık devam edecek ve en azından önümüzdeki 6 ayda işsizlik oranının arttığını göreceğiz" diyor.

Timothy Ash reel sektörde, bankacılık ve kredi piyasası bakımından bazı gizlenmiş sorunların olduğunu ve çözümü için zaman gerektiğine dikkat çekiyor.

Ash, geçmişteki resesyonları göz önünde bulundurduğunda toplanmanın hızlı gerçekleştiğini ifade ederek "Türkiye nüfus, girişimci ruh, kamu finansmanı ve bankacılık sektörü bakımından iyi durumda" diye vurguluyor.

SON VİDEO HABER

Polis memuru, ölümüne neden olduğu gencin ailesinden af diledi

Haber Ara