TEOG ve Bulut sistemi

TIMETURK | EĞİTİM
TUNCAY SEVİNDİK

Bir önceki yazımda sizlere ifade ettiğim sürecin tam olarak fotoğrafı bir öğrencinin hangi öğretim kademesinde olursa olsun bütünsel olarak ele alınmasıdır. Dolayısıyla öğrenci sadece akademik bağlamda değil sosyal gelişim süreçleri bağlamında da değerlendirilebilmelidir. Elbette ki her şeyi öğrenciye bağlamamak da gerekir. Öğretmenleri de yeniden yapılanma sürecinin içerisinde en önemli kilometre taşı olarak çekmeliyiz.

Öğrenci merkezli eğitim derken bir kavram yanılgısı yaşıyoruz. Merkezde olmayan hatta ve hatta sürecin hiçbir yerinde olmayan bir kişi gibi öğretmenleri bir kenara bıraktık. Aslında etkili bir eğitim süreci için ülkedeki tüm öğretmenlerin Ölçme Değerlendirme ve Eğitim Teknolojilerinin harmanı olan bir tezsiz yüksek lisans programına tabi tutulması gerekir. Neden?

Öğretim teknolojilerini efektif kullanamayan ve ölçme değerlendirme bağlamında yeni gelişmelerden habersiz bir öğretmenden toplumun ya da öğrencilerin verim almasının imkânı yoktur. Dolayısıyla kendini geliştiren öğretmen demek kendini geliştiren eğitim sistemi demektir. İlk sitemler şu şekilde ve duyar gibiyim: "Bu maaşa bu kadar!" Maalesef öğretmenlik mesleği maaş meselesi değildir. Gönül meselesidir. Eğer ki eğitim fakültelerinde bu anlayış kazandırılamamışsa bu durum önce öğrencilerin sonra ülkenin geleceği üzerine olumsuz etkiler bırakacaktır.

Gelelim son günlerin popüler kavramına: Sınavsız sistem.

Merkezden yapılmayan sınavsız sistem ya da tamamen okullarda yapılan sınavlara dayalı bir sistem Türk Eğitim yapısı içerisinde hormonlu, şişirilmiş notlar anlayışına zemin hazırlayacaktır. Dolayısıyla ailelerin not peşinde koşturacakları, rüşvet ve torpilin olacağı bir yapı kaçınılmaz olacaktır. Bir an doğu bloğu ülkelerde rüşvet ile ders geçme yapısı aklıma geldi. Liselerde, üniversitelerde doğu bloğu ve Orta Asya Türki Cumhuriyetler'de sıklıkla duyduğumuz rüşvetle ders geçme ya da not artırım süreçleri. Aman aman! Yakınımızda bile olmasın. Eğer ki bunlar yaşanacaksa TEOG devam ededursun.

Yeni sistemde sınavsız bir yapı diye kökten silinecek bir anlayış yerine daha local çözümler öneri olarak getiriliyor. Ama öncesinde;

- Öğretmen, Öğrenci, aile ve akran değerlendirmesinin öğrenci sosyal gelişimine ayna tutacağı bir online platformun varlığı öğrencinin sosyal gelişimi açısından önemlidir. Dolayısıyla objektif karar verme süreçleri için çok önemlidir.

- Öğrencinin akademik ve sosyal gelişimine ilişkin bir elektronik portfolyo değerlendirme sisteminin kurulması.

- Öğretmenin kontrol listeleri, dereceleme ölçekleri ve rubricvb. ölçme araçlarını etkili kullanması.

- Ödev ya da proje değerlendirme sisteminde akran değerlendirmesinin olması ve öğretmenin verdiği puan ile akran puanları arasında ilişkili bulunması.

- 5, 6 ve 7. sınıflarda öğretmenin yapmış olduğu sınavlar ile MEB tarafından gönderilen sınavlardaki başarı arasında mutlaka pozitif yönde bir korelasyon elde edilmesi.

- Derslerde okul yaşamın birebir kendisidir felsefesinden yola çıkılarak, sınav sorularına yeni bir boyut katılması.

- Çocukların sosyal gelişimlerinde sanatsal, sportif etkinliklerin yanı sıra yabancı dil ve bilişim etkinliklerine daha fazla yer ayırılarak çocuklarda öz saygının gelişimine olanak sağlanması.

Sonrasında ise;

Yazılı yapılan sınavların kayıt altına alınması noktasında kullanılacak ve her öğretmenin ulaşabileceği bir donanım (bu tür sınav ölçme araçları dünyada kullanılmaktadır) ve bu donanımın bulut sistem üzerinde yer alarak Milli Eğitim Bakanlığı'nın internet üzerindeki tüm servisleri ile entegre çalışıyor olması gerekir. Bu sistem için bildiğim, Yıldız Teknik Ünviersitesi Teknopark'ta bu amaçla bir alt yapı hazırlanmakta. Kullanılacak bu donanım ile tüm öğrencilerin aldığı puanlar, açık uçlu sınav sorularına verdiği cevaplar, sınav kâğıtlarının hangi zaman dilimi aralığında sisteme aktarıldığı, yazı farklılıkları vb. pek çok parametre ile yazılım platformu üzerinde karşılıklı kontrol yapıldıktan sonra diğer aşamalara geçilebilir. Eğer ki sistemde ilgili öğrenci ile ilgili bir alarm durumu söz konusu ise öğrencinin sınav değerlendirmesinde bir sonraki aşamaya geçilmeden tekrar incelemesi daha da önem arz edecektir.

Tüm bu önerilerin işleneceği bulut sistem üzerinde veri madenciliği ile yapılandırılmış online bir platform oluşturma önem arzetmektedir. Öğrencinin okuldaki sınavları, yazılı sınavları, sosyal etkinlikleri, ekonomik koşulları, ikamet ettiği adres vb, tüm verileri belirli ağırlıklarda sistemde değerlendirerek raporlayacak, objektif bir platform için veri madenciliği ve metin madenciliği biliminden üst seviyede faydalanacağımız yapının bir an önce oluşturulması kaçınılmazdır.

Bu önerilerde temel alınması gereken bu sürecin bir algoritması ve akış diyagramının ortaya konması gerekir. Nerede nasıl bir hata ile karşılaşılacak, eğer hata olursa gecikme olmaksızın ilgili basamağa dönüp öğrenci aynı hatayı almadan nasıl tekrar ilerleyecek. İşte bu konuda eğitim sektörünün kamu ve özel kurum temsilcileri (dikkat, kurum adına temsil ediliyorum diye bir öğretmen değil işin uzmanları) eğitim teknologları ve ölçme değerlendirme uzmanlarının oluşturacağı bir arama-tarama konferansının öncelikle yapılması gerekir.

Eğer Finlandiya'daki akademik başarıyı çocuklarımızda görmek istiyorsak yukarıda anlattıklarımı unutun. Öğrenci şu imtihanamı tabi tutulmalı yoksa şu özelliklerine mi bakılmalı. Eğer işin içerisinde Lise dönemine kadar ağır imtihanlar olacaksa biz emin olun başarıyı kolay kolay yakalayamayacağız. Sadece ve sadece okulların kalitesine odaklanalım, eğer ki bir yerde A okulu harika B okulundan mezunlar Tıp Fakültesine daha çok öğrenci kazandırıyor dedikçe, bu rekabetin ya da yarışın sonu 15 yaşına kadar çocuklarımız için bitmeyecektir.

Bir sonraki yazım eğitim endüstrisi kuralım olacaktır. Buluşmak ümidiyle…