Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Kaçak ve sahte ürünlerin Türkiye'ye kaybı: 26 milyar TL

MKG’nin açıkladığı rapora göre kaçak, sahte ve taklit üründe Çin’in ardından dünya 2’ncisi olan Türkiye’nin yıllık vergi kaybının 7,2 milyar dolar olduğu ortaya kondu.

8 Yıl Önce Güncellendi

2017-03-24 12:06:07

Kaçak ve sahte ürünlerin Türkiye'ye kaybı: 26 milyar TL

Türkiye'de yatırım yapan şirketlerin oluşturduğu Marka Koruma Grubu (MKG), Ekonomi Gazetecileri Derneğiyle birlikte, 'Türkiye'de Marka Olmak' başlıklı bir çalıştay düzenledi. İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirleri Odası (İSMMMO) Hizmet ve Kültür Binasındaki çalıştayda, '21. Yüzyılın Sorunu Kaçak, Taklit ve Sahte Ürünler' isimli raporun sonuçları açıklandı. Doç. Dr. Ümit İzmen'in OECD endekslerini kullanarak hazırladığı rapor, Türkiye'deki kayıt dışı ticaretin boyutunu gözler önüne serdi.

TAKLİT ÜRÜN ALAN DA MARKAYI SUÇLUYOR

Rapora göre; Türkiye'de kaçak, taklit ve sahte ürün piyasasının büyüklüğü yaklaşık 17,2 milyar dolar. Devletin kaçak ticaret nedeniyle uğradığı vergi kaybı yaklaşık 7,2 milyar dolar. Türkiye, dünyada en çok sahte ürün ele geçirilen ülkeler sıralamasında Çin'in ardından ikinci sırada yer alıyor. Taklit ve sahte ürün piyasasında ilaçta Hindistan, gıdada Mısır, parfüm ve kozmetikte Türkiye'nin adı öne çıkıyor. Kaçak, sahte veya taklit ürün kullananların yüzde 78'i, sahte ürün sitesinde buldukları ürünler yüzünden markayı suçluyor. G20 ülkelerinde her yıl sahte ürünler yüzünden 3 bin kişi hayatını kaybediyor.

“KAÇAK OLMASAYDI, ALTI TANE DAHA HIZLI TREN PROJESİ YAPILIRDI"

Raporun çıktılarının tartışıldığı panelde konuşan MKG Sözcüsü Dr. Ali Ercan Özgür, teknolojideki gelişmeler ve makroekonomik politikalar gibi etkenlerin taklit ve kaçak ürün piyasasında artışa yol açtığını belirterek “Ülkemizde sahte, kaçak ve taklit ürünlerin yarattığı pek çok sorun alanı var. Yasa dışı ticaret nedeniyle devletin uğradığı vergi kaybı 7,2 milyar dolar. Çalışmalara göre böyle bir kayıp, 90 bin kişilik istihdama ya da altı tane İstanbul-Ankara uzunluğunda hızlı tren projesine denk geliyor. Ülkemizde taklit, kaçak ve sahte ürünlerle mücadelede etkili sonuçlar almak için yapılacak çok şey var. Raporda da altı çizildiği gibi yasal düzenlemelerin yanı sıra cezaları daha caydırıcı hale getirmek gerekiyor. Bunun yanı sıra yetkili merciler, hak sahipleri birlikleri ve diğer paydaşlar arasında etkili diyalog ortamını oluşturmamız şart. Orijinal üreticinin ve tüketicinin desteklenmesine yönelik programların artırılması, arz ve talebi şekillendiren toplumun bilinçlendirilmesi için çalışmalar yapılması büyük önem taşıyor. Kaçak, sahte ve taklide karşı kolluk kuvvetleri arasındaki işbirliğinin iyileştirilmesinin yanı sıra fikri mülkiyetle ilgili idari ve teknik kapasite oluşturma faaliyetleri de önceliğimiz olmalıdır” dedi.

“KÜRESEL MARKA TAKLİDİYLE EKONOMİYİ GÜÇLENDİRMELİYİZ"

Panelin konuşmacılarından Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) Yönetim Kurulu Başkanı Tarkan Kadooğlu da, Türkiye'nin OECD ülkeleri arasında kayıt dışı rekortmeni olduğunu vurgulayarak “Bugün, dünyanın en hızlı büyüyen ekonomileri arasında bulunan, gücünü üretimden ve nitelikli genç iş gücünden alan, 350 milyar dolardan fazla dış ticaret hacmi olan Türkiye'nin gücüne ve potansiyeline yürekten inanıyoruz. Ancak Türkiye'nin, dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına girebilmesinin tek yolu, yüksek katma değerli üretimden ve bu topraklardan küresel markalar çıkarmaktan geçmektedir. Hak ettiğimiz yere de küresel markaların taklitlerini yaparak ulaşamayacağımız ortadadır. Öncelikle zihinsel bir değişim ve dönüşüm şarttır” diye konuştu. Panelde söz alan İSMMMO Başkanı Yücel Akdemir de “Çok konuşulmayan bir konu olsa da marka meselesi ekonominin en ciddi sorunlarından biridir. Bu sorun Türkiye'de o kadar ciddi boyutlara geldi ki biz bile odamızın adını tescil ettirmek zorunda kaldık” derken, Ekonomi Gazetecileri Derneği Başkanı Celal Toprak ortak aklın önemine değindi.

Haber Ara