Dolar

32,3374

Euro

34,8108

Altın

2.390,60

Bist

10.276,88

Sıra üretime geçilecek

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu'nun (EPDK), Akkuyu Nükleer Santrali için 49 yıllığına üretim lisansı vermesiyle tesis inşaatının hızlanması bekleniyor. 20 milyar doların üzerinde bir yatırım öngörülen dev proje inşaatında yaklaşık 8 milyar dolarlık iş hacmi Türk şirketlerince karşılanacak. Akkuyu'da 2023'te enerji üretimine geçilmesi hedefleniyor.

7 Yıl Önce Güncellendi

2017-06-17 08:13:54

Sıra üretime geçilecek

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu'nca (EPDK), Akkuyu Nükleer Santrali A.Ş'ye 49 yıllığına üretim lisansı verildi. Türkiye'nin ilk nükleer güç santrali olan bu tarihi proje için anlaşma; Türkiye ve Rusya arasında 2010 yılında imzalanmıştı. Nükleer santralin ÇED raporu ise Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 1 Aralık 2014'te onaylanmıştı. Bu çerçevede, yıllık 8 bin saatlik çalışma süresi ile görev yapacak olan 4 bin 800 MW kurulu gücündeki santralin tamamen işletmeye alınmasından sonra Türkiye'deki elektrik enerjisi talebinin yaklaşık yüzde 6-7 kadarını karşılaması öngörülüyor. Enerji Ekonomisi Derneği Başkanı Prof. Dr. Gürkan Kumbaroğlu, Cumhuriyetin 100. kuruluş yıldönümü olan 29 Ekim 2023 tarihinde tamamlanacak olan nükleer santalin ülke ekonomisine doping etkisi yapabileceğini belirtti.

8 MİLYAR Ş YERLİ FİRMALARIN CEBİNE

20 milyar dolara mal olması beklenen nükleer santralin yaklaşık 8 milyar dolarlık bölümünün Türk şirketleri tarafından karşılanabileceğine dikkati çeken Kumbaroğlu, "Bu ifadeyi 8 milyar doların yerli firmaların cebine gireceği olarak da okuyabiliriz" dedi. Kumbaroğlu, Akkuyu NGS'deki söz konusu gelişmenin ardından gözlerin yeniden Türkiye'nin nükleer enerji yolculuğuna çevrildiğini söyledi.

TESİSTE İŞLER HIZ KAZANACAK

Kumbaroğlu, şöyle konuştu: "Uzmanlar, Akkuyu Nükleer AŞ'ye 49 yıllığına üretim lisansı verilmesini, kritik bir psikolojik eşiğin daha aşılması olarak görüyor. Ayrıca üretim lisansıyla birlikte, Akkuyu'da işler hız kazanacaktır. Nükleer güç santrali projelerinin özelliklerini ve özel emniyet gereksinimlerini karşılayan, uluslararası standartlarda çalışan tedarik zinciri şirketleri için de bu projeyle beraber büyük bir pazar ortaya çıkmaktadır. Ayrıca nükleer santrallere yönelik oluşan kapasite uzay, havacılık ve savunma gibi yüksek katma değerli ileri teknoloji sanayi kollarının gelişmesine öncülük edecektir."

Haber Ara