Venezuela'da binlerce hükümet yanlısı gösterici, ABD Başkanı Donald Trump'un, ülkedeki siyasi krizin çözümü konusunda askeri müdahaleyi bir seçenek olarak öne süren yorumlarına tepki olarak sokaklara çıktı.
Amerikan karşıtı slogan atan protestocular, hoparlörlerden yayılan salsa müzikleri eşliğinde Caracas'taki başkanlık sarayı Miraflores'e yürüdü.
Trump, cumartesi günü, ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson ve Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilcisi Nikki Haley ile görüşmesinin ardından gazetecilere yaptığı açıklamada Venezuela'daki ulusal kurucu meclis seçimlerinin ardından devam eden siyasi krizin çözümüyle ilgili olarak, "Venezuela için birçok seçeneğimiz var. Bu arada askeri seçeneği de dışlamayacağım." demişti.
Trump, dünyanın başka bölgelerinde asker bulundurdukları gibi Orta Amerika ülkesi Venezuela için de bu seçeneği değerlendirebileceğini söylemişti.
Devlet Başkanı Nicolas Maduro, konuyla ilgili henüz bir açıklama yapmazken, Venezuela yönetiminden çok sayıda üst düzey yetkili söz konusu açıklamaları, Latin Amerika ülkelerinde ABD destekli askeri müdahalelerin yaşandığı Soğuk Savaş yıllarını hatırlatan "küstah" bir ifade olarak değerlendirmişti.
Latin Amerika ülkeleri içinde Venezuela'ya destek komşu Kolombiya'dan gelmişti. Kolombiya Dışişleri Bakanlığı yayınladığı açıklamada Trump'ın sözlerini kınarken, Venezuela'daki krizin çözümüne yönelik çabaların barışçıl ve ülkenin egemenliğine saygılı olması gerektiğine işaret etmiş, BM Genel Sekreteri'ne krize çözüm bulması çağrısı yapmıştı.
Öte yandan Kolombiya Devlet Başkanı Juan Manuel Santos, Venezuela'daki krizin çözümü için destek aramak üzere Latin Amerika ülkelerini dolaşan ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence ile ikili görüşmenin ardından yaptığı açıklamada "ABD ve Kolombiya önemli müttefiklerdir ancak dost acı söylediği için Başkan Yardımcısı Pence'e ne Kolombiya'da ne de Latin Amerika'da ne de Venezuela'da askeri müdahaleleri akıllarından bile geçirmemelerini söyledim." ifadesini kullanmıştı.
Venezuela'da, muhalefetin karşı çıkmasına ve uluslararası toplumun eleştirilerine rağmen 30 Temmuz'da kurucu meclis temsilcilerinin belirlenmesine yönelik seçim yapılmıştı.
Seçimi boykot eden muhalifler, sonuçlarını tanımayacaklarını açıklamıştı.
Ülkede gıda kıtlığı, yüksek enflasyon ve artan suç oranlarından kaynaklanan toplumsal hoşnutsuzluk, Maduro liderliğindeki hükümetin kontrol ettiği Yüksek Mahkemenin, 31 Mart'ta Kongrenin yetkilerini elinden aldığını açıklamasıyla sokak protestolarına dönüşmüştü.
Maduro yönetimi, muhalefetin, aşırı sağcı radikaller ve suç çetelerinin iş birliği içinde şiddeti körüklediğini savunurken muhalefet ise ölümlerden orantısız güç kullanan güvenlik kuvvetlerini ve hükümet yanlısı milisleri sorumlu tutuyor.
Ülkede mart sonundan bu yana devam eden hükümet karşıtı gösterilerde en az 125 kişi hayatını kaybetti.
