Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

'Kıdem tazminatının BES'leşmesi, Türkiye için muhteşem bir fırsat'

İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, Türkiye'nin kıdem tazminatını bir türlü gündemine sokamadığını belirterek, 'Burada Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) gibi her ay bir kesinti yapılabilir. Devletin de desteğiyle BES'te neredeyse 80 milyar liralık bir fon birikti. Buna yakın bir fonun kıdem tazminatından da doğması mümkün. Kıdem tazminatının BES'leşmesi, Türkiye için muhteşem bir fırsat.' dedi.

7 Yıl Önce Güncellendi

2018-02-17 21:08:27

'Kıdem tazminatının BES'leşmesi, Türkiye için muhteşem bir fırsat'

İSO Başkanı Bahçıvan, "İş Dünyası Söyleşileri" kapsamında AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.

İstihdam konusunda sanayici tarafından en büyük problemin yetenekli eleman bulabilmek olduğunu anlatan Bahçıvan, hizmet sektörünün son yıllarda yeni işe başlayacak kişiler arasında çok daha cezbedici hale gelmeye başladığını söyledi.

Bahçıvan, sanayi için mutlak suretle bir mesleki eğitim formasyonu alan eleman ihtiyacı söz konusu olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:

"O konuda ne yazık ki 28 Şubat süreci ile başlayan mesleki okullarının kökten tırpanlanmasının oluşturduğu açık, kendini günümüzde aşırı şekilde gösteriyor. Son dönemlerde tekrar bir meslek liselerine dönüş yönünde bir çaba var ama bu biraz zaman alacak bir konu. Türkiye'nin mutlak suretle mesleki eğitim konusunu kökünden çözüp, üniversite kapılarında bu kadar genç biriktirmek yerine, hayata çok daha erken başlayabilecek güçlü bir mesleki eğitimden geçen gençler yetiştirip, sanayinin de arzu ettiği yetişmiş iş gücüne erişebilmesi noktasında hızlı ve reformist çalışmalara ihtiyacı var ki adım adım bu başladı."

İşsizliği önleme konusunda eksiklerin olduğunu belirten Bahçıvan, hala esnek ve evden çalışma modeline geçilemediğini, bu modellerin büyük kazanç sağlayacağını dile getirdi.

"DÖVİZLE BORÇLANMADA ÖLÇÜ KAÇTI"

Erdal Bahçıvan, dövizle borçlanmaya getirilen sınırlamaya değinerek, bunun döviz kazancı olmayan şirketlerin borçlanmasının önüne set çekerek, muhtemel problemleri önden kesmek adına son derece doğru bir karar olduğunu ifade etti.

Döviz kredisi kullanan firmaların mutlaka döviz girdi ve çıktısını dengelemesi gerektiğine dikkati çeken Bahçıvan, "İnşaatçı da perakendeci de dövizle borçlanıyor. Ölçü kaçtı. Bankacının perakende ve inşaatla uğraşan insana demesi lazım ki 'kardeşim sen dövizle borçlanıyorsun ama senin döviz getirin sıfır.' Finans sektörü oportünist. Onun için bu kadar serbest bırakmamamız lazım. Tüketici olduğunuzda peşinizden koşan bankacı, iş üretici olup proje ürettiğinizde, hayalin peşinde koştuğunuzda yok oluyor. Bunun için bunları birtakım regülasyonlarla düzenlemek lazım. Liberalizm demek herkes her istediği alanda serbest olsun demek değil." değerlendirmesini yaptı.

"TAHVİL KONUSUNDA TÖKEZLEMEYE BAŞLADIK"

İSO Başkanı Bahçıvan, sermaye piyasalarının mutlaka güçlenmesi gerektiğini vurgulayarak, "Dünyaya baktığınızda bu kadar sanayi ile finansmanın banka ilişkili olduğu başka bir ülke yok. Özkaynağımız maalesef yeterli olmadığı için para ihtiyacı duyduğumuzda gittiğimiz yer banka. Dünyada tahvil var mesela. Bu konuda ne yazık ki iyi başladık ama yine tökezlemeye başladık gördüğüm kadarıyla. TL bazlı sermaye piyasasının eli güçlü ve bol olduğu zaman, sizin ihtiyacınızı çok daha farklı bir şekilde karşılayabileceğiniz kaynaklar oluşmaya başlıyor. Tahvil bunlardan biri ve çok önemli bir enstrüman." dedi.

Yeteri kadar derinlik olmadığı için sanayi sektörünün sermaye piyasalarına mesafeli olduğunu anlatan Bahçıvan, şunları söyledi:

"Bizim sadece bankalara takılı kalarak, sadece bankalar üzerinden Türk sanayisinin finansman ihtiyacını çözmemiz mümkün değil. O dar üçgende kaldığı müddetçe kısır bir döngüye dönüyor bu iş. Mutlaka hacmi büyütmemiz lazım. Sermaye piyasalarını, tahviller, halka arzlar gibi enstrümanlar ile güçlendirmemiz lazım. Baktığımızda Türkiye, sermaye piyasasını derinleştirebilecek çok önemli bir enstrümanı kullanmıyor. Bizim sanayi odası olarak üzerinde durduğumuz ve çok doğru olduğunu savunduğumuz bir konu var o da kıdem tazminatı. Ne yazık ki Türkiye kıdem tazminatını bir türlü gündemine sokamıyor. Özellikle sendikaların bu konudaki katılığını hala anlamış değilim.

Bugün çalışanın birikimini siz kuruma kime emanet ediyorsunuz. Güçlü kurumlarda bir şey olamaz ama sokakta müessesesini koruyamayan bir sürü tüccar var. Onlar battığı zaman, yanında 10-15 yıl çalışan işçinin de kendisine emanet ettiği tazminatı da gidiyor. Türkiye'de yüzde 90'a yakın kıdem tazminatı alamıyor. Kıdem tazminatının şu andakinin riski o kadar büyük ki… Burada BES gibi her ay bir kesinti yapılabilir. Devletin de desteğiyle BES'te neredeyse 80 milyar liralık bir fon birikti. Buna yakın bir fonun kıdem tazminatından da doğması mümkün. Sermaye piyasaları için de muazzam bir havuz. Kıdem tazminatının BES'leşmesi, Türkiye için muhteşem bir fırsat."

"AR-GE MERKEZLERİ İZİNİ ALAN FİRMA SAYISI 500'Ü GEÇTİ"

Erdal Bahçıvan, yerli otomobil için kurulan konsorsiyuma ilişkin, "4-5 güçlü grubun bir araya gelmesi bile çok önemli. Türkiye'de biz ortaklık kurmayı pek beceremiyoruz. Her biri kendi alanında ve kendi birikimleri ile çok önemli ve güçlü olan Türkiye'nin nadide grupları bir araya geldi. Hedef de çok iddialı. Cumhurbaşkanımızın önemsediği bir konu bu. İnşallah en azından bu ortaklığın başarısı adına hedefe ulaşmak doğru ve güzel olur. Önümüzdeki günlerde açıklama yapacaklardır diye düşünüyorum." ifadelerini kullandı.

Ar-Ge merkezleri teşviki konusuna değinen Bahçıvan, "Bu konuda son derece iyi gidiyoruz. Ar-Ge merkezi izini alan firma sayısı sanırım 500'ü geçti. Çok doğru bir teşvik modeli. Yansımalarını orta vadede kesin göreceğiz. Önümüzdeki dönemde o işi doğru yatırım yapan, besleyen firmalarımız mutlaka bunun karşılığını alacaklardır. Tartışmasız verilen teşviklerin içinde niteliği en yüksek olan, katkı sağlayan en önemli teşvik sistemidir. Her sektörün Ar-Ge'den pay alması gerek." dedi.

"SANAYİ 4.0 VE SANAYİDE DİJİTALLEŞME KONULARINDA KÖTÜ DEĞİLİZ"

İSO Başkanı Bahçıvan, sanayide dijitalleşme ve sanayi 4.0 konularına yönelik görüşlerini paylaşarak, yatırım iklimine girilmesi ile bu konuların daha fazla konuşulacağı ve gündemde kalacağını söyledi.

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü'nün bu konulara çok değer verdiğini anlatan Bahçıvan, "İSO olarak da önümüzdeki çok yakın bir zamanda sanayi 4.0, sanayide dijitalleşme boyutu ile üyelerimizin hayatına giren farklı birtakım çalışmalar yapacağız. Burada bir danışman, belki yol gösterici olma noktasında yer alacağız. İSO olarak bu konuyu kendimize sorumluluk ve önemli bir gelecek vizyonu olarak görüyoruz. Kısa vadede bu konu ile ilgili çalışmalara başlayacağız. Firmalar açısından da baktığımızda kendini buraya kanalize etmeye çalışan firmalarımız var. Bu konuda belki dört dörtlük değiliz ama çok da kötü değiliz. Sanayi 4.0 ve sanayide dijitalleşme konularında en azından konuşulan ve tartışılan bir noktaya doğru gidiyoruz." şeklinde konuştu.

Bahçıvan, Türkiye'nin Sanayide Strateji Belgesi konusunu çok güçlü takip edemediğini ve ilk baştaki heyecanını koruyamadığını belirterek, bu nedenle tam amaca ulaşılamadığını dile getirdi.

Sanayinin en önemli konularından birisinin yerleşim olduğuna dikkati çeken Bahçıvan, şöyle devam etti:

"Bizim İstanbul'un dağınık duran sanayileşmesinin, daha derli toplu bir Organize Sanayi Bölgesi (OSB) boyutuna dönüştürülmesi noktasında bir talebimiz var. İstanbul'da artık daha kalıcı, her 10-15 yılda bir göç etmeyen, daha uzun vadeli yerleşik boyutta bir OSB mantığı… Burada önerimiz; tapunun da sanayiciye verilmeyeceği, 49 yıl gibi uzun yıllar devlet tarafından kiralama yöntemine dayanan bir sanayi modelinin olması. Bu boşu boşuna bina ve arsaya sermaye bağlanmasının da önüne geçecektir.

Israrla arsa ve fabrikanın sanayicinin kendisinin olmamasını düşünenlerdenim. Anadolu ve Avrupa yakasında, en azından 2 temel nokta belirleyip, devletin de tapu satar değil, uzun yıllar kiralayan mantıklı bir model. Finansman sıkıntısını aslında en önemli çözecek konulardan biri bu. Sanayici çok çok önemli bir sermayeyi, daha işin başında fabrikayı kurarken binaya veriyor. En azından sanayicinin işini büyütebileceği bir sermaye cebinde kalmış olacak. Bu konuya bakanımız da sıcak bakıyor. Yeni OSB belgesi oluşturma noktasında alan ihtiyacı var. İSO'nun 2018'de çalışma alanlarından biri de bu olacak."

Bahçıvan, İSO'nun bu yılki gündeminde sanayi sektörünün finansman sorunu, nitelikli istihdam, dijitalleşme ve sanayi 4.0 konularının bulunduğu bilgisini vererek, kıdem tazminatı konusunu da tekrar gündeme getireceklerini sözlerine ekledi.

Haber Ara