Atalay, Türk-İş Başkanlar Kurulu toplantısının ardından basın mensuplarına yaptığı açıklamada, gündemdeki konulara ilişkin toplantı gerçekleştirdiklerini, yeni normalleşme sonrası bu alanda önemli bir toplantı yapıldığını söyledi.
Kıdem tazminatı konusunun ülke gündeminde olduğunu anımsatan Atalay, Türkiye'de çalışanların yüzde 94'ünün kıdem tazminatını aldığını, diğerlerinin de çeşitli nedenlerle mahkeme süreci sonrası 6 ila 12 ay içerisinde kıdem tazminatını alabildiğini belirtti.
Kıdem tazminatı düzenlemesini eleştiren Atalay, "Yapılmak istenen düzenleme işçilerin, çalışanların lehine değil. Kıdem tazminatı işçilerin en önemli güvencesi. Yıllarca döktüğü terin, verdiği bir ömrün karşılığı. Bu noktada kıdem tazminatı çalışma hayatının, işçi-işveren tarafının temel direği. Aradan kıdem tazminatını çektiğiniz zaman çalışma hayatının sistemi çöker." diye konuştu.
Atalay, kıdem tazminatı düzenlemesinin kabul edilecek bir tarafı olmadığına işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Düğün yapan, hasta olan, ev alana bu paranın yüzde 30'u verilecek. Şöyle bir düşündüğümüz zaman ev alma, düğün yapma 25-35 yaş arasında oluyor. Yüzde 30'da o zamana kadar 6 bin lira toplanacak. Buzdolabı, çamaşır makinesi parası, bunun kabul edilecek bir tarafı yok. Sayın Cumhurbaşkanımızın her ortamda bir ifadesi var, 'Taraflar anlaşmadan bunu benim önüme getirmeyin.' Şu anda işverenler, sendikalar karşı. Bu kıdem tazminatı açıklamaları, bu çalışmalar bizim verimliliğimizi düşürüyor, huzurumuzu bozuyor, iş kazaları artıyor, evimizin huzuru bozuluyor."
Ülke gündeminden kıdem tazminatı konusunun bir an evvel çekilmesi gerektiğini, konunun kabul edilebilir bir tarafının olmadığını vurgulayan Atalay, kıdem tazminatı açıklamalarının her ortamda huzur bozduğuna dikkati çekti.
Türk-İş'in 21, 22 ve 23'üncü Genel Kurul kararlarına değinen Atalay, şöyle devam etti:
"Türk-İş yönetimi, başta şahsım olmak üzere bu genel kurul kararları, herkesin bildiği gibi grev kararıyla ilgili... Şiddet dilini, nefret dilini Türk-İş topluluğu bu güne kadar kullanmadı. Grev, genel grev bizim çok keyif aldığımız, mutlu olduğumuz bir şey değil ama başka çaremiz yok. Türk-İş üyeleri yaklaşık 1 milyon 100 bin, örgütlü toplum 2 milyon civarında, 15 milyona yakın örgütlü toplum var. Sokak sokak, köy köy, kahve kahve, her berberde, her lokantada, ortamda bu meseleyi ülke gündemine anlatırız.
Ülkenin bütün vilayetlerinde pazartesi günü 81 il temsilcimiz bununla ilgili yaptırdığımız 1,5 milyona yakın el ilanını dağıtacak. İhtiyaç olduğu zaman sendikalar da bunu dağıtacak. Kıdem tazminatı kalkarsa ne benim burada oturmama gerek var ne Türk-İş yönetiminin burada durmasına gerek var ne de buradaki başkanların bu görevi sürdürmesine gerek var. Kıdem tazminatı yoksa sendikalara gerek yok, kıdem tazminatı yoksa sendikacılığa da gerek yok. Yeteri kadar sıkıntımız, problemimiz var, bir sıkıntıya, bir kargaşaya ülkeyi sürüklemenin bir anlamı yok."
Atalay, her zaman yapıcı hareket etmeye çalıştıklarına işaret ederek, "Buradan bir kez daha ülkeyi yönetenlere, Sayın Cumhurbaşkanımıza sesleniyorum, bu meselede sizin ifade ettiğiniz gibi tarafların mutabakatı yok. Bu meseleyi toplum 'kıdem tazminatı kalkıyor' diye anlıyor, şahsım, Türk-İş Başkanlar Kurulu öyle anlıyor, üyelerimiz öyle anlıyor. Onun için buradan bir kez daha sesleniyorum. Bu konuyu ülke gündeminden çıkarın." ifadelerini kullandı.