Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Fed’in piyasa kararları ne anlama geliyor?

Yeni Asır gazetesi ekonomi yazarı Cahit Sönmez, ABD merkezli Fed bünyesinde Temmuz ayı toplantısında alınan kararları yorumladı

4 Yıl Önce Güncellendi

2021-07-31 00:35:43

Fed’in piyasa kararları ne anlama geliyor?

Federal Açık Piyasa Komitesi Temmuz toplantısında beklendiği gibi 'güvercin' tonda diyebileceğimiz kararlar aldı.

Çıkacak kararlar büyük oranda piyasalar tarafından tahmin edilebiliyordu. Sadece tahvil alım programı ile ilgili bir açıklama olur mu belirsizliği merak ediliyordu.

Birinci öngörümüz Federal Fonlama Oranı'nın yüzde 0-0,25 aralığında kalacağı idi. Zaten geçen ay ki toplantılarında yaptıkları projeksiyonlarda yılsonuna kadar bu seviyenin korunacağını duyurmuşlardı. Gelecek yıl için 5 üye 25 baz puan, 2 üye ise 50 baz puanlık faiz artırımı öngörüsü yapmışlardı. 2023 yılında sıfır seviyesinin korunmasını isteyen üye sayısı ise sadece 5'te kalmıştı.

İkinci öngördüğümüz karar ise yüksek seyreden enflasyonun Komite üyeleri tarafından 'geçici olduğu' değerlendirmesi idi. Haziran toplantısında yayımladıkları projeksiyonda Tüketici Fiyat Endeksinin yılsonu değerini bir önceki tahminlerine göre yüzde 2,4'den yüzde 3,4'e revize etmişlerdi. Aynı şekilde 'çekirdek enflasyonu da' yüzde 2,2'den yüzde 3'e çıkarmışlardı. Bu yükselişin geçici olduğunu 2022 enflasyon beklentilerinden de çıkarabiliyorduk.

Komite üyeleri her iki enflasyon oranının da gelecek yıl yüzde 2,1'e düşmesini tahmin ediyorlar.

Toplantı sonrasında Başkan Powell'ın enflasyon yükselişinin kalıcı olmadığı vurgusu güvercin FED'i desteklemiş oldu.

ALIMA DEVAM

Üçüncü öngörümüz de tahvil alım programının kademeli olarak düşürülmesinin sonraya bırakılması idi. Pandemiye yönelik önlemlerin başında FED'in aylık 120 milyar dolar büyüklüğünde tahvil alım yolu ile piyasaya likidite enjekte etmesiydi. Likidite hacmini genişletmesinin yanı sıra bu operasyonu ile banka ve banka dışı firmalar tarafından finansman amaçlı ihraç edilmiş bazı menkul kıymetlerin de likiditasyonunu sağlamaktı.

Aylık 40 milyar dolarlıkta "ipoteğe dayalı menkul kıymetler" alıyor. Malum 2008 krizi sonrasında mortgage kredilerinden doğan alacaklara dayalı olarak çıkarılan bu menkul kıymetler 'zehirli kağıt' olarak değerlendirilmişti piyasalarca.

Dördüncü öngörümüz ise emek piyasasının desteklenmesi gerektiği tespiti idi. Her ne kadar işsizlik oranı yüzde 6'nın altına gerilemiş olsa da, Komite üyeleri yılsonu için oranı yüzde 4,5 düzeyinde tahmin etseler de, FED emek piyasasında diğer niteliksel gelişmeleri de görmek istiyor. Yaratılan istihdamın ne kadar kalıcı olduğu, istihdam edilenlerin gelirlerinin iç talep ve tasarruf açısından ekonomiye yapabileceği katkılar, pozitif ayırımcılık kapsamında siyahi kadınların, eğitimsiz vasıfsız kişilerin istihdam düzeyleri gibi faktörleri de takip ediyor politika uygulamaları kapsamında.

PİYASALAR RAHATLADI

Piyasalar bu toplantıyı deyim yerinde ise kazasız atlatmış oldular. Eylül 21 ve 22 tarihlerinde bir sonraki toplantı. Eğer denkleme yeni bir değişken girmezse kur cephesi o tarihe kadar durağan seyreder. Güvercin ton doğal olarak bir süredir uyku da olan hatta zamanla gerileyen hisse senedi piyasalarına da nefes aldıracak gibi görünüyor.

Bu arada küresel likiditenin hem Avrupa hem de ABD tarafından artırılması sonucunda kıymetli madenlerin ve emtiaların bir o kadar kripto paraların spekülatörler tarafından kısa vadeli kazanç güdüsüne maruz kalarak fiyat oynaklıklarının yükseleceği gerçeğini de vurgulayalım.

Haber Ara