Dijital ve kripto paralar konusunda politika yapıcıların da kafası karışık. Kripto paralara yatırım yapmayı düşünenlerin, çeşitli risklerin yaşanabileceğini bilerek hareket etmeleri lazım
Teknoloji her daim insanoğlunun davranışlarını ve tercihlerini şekillendiren bir unsur olmuştur. Son 25 yıldaki teknolojik dönüşümün öncekilerden çok daha hızlı gerçekleştiğini kimse inkâr edemez. Koronavirüs ile birlikte tüm yaş grupları, teknolojik dönüşüme kendilerini daha fazla adapte etmeye başladılar. Bazı trendlerin belirginleştiğini gözlemliyoruz. İnternet kullanımı artıyor, nakit kullanımı azalıyor, yeni nesil finansal teknolojiler ve yatırım araçları popülerleşiyor. Bu dönüşüm sürecinin bazı sancıları ve yan etkileri var. Tıpkı son günlerde Türkiye'de yaşanan kripto borsası skandalları gibi. Dijital ve kripto paraların nereye evrileceği ve ilgili kamu kurumlarının buraları nasıl düzenleyeceği gibi konular karşısında dünya genelinde politika yapıcıların kafaları halen karışık. G20 ülkelerinin şimdiye kadar koordineli bir şekilde çalışarak bu işin sınırlarını çizmemeleri ve yerel düzenleyiciler arasında yetki belirsizlikleri yaşanması, ekonomiler için büyük handikap oluşturuyor.
DÜĞMEYE BASTILAR
Merkez bankaları dijital para çalışmalarına hız vermiş durumda. İsveç Merkez Bankası, kendi dijital parasının pilot çalışmalarını yürütüyor. Çin Merkez Bankası da deneme sürecinde. İngiltere Merkez Bankası, dijital paranın teknolojik tasarımına yönelik raporlama çalışmalarına hız verdi. Yeni açıklanan reform paketinin uygulama takvimine göre, Türkiye'de dijital paranın ekonomik, teknolojik ve hukuki alt yapısının bu yılın sonuna kadar tamamlaması öngörülüyor. Merkez bankalarının oluşturacağı dijital paraların ödemeleri ve transferleri kolaylaştıracağı, işlem maliyetlerini ve kayıt dışı ekonomiyi ise azaltacağı tahmin ediliyor. Merkez bankalarının çıkartacağı dijital paralarının özellikle kriz dönemlerinde vatandaşa ve şirketlere doğrudan gelir ve ciro desteğini ulaştırmak için büyük bir kolaylık sağlayabilir.
ALTINA HÜCUM'UN MODERN VERSİYONU
KRİPTO para mevzu dijital paradan farklı. 19'uncu yüzyıldaki 'altına hücum' çılgınlığının modern versiyonu çok daha büyük bir çapta kripto paralarda yaşanıyor. Veri platformu Statista'nın 55 ülkede gerçekleştirdiği bir anketin sonuçlarına göre, kripto paralara ilgi noktasında Türkiye ilk sıralarda yer alıyor. Bu ankete Türkiye'den katılan insanların yüzde 16'sı kripto paralara sahip olduklarını veya bu paraları kullandıklarını belirtmişler. Bu anketin temsiliyet kabiliyeti tartışılabilir. Sonuçta gerçek verilerden ziyade beyana dayalı bir çalışmadan söz ediyoruz. Ancak, Türkiye'de kripto paralara olan ilginin her geçen gün hızla arttığı da bir gerçek. Türkiye'de insanların teknolojiye adaptasyonunun hızlı olması ve son yıllarda TL'de yaşanan değer kayıpları sonrasında insanların alternatif yatırım araçlarına yönelmesi gibi faktörler bu ilgiyi tetikliyor. Bazı ülkeler kripto parayı hem ödeme hem de yatırım aracı olarak görüyor. Kripto paraları tamamen yasaklamaya çalışan ülkeler de var. Türkiye'nin de aralarında bulunduğu bir grup ülke ise kripto paraların ödeme aracı olarak kullanımına sınırlamalar getiriyor. TCMB'nin kripto paraların ödeme aracı olarak kullanılmasına yönelik getirdiği sınırlamanın haklı gerekçeleri var. Küreselleşme ve teknolojinin geldiği seviyeleri düşünecek olursak, işin yatırım aracı kısmına yönelik olarak ise tamamen yasakçı bir anlayışta hareket mümkün değil. Zira, yasaklar geldiğinde bu sefer insanlar yurtdışı üzerinden kaçak yollarla işlemlerini gerçekleştiriyorlar. Dolayısıyla bu alanın doğru bir şekilde düzenlenmesi şart. Hatta iyilerle kötüleri ayırt etmek için bu düzenleme talebinin doğrudan kripto borsası işini düzgün yapmaya çalışan finansal şirketlerden gelmesi gerekiyor. Kripto paralara yatırım yapmayı düşünen vatandaşların da bu piyasadaki fiyatlamaların çok dalgalı olduğunu (para kazanma ihtimali var ama kaybetme ihtimali de yüksek) ve piyasa düzenleme- denetleme mekanizmaları kurulana kadar çeşitli risklerin yaşanabileceğini bilerek hareket etmeleri lazım.